KÜRKLÜ: “VERDİĞİMİZ EĞİTİMİ ÜLKEYE HİZMET OLARAK GÖRÜYORUZ”
EĞİTİMÇerkezköy’ün ilk özel okulu olan ve geçtiğimiz günlerde 10’uncu kuruluş yıldönümünü kutlayan Gülerçin Koleji, yeni dönemde de öğrencilerin öncelikli tercihleri arasında yer alıyor. Türkiye’nin Marka Ödülleri kapsamında en iyi eğitim veren kurum olarak seçilen ve Çerkezköy’ün adını ulusal alanda duyuran Gülerçin Koleji, yeni eğitim öğretim yılında da tam öğrenme modeliyle öğrenciler için cazip imkanlar sunuyor. Yaklaşık 10 bin metrekare alanda öğrencilere kaliteli eğitim hizmeti verildiğini ve başarılarla dolu bir eğitim öğretim yılını daha geride bıraktıklarını belirten Gülerçin Koleji Müdürü Ömer Kürklü; “Bizim sorumluluğumuz büyük. Bu yüzden gece gündüz demeden çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çünkü biz verdiğimiz eğitimi ülkemize hizmet olarak görüyoruz” dedi.
Çerkezköy Gülerçin Koleji Okul Müdürü Ömer Kürklü, Çerkezköy Ekspres Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu.
“KENDİMİ ÇOK ŞANSLI HİSSEDİYORUM”
1984 yılı Sivas doğumlu olan Kürklü, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği mezunu. 2006 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra İzmir’de çalışan Kürklü, daha sonra Çerkezköy’de Gülerçin Koleji’nde öğretmen olarak göreve başladı. 2015 yılında Çerkezköy Gülerçin Koleji’nde Okul Müdürlüğü görevine yükselen Kürklü, anılarını şu sözlerle paylaştı; “2011 yılında Okul Kurucumuz Bülent beyle bir şekilde tanışma fırsatımız oldu. Eğitime olan bakış açısıyla, benim eğitime olan bakış açım uyuştu. Vizyon ve misyonumuz uyuştu. O da eğitime dair, geleceğimizin teminatı olan çocukların eğitimine katkılar sunmak istiyordu. Benim bu mesleği seçmemende en büyük etken geleceğimiz olan çocukları yetiştirmekti. 2011 yılında Türkçe öğretmeni olarak göreve başladım. Bir yıl öğretmenlik yaptıktan sonra 2012 yılının kasım ayında müdür yardımcısı görevine başladım. 3 yıllık bir müdür yardımcılığı görevinden sonra 2015 yılında okul müdürlüğüne başladım. Yaklaşık dört yılda da anaokul, ilkokul, ortaokul ve lisenin okul müdürlüğü görevini yürütmekteyim. Toplam 8 yıldır Gülerçin’de çalışmaktayım. Böyle bir kurumda çalıştığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu kadar büyük bir kampüste ve Bülent Gülerçin gibi bir kurucu ile çalışmak benim için çok büyük bir şans. Hem kendi kişisel gelişimim açısından hem de kurumun bana katkılarıyla kendimi çok şanslı hissediyorum. 8 yıldır okulun eğitim kalitesini arttırmak akademik, sosyal anlamda elimizden gelen tüm gayret ve çabayı gösterdik ve çok şükür ki güzel başarılara imza attık” dedi.
“BİR ÜLKENİN ÇAĞDAŞLAŞMASI ÖĞRETMENLER SAYESİNDE OLUR”
Yaklaşık 10 bin metrekare açık alan ve 5 bin metrekare kapalı olan Gülerçin Koleji’nde atölye sayısı da oldukça fazla. Toplamda 36 derslik olan okulda 1 fen labaratuarı da mevcut. 3D eğitimlerin de verildiği okulda; 18 metre uzunluğunda kapalı yüzme havuzu, 450 kişilik konferans salonu, müzik sınıfı ve resim atölyesi de bulunuyor. Öğrenciye her türlü imkanın sunulduğu Gülerçin Koleji’nde öğretmen kadrosu da oldukça zengin. Gülerçin Koleji’nde eğitim veren her öğretmene vizyon ve misyonlarını anlattıklarını açıklayan Okul Müdürü Ömer Kürklü; “Benim öğretmene ilk söylediğim vizyon ve misyonumuzdur. O da; “Çocuklar bizim geleceğimiz yarın bu çocuklar bizleri yönetecek” Ve bundan dolayı sorumluluğumuz ağır, yükümüz büyük, yani çocuklar üzerinde yarattığımız olumlu ya da olumsuz etki yarın bizim ülkemizin temel taşlarına yapılan yatırımdır. Bunun için ülkemizin yarınlara daha sağlam temellerle ilerlemesi, ülkemizin muhasır medeniyetler seviyesine ulaşması, çağdaşlaşması, gelişmesi, büyümesi ancak ve ancak öğretmenler sayesinde olur” diye konuştu.
“BÜYÜK BAŞARILARA İMZA ATTIK”
Gülerçin Koleji’nin 10 yıllık geçmişi olduğunu ve bilgi, birikim, tecrübe sayesinde öğrenciye en iyi olanakları sağlamayı amaçladıklarını ifade eden Kürklü; “Öğrenci neden Gülerçin’i seçmeli?” sorusuna da şu sözlerle yanıt verdi; “Okulumuz 2009 yılında eğitim hayatına başladı ve şu anda 2019 yılındayız ve 10 yıllık bir geçmişimiz var. 10 yıldır baktığımız zaman büyük başarılara imza attık. 10 yıllık bir tecrübemiz var. 10 yıllık bir ekimiz var, 10 yıllık bir bilgi birikimimiz var ve bu bilgi birikimi ile tecrübeyle beraber çocuklarımızı en iyi şekilde eğitmeye çalışıyoruz. Tabi ki öğrencilerin Gülerçin’i seçmelerin en büyük nedeni okulumuzun bulunduğu konum. Baktığınız zaman Çerkezköy’ün tepe bölgesinde eğitim vermekteyiz. Hem havası temiz, hem okul kampüsü olarak büyük bir kampüse sahibiz. Kapalı yüzme havuzundan tutun, spor salonlarına, resim ve müzik atölyesine sahibiz. Birinci sınıflarımız maksimum 20 kişi. 20’den fazla öğrenci almıyoruz sınıflara. Bunların yanında iki ayrı dil eğitimimiz var. İngilizce ve Almanca. Aynı zamanda yüzme derslerimizle çocuklarımıza yüzme eğitimi de veriyoruz. Eylül ayı eğitim açıldıktan sonra bir hafta yüzme bir hafta beden eğitim şeklinde ayrı bir çalışma programı hazırlıyoruz” diye konuştu.
“BİRİNCİ SINIFTAN İTİBAREN ÖĞRENCİLERİ STRESE SOKMADAN SINAVLARA HAZIRLIYORUZ”
“Bizim sorumluluğumuz büyük. Bu yüzden gece gündüz demeden çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çünkü biz verdiğimiz eğitimi ülkemize hizmet olarak görüyoruz” diyen Kürklü eğitim sistemi hakkında da şu bilgileri verdi; “Biz okul olarak öğrencileri çok boyutlu yetiştiriyoruz ama bir yandan da çocuklarımızı sınava hazırlıyoruz. Sınav bir süreç işidir. Sadece bir yıllık bir çalışmayla sınavlarda başarılı olunmaz. Biz bunu sekiz yıllık bir sürece yayıyoruz. Birinci sınıftan itibaren öğrencileri strese sokmadan, öğrencilere sınav kaygısı yaratmadan, sekizinci sınıftaki altyapısını, LGS sınavı mantığıyla yetiştiriyoruz. Çocuklarımız ilkokulda belli temel eğitimleri aldıktan sonra ilkokul konuları işlenirken de LGS sınavının konuları bellidir, soru mantığı bellidir çıkacak soru tipleri bellidir. İşte biz çocukları birinci sınıftan itibaren bu mantık doğrultusunda ilerletiyoruz ama asla çocuklara bir sınav kaygısına ya da stresine asla sokmuyoruz. Çocuklar farkında olmadan, o strese girmeden, birinci sınıftan itibaren sınava hazırlanıyorlar. Tabi ki bu işin ortaokul boyutu var. Ortaokula geçtikten sonra çocuklar zaten tamamen LGS sınavında başarılı olabilmek için sekizinci sınıfta bütün müfredata hakim olmaları gerekiyor. Öğrenciler Türkçe, Matematik, Fenden bütün akademik derslerin 5,6,7 ve 8 sınıf konuların tamamına hakim olacaklar ki nitelikli okullara yerleştirilsin” ifadelerine yer verdi.
“ASLA SINIFLARDA SEVİYE GRUBU OLUŞTURMUYORUZ”
Sınıfların başarılı öğrenci, başarısı öğrenci diye ayrılmasının yanlış olduğunu ifade eden Kürklü; “Asla biz sınıflarda seviye grubu oluşturmuyoruz. Bu çok önemli. Genelde okullar maalesef öğrencileri başarılı sınıflar ve başarısız sınıflar gruplarını oluşturuyor ki bu çocuklara yapılan belki en büyük kötülüktür. Eğitim sadece öğretmenin ders anlatıp öğrencinin dinlediği ya da test çözme yeri değildir. Eğitim bir iklimdir. Bir sınıf ikliminin oluşturulmasıdır. Yani bir sınıfta başarılı öğrenci de olacak orta seviye de öğrenci de olacak, zayıf seviyede öğrenci de olacak. Birbirlerini olumlu yönde etkileyecek öğrenciler Bu seferde ne olacak? akran öğretim diye bir olay vardır. Başarılı seviyede öğrenciler orta ve zayıf seviyedeki öğrencilerle beraber bir arada olup birbirlerinin başarısına katkı sağlayacaklar. Bunun yanında sınıf içerisinde bir rekabet ortamının oluşturulması çok önemlidir” açıklamalarında bulundu.
“ÖĞRETMEN ÇOCUĞU HAYATA HAZIRLAYAN KİŞİDİR”
“Öğretmen çocuğu hayata hazırlayan kişidir” diyen Kürklü ‘Öğretmenlik’ mesleğini şu sözlerel anlattı; “Öğretmen öğrenciyi sadece sınava hazırlayan değil, çocuğu hayata hazırlayan kişidir. Öğretmen bir çocuğun hayatında çok büyük bir etkenidir. Çocukların geleceğinde karar vermesinde, hayata hazırlanmasında, yarına daha sağlam temellerle ilerlemesinde en büyük etken öğretmendir. Öğretmen bu ülkenin daha iyi seviyeye gelmesi, sağlam bir toplumun oluşması, sorgulayan, eleştiren bireylerin yetişmesi için çaba gösterir. Çünkü bugün baktığımız zaman sayın Cumhurbaşkanımızı yetiştiren kim? Bir öğretmen. Bakanlarımızı yetiştiren kim? Öğretmen. Bugün Nobel ödülü alan Aziz Sancar’ı yetiştiren kim? Öğretmen. Bugün doktorlar yetiştiren kim? Öğretmen. Bunlardan dolayı bu ülkede her şeyi yapan aslında öğretmendir. Bundan dolayı öğretmenin sorumluluğu çok farklıdır. Bunun için öğretmen bir ülkenin kalkınmasında belli bir seviyeye oluşmasında sadece ekonomik, sosyal anlamda olsun, toplumun büyümesi gelişmesi anlamında, en büyük etken öğretmendir. Toplumu yapan öğretmendir. Toplumu şekillendiren öğretmendir. Yani bizim burada mezun ettiğimiz öğrenciler yarın toplum içerisine girecekler. Yani ben eğer ki bir yetişkin kırmızı ışıkta geçiyorsa yayaya yol vermiyorsa, ya da sokağa tükürüyorsa, bunun sorumlusu da öğretmendir. Onun için öğretmen bir ülkenin en temel taşıdır. Eğer ki eğitim fakültelerimiz gerçekten nitelikli öğretmenler yetiştirirse ve en önemlisi de eğitim fakültesi öğretmenlere yaptıkları işin sorumluluğunu ve bilincinin farkındalığını oluşturursa ve öğretmenlerimiz de bu bilinçle hareket ederse, gerçekten çok iyi bir nesil yetiştireceğimizden hiç kuşkum yoktur” ifadelerine yer verdi.
İlginizi Çekebilir