© Çerkezköy Ekspres

Mide Tümörleri ve Tedavi Yöntemleri

​​​​​​​Mide kanseri dünyada gittikçe görülme sıklığı artan ve en sık görülen dördüncü kanser türü. Ülkemizde ise her yıl yaklaşık 20 bin kişi mide kanserine yakalanıyor. Bilinçsiz beslenme alışkanlığının yanı sıra; sigara-alkol tüketiminin de tetiklediği mide kanseri hakkında İrmet Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç Dr. Şükrü Arslan bilgi verdi.

Mide kanserinin tüm kanserler arasında en sık karşılaşılan dördüncü kanser türü olduğunu ve genellikle lenf bezleri, karaciğer, akciğer gibi organlara yayılabilme özelliği olduğunu kaydeden Arslan, “Ülkemizde de çok sık rastlananılan kanserler arasında yer alan mide kanseri, dünyada her yıl  800 bin kişinin hayatını kaybetmesine yol açmaktadır. Erkeklerde, kadınlara oranla daha sık rastlanan mide kanseri, son yıllarda tıbbi alandaki gelişmeler sayesinde erken teşhis edilip, doğru tedavi uygulandığında önceki yıllara göre tedavide daha iyi sonuçlar alınmaktadır. Uzman kontrolü ve doğru beslenme ile de hastalığa yakalanma riskleri azaltılabilmektedir.” dedi.

MIİDE KANSERİ NEDENLERİ VE RİSK FAKTÖRLERİ

Kalıtsal faktörlerin mide kanserinin gelişmesinde etken faktör olduğunu vurgulayan Arslan, “Birinci dereceden akrabalarında mide kanseri görülenlerde, kanser riski artmaktadır.

Mide kanserinin tetiklenmesinde, beslenme alışkanlıkları önemli yer tutmaktadır. Aşırı tuzlu besinler tüketmek, sebze ve meyve ile beslenmede yetersizlik, beslenme ile ilgili en sık görülen kanser risk faktörleridir. Ülkemizde mangal kullanımı oldukça yaygın olduğundan etin tuzlanması ve pişerken yanması kanserojen maddelerin açığa çıkmasına neden olabilmektedir. Çiğ etle beslenmek de aynı şekilde kanser riskini artırmaktadır.

Midede gastrit ya da ülsere neden olan, H.pylori bakterisi de kansere neden faktörler arasında gösterilmektedir. Dolayısıyla dispeptik şikayetleri olan hastalarda mutlaka bu bakteriyi araştırmak ve uygun tedavi ile ortadan kaldırmak gerekir.

Sigara ve alkol kullanmak mide kanserinin risk faktörlerindendir. Sigara, midede iltihap oluşmasında rol oynar ve kanser riskini 6 kat artırmaktadır.

Beslenme önemli bir faktör olduğundan, sosyoekonomik düzey de kanserin oluşmasında etkilidir.  Son 50 yılda tüm dünyada mide kanserine bağlı ölüm oranları azalmıştır. Bu azalmanın sebebi; tedavideki gelişmelerle birlikte, yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve beslenmedeki taze meyve, sebze tüketiminin artması olarak açıklanmaktadır.” ifadelerini kullandı.  

MİDE KANSERİ BELİRTİLERİ

Mide kanserinin erken dönemde çok fazla belirti vermemekle birlikte hazımsızlık, şişkinlik, etli gıdalara isteksizlik gibi spesifik olmayan belirtileri olabildiğini kaydeden Arslan, “Mide kanserinin ileri aşamalarında ise; karın ağrısı, bulantı, kusma, yemek yedikten sonra şişkinlik ve kilo kaybı görülebilir. 40 yaş üstü hastalarda sonradan gelişen hazımsızlık ve kilo kaybı şikayetlerinin mutlaka üzerine gitmek gerekir. Hastalığı erken evrede yakalamak ile yapılacak olan tedavinin şekli ve hatta başarı şansı  değişecek olduğundan, mide bölgesinde ağrı, hazımsızlık, kilo kaybı gibi şikayetler fark edilir edilmez uzman doktor kontrolüne başvurmak gerekir.” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Şükrü Arslan mide kanseri belirtilerini kısaca şöyle sıraladı:

Bulantı, ağrı ve yutma güçlüğü: Mide kanseri belirtileri arasında bulantı ve yutma güçlüğü oldukça önemlidir. Mide kanseri olan kişilerin yarısından fazlasında görülen en belirgin belirtilerdir. Bu semptomlara mide veya göğüs kemiğinin altındaki ağrı da eşlik eder.

Doluluk hissi: Yemek yerken normale göre daha erken doymuş hissetmekte mide kanseri belirtisi olabilir. Uzun süren doluluk hissi, kilo kayıplarına da neden olabilir.

Kanama ve yorgunluk: Mide kanseri erken dönemde mide içinde kanamaya neden olabilir. Sürekli kanama neticesinde kansızlık gelişebilir. Hastalarda soluk görünme, erken yorulma ve nefes nefese kalma bulguları oluşabilir. Bazı vakalarda kan kusma, bazı vakalarda ise dışkının siyah renkte olması görülebilir. Herikisi de mide kanseri nedeniyle kanama bulgusu olabilir.

Kilo kaybı: Mide kanseri bazen hiçbir belirti vermeyebilir. Belirtiler geç dönemlerde ortaya çıkabilir. Hatta hasta cerrahi müdahale şansını kaybetmiş olabilir. Bu nedenle erken teşhis mide kanseri için önemlidir. İleri evre mide kanserlerinde dışkıda kan görülebilir,  karında sıvı toplanmasına bağlı şişkinlik oluşabilir  ve kilo kaybı tabloya eklenebilir.

MİDE KANSERİ TANISI

Mide kanserinde erken teşhisin tedavinin başarısı için çok önemli olduğunu vurgulayan Arslan, “Bu nedenle mide problemi yaşayan kişilerin erken dönemde uzman doktorlara müracaat etmeleri, kısa süreli medikal tedavi sonrası gerekli görülürse  endoskopi yaptırmaları önerilir.  Endoskopinin uygun kullanımı ile hastalığı erken evrede yakalamak mümkündür. Kontrastlı grafiler ve bilgisayarlı tomografi de mide kanseri tanısında kullanılabilecek yöntemler olmakla birlikte, lezyon tespit edilen vakalarda biopsi alınmasını da  sağlayan Endoskopi en önemli tanı yöntemidir.

Mide kanserinin evresini belirlemek ve diğer organlara yayılıp yayılmadığı görmek için ileri testilere ihtiyaç duyulur. Bu testler aynı zamanda hasta için en uygun tedaviyi belirlemek için de gereklidir. Ultrasonografi, Bilgisayarlı Tomografi (BT), kanserin yayılıp yayılmadığını kontrol eden Laparoskopi ve MR, PET-BT,  akciğer filmi gibi testler uygulanabilir.” ifadelerine yer verdi.

MİDE KANSERİ TEDAVİSİ

Mide kanseri tedavisinde kansere neden olan tümörün uygun şekilde çıkarılmasının tedavinin en önemli kısmını oluşturduğunu kaydeden Arslan, “Erken evrede yapılan başarılı cerrahi operasyonlar hastanın yaşam süresi açısından çok önemlidir. Ameliyatla hastanın midesinin bir bölümü ya da tümü alınabilir. Midesinin tümü alınan hastalarda, bağırsaktan yeni mide yapılır ve hasta bundan sonraki yaşamını normal bir şekilde devam ettirebilir. Bu şekilde yaşayan hastalara az ve sık yemeyi gerektiren diyet önerileri sunulur. Hastalarda mide alındıktan sonra kanserin türü ve evresine göre doktorun belirlediği şekilde ışın(radyoterapi) ya da ilaç tedavisi(kemoterapi) uygulanabilir. Mide kanserinin evresine göre değişiklik gösteren tedaviler sırasında eğer tümör lenf bezlerine sıçramış ise mutlaka kemoterapi uygulanır.” dedi.

MİDE KANSERİ AMELİYATI

Mide kanseri ameliyatlarında tümörün midede yerleşim yerine göre midenin büyük bir kısmı veya tamamının alındığını vurgulayan Arslan, “Mide ameliyatı sonrası hastanın sık aralıklarla, küçük porsiyonlarla beslenmesi ve besinleri çok iyi çiğneyerek yutması önerilir. Mide kanseri ameliyatı ve tedavisi sonrası, ‘Mide ameliyatı oldum ve iyileştim’ dememeli, düzenli kontrollere devam edilmelidir.” dedi.

MİDE KANSERİNDEN KORUNMAK İÇİN BESLENME VE YAŞAM STİLİNE DİKKAT!

İrmet Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Şükrü Arslan, mide kanserinden korunmak için beslenme alışkanlıkları ve yaşam stiline hakkında önerilerde bulundu. Arslan, şu bilgileri verdi:

“Ülkemizde maalesef yemek alışkınlakları küçük yaşlardan itibaren yanlış olarak inşa edilmektedir. Tütsülenmiş, salamura edilmiş ve aşırı tuzlu yiyeceklerden uzak durmak gerekir.  Kırmızı et, tavuk ve balığı dengeli tüketmek, çayı çok sıcak içmemek, katkı maddesi içeren yapay yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Sigara ve alkol azaltılmalı hatta bırakılmalıdır.  Düzenli egzersiz yaparak ideal kilo korunmalı, mide şikayetleri önemsenmeli, gerekirse uzman hekime müracaat etmelidir. Tedaviyi geciktirmenin ilerde çok daha büyük problemlere neden olacağı unutulmamalıdır. Unutmamak gerekir ki erken teşhis hayat kurtarır.”

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER