© Çerkezköy Ekspres

DOĞUM SONRASI DEPRESYON NASIL ENGELLENİR?

​​​​​​​İrmet Hospital’den Psikolog Meltem Keser, doğum sonrası yaşanan psikolojik sorunları ve bu sorunlarla baş edebilme yöntemlerini anlattı.

İrmet Hospital Psikoloğu Meltem Keser “Bebek sahibi olmak mutluluk veren bir olaydır, ancak annenin yaşamı stresli ve zor olabilir. Birçok kadın anne olduktan sonra hafif hüzün ve kaygı hisseder, ruh halinde değişiklikler görülür. Bu belirtiler normalde 7-10 gün içinde kendiliğinden düzelir. Az görülen, ancak daha ağır sorunlar doğum sonrası depresyon ve psikozdur. Doğumdan sonraki ilk 6 hafta içinde sinsice başlar ve birkaç ay içinde düzelir fakat 1-2 yıla kadar da sürebilir. “ dedi.

Doğum sonrası dönemde annede meydana gelen fizyolojik değişikliklere psikolojik ve davranış değişikliklerinin de eşlik ettiğini kaydeden Keser, “Bu dönemde kadınlarda görülebilen duygulanımda dalgalanma, kendini kaygılı, takıntılı, endişeli, umutsuz, çaresiz ve yalnız hissetme ve yaşamdan zevk alamama gibi belirtiler depresif durum olarak adlandırılır. Depresif durum, normal sayılan bir hüzünlülük halinden, psikotik depresyona kadar giden bir gelişim gösterebilir ve belirtileri doğumu takip eden bir yıl içinde, herhangi bir zaman diliminde ortaya çıkabilir.” ifadelerini kullanarak merak edilen sorular hakkında şu cevapları verdi.

Doğum sonrası depresyonun nedenleri nelerdir?

Meltem Keser: Biyolojik nedenler arasında doğum öncesi çok yüksek olan östrojen ve progesteron hormonunun doğum sonrası hızlıca düşmesi, prolaktin, stres hormonu ve troid hormonu değişiklikleri sayılabilir. Diğer sebepler arasında, doğumla birlikte anne ve babada rol tanımlamalarında değişme, eşlerin çift olmaktan daha ziyade anne, baba olmaya geçiş yapıyor olası ve bebek bakımının getirdiği psikososyal stresler ruhsal sorunların ortaya çıkmasını tetiklemektedir. Gebelik döneminde eşlerinden yeterli destek alamayan, evlilik ilişkilerinde sorunlu olan kadınlarda doğum sonrası depresyonunun ortaya çıkma riski daha yüksektir.

Kadının doğum sonrası iş kaybı, çevreden sosyal desteğin yetersiz olması, evlilik ile ilgili sorunlar, gebelik ve doğum sırasında yaşanan ölüm ayrılık gibi problemler, zor geçen gebelik ve doğum süreci, bebeğin ve annenin erken ayrı kalmaları, anne sütü ile bebeği besleyememek, bebeğin bakımında zorlanmak gibi durumlar doğum sonrası depresyonu kolaylaştırır.

Doğum sonrası depresyonun belirtileri nelerdir?

M.K: Doğum sonrası depresyonun belirtileri, halsizlik isteksizlik, keyifsizlik, duygusallık, kırılganlık, kolay ağlama, uykusuzluk gibi başlar. Önceleri bunu sadece kendisi hissederken etrafı sadece yorgun ve sessiz gibi algılar. Daha sonra giderek bu hissettiklerini eşi ve akrabaları ile paylaştığında tablo belirginleşmeye başlar. Doğumdan sonraki bir yıl içinde kadınlar psikiyatrik rahatsızlıklara daha yatkındır. Doğum sonrası hormonal değişiklikler ve hayat tarzı değişikliği bu hastalıkların açığa çıkmasını kolaylaştırır. Türkiye'de doğum sonrası dönemde %42 oranında depresyon görüldüğü tesbit edilmiştir.Bu annelerin bebeklerinde psikotik bozukluklar, depresyon,mani ve duygu durum bozuklukları daha çok görülür. Doğum sonrası depresyon özellikle kadının kendini çok ifade edemediği geleneksel aile yapılarında daha sık görülür. Daha az sıklıkla da anksiete bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk ve nadiren psikoz görülebilir.

İşte bu yüzden gebelik sonrası annenin takibi çok önemlidir. Giderek sessizleşen, her fırsatta ağlamaya meyilli ve bebeğin bakımı konusunda kaygılı bir anne olduğu göze batmaya başladığında ya da yeni anne bunları ifade eder hale geldiğinde psikiyatri uzmanının görmesi gerekir

Doğum sonrası depresyon yaşamamak için gebelik sırasında neler yapılabilir?

M.K: Gebelik takipleri sırasında detaylı bilgi alınmalıdır. Geçirilmiş psikiyatrik bozukluğu olanlar ve depresyona eğilimi olanlar tespit edilmelidir. Annenin gebelik, doğum ve doğum sonrası anne olmak ve bebek büyütme ile ilgili kaygılarını ifade etmesi sağlanmalı ve kaygılarını gidermek için bilgi verilmelidir. Gebelik sırasında anne ve baba eğitime katılmalı doğum korkularından kurtulmaları sağlanmalıdır. Gebelik döneminde baba mümkün olduğunca annenin yanında olmalı ve anne, baba ve bebek arasındaki bağlar güçlendirilmelidir. Gebelik öncesi psikiyatrik hastalığı olan ya da daha önceki gebeliğinde doğum sonrası depresyon geçirdiği bilinen gebelerde gebeliği sırasında psikolojik destek almaları sağlanmalıdır.

Gebenin doğum sonrası kaygılarını azaltmak için anneye destek sözü verilmeli ve annenin doğum sonrası ilk haftalarda emzirme ve bebek bakımı için destek alması sağlanmalıdır.

Doğum sonrası depresyon durumu ortaya çıktığında istirahat ederek, bebek uyuduğunda uyuyarak, aile bireyleri ya da arkadaşlardan yardım alarak, her gün düzenli duş alıp giyinerek, dışarı çıkıp yürüyüş yaparak ve rahatlamak ihtiyacı duyulduğu zamanlarda çocuğu bir başkasına kısa süreli de olsa bırakarak rahatlamaya çalışılmalıdır. Uykusuzluk doğum sonrası depresyonu kolaylaştırır. Anneler mümkün olduğunca kendi kişisel bakımlarını ertelememelidir. Fırsat buldukça da kısa sürelide olsa dışarıya çıkmaları iyi olur. Ancak daha ağır depresif durum ortaya çıktığında mutlaka tıbbi değerlendirme yapılmalıdır. Depresyona neden olabilecek tıbbi durumları belirlemek için tıbbi muayene, tetkikler yapılmalıdır. Gerektiğinde psikoterapi yapılmalı, antidepresan veya antipsikotik ilaç uygulamasına başlanmalıdır. Kullanılan tüm ilaçlar anne sütüne geçtiği için çok mecbur kalınmadıkça emziren annelere hekimler tarafından ilaç tavsiye edilmez ve verilmez. Ancak gerekli olduğu takdirde, anne sütüne geçtiği halde bebekte ciddi yan etkilere neden olmayan bazı antidepresan ilaçlar kullanılabilmektedir.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER