© Çerkezköy Ekspres

PARKİNSON HASTALIĞINDA ERKEN TEŞHİS ÖNEMİ

​​​​​​​Çerkezköy Özel İrmet Hospital Hastanesi  Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Erdal Olcay Ercan 11 Nisan Dünya Parkinson Gününde toplumsal farkındalık ve bilinçlenme yaratmak adına tedavi yöntemleri ve hastalık hakkında bilgi verdi.

Parkinson hastalığının ne olduğu hakkında şu bilgileri veren Ercan: “Alzheimer Hastalığı’ndan sonra en sık izlenen, beyindeki hücre dejenerasyonu (hücre ölümü) ile giden, beyinde dopamin isimli bir molekülü üreten nöronların kaybının olduğu bir nörolojik hastalıktır. Parkinson hastalığının tipik belirtileri hareketlerde yavaşlık, uzuvlarda titreme, kaslarda sertlik, daha az sıklıkta da duruş ve denge bozukluğudur. Öte yandan, söz konusu belirtilerin görüldüğü, ancak farklı nedenlere bağlı olarak gelişen çok sayıda hastalık da “parkinsonizm” başlığı altında toplanır. Nöroloji uzmanıları genellikle hasta ve yakınlarının verdiği ayrıntılı hastalık öyküsü ve elde ettiği muayene bulgularına dayanarak, Parkinson hastalığı ile parkinsonizm tablolarını birbirinden ayırt edebilir. Ancak, tedaviye yanıtsız hastalarda laboratuvar ve beyin görüntüleme incelemeleri isteyebilir” ifadelerine yer verdi.

PARKİNSON KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Parkinson hastalığının belirtileri hakkında da şu bilgileri veren Ercan: “Hastalığın belirtileri 40-70 yaşları arasında, sıklıkla da 60’lı yaşlarda başlar. Tüm Parkinson hastalarının sadece yüzde 5’inde hastalık başlangıç yaşı 20 ila 40 yaşları arasındadır. Genç yaş grubundaki bu hastalarda genetik nedenler söz konusu olabilir. Parkinson hastalığı erkeklerde kadınlara oranla biraz daha sık görülür. Toplumda bir yılda yeni Parkinson hastalığı tanısı konulma oranı 1000’de 1 ya da 2 kişidir. Dünyanın her yanında ve her türlü sosyoekonomik koşulda rastlanabilen hastalığın görülme sıklığı ülkelere göre farklılıklar gösterir. Toplumda 65 yaş üzerinde her 100 kişiden birinin Parkinson hastası olduğu kabul edilmektedir. Yurdumuzda da Parkinson hastalığı görülme sıklığının benzer oranlarda olduğu göz önüne alındığında, yaklaşık 70-100 bin hastanın var olduğu kabul edilebilir.  Parkinson hastalığının belirtileri, hareketle ilgili olanlar ve hareketle ilgili olmayanlar (motor ve motor olmayanlar) şeklinde iki gruba ayrılabilir. Motor semptomlar titreme, hareketin yavaşlaması (bradikinezi) ve kaslarda kasılma, hareket edememe (akinezi), uzuvlarda kasılma, tutarsız yürüyüş ve kamburluğu kapsar. Motor olmayan semptomlar uyku bozuklukları, kabızlık, koku duyusunun kaybı, depresyon, cinsel işlev bozukluğu ve anksiyeteyi içerir. Parkinson hastalığının ilk belirtileri, hastaların yaklaşık yüzde 70’inde dinlenme halinde ortaya çıkan el parmaklarında, el ya da kolda, bazen de ayakta titreme, yüzde 30 kadarında ise hareketlerde yavaşlama ve uzuv hareketlerinde tutukluk olabilmektedir. Hastalık genellikle sinsi başlar ve belirtileri yıllar içinde, son derece yavaş ama giderek artan biçimde ilerler, öyle ki hastalar çoğu zaman hastalığın başlangıç tarihini kesin olarak belirtemeyebilir. Hasta yakınları bazı belirtileri yaşlılığa özgü doğal özellikler olarak kabul edebilir. Hastalar ilk belirtinin farkına vardıkları zaman, hastalığın bazı belirtileri uzun zaman önce başlamış olabilir. Bir elinde titreme yakınmasıyla başvuran bir hastanın 3-4 yıl öncesine ait kaydedilmiş video filmlerinde yürürken bir kolunu sallamadığı fark edilebilir veya bazen hastanın eski fotoğraflarında öne eğik duruş özelliği dikkati çekebilir. Parkinson hastalarının büyük çoğunluğunda hasta ve ailesinin dikkatini çeken ilk belirti heyecan ya da stresin tetiklediği, gelip geçici olabilen, bir el parmağında veya elde ortaya çıkan, dinlenme halinde gelen titremedir. Daha seyrek olarak hastalık dinlenme halinde ortaya çıkan ayak titremesiyle başlayabilir. Bazı hastalar ise yazı yazarken, imza atarken kalemi kaydırmada tutukluk ve harflerde küçülme fark eder. Bazen hasta yakınları hastanın yüzünde donuk bir ifade geliştiğini belirtir. Hastalığın ilerleme hızı ile belirtilerin türü ve şiddeti hastadan hastaya değişiklik gösterecek şekilde farklıdır” dedi.

“PARKİNSON HASTALIĞI TEDAVİYE İYİ YANIT VEREN HASTALIKLARDANDIR”

Parkinson hastalığında erken teşhisin önemine değinen Dr. Ercan: “Beyinde hücre kaybıyla giden çeşitli hastalıklar arasında Parkinson hastalığı tedaviye iyi yanıt veren hastalıklardandır. Parkinson hastalığının uzun süreli, yavaş ilerleyici bir hastalık olması nedeniyle, tedavisinde hastanın ve ailesinin hekimle uzun yıllar işbirliği yapması gereklidir. Beraberce gösterilecek çaba, hem hastanın kendisini rahatsız eden belirtilerin tatmin edici bir şekilde kontrolünü, hem de hastanın daha iyi bir yaşam düzeyine kavuşmasını sağlayacaktır. Ayrıca aile bireylerinin, özellikle de eşlerin birbirine desteği ve sevgisinin bu konuda büyük bir katkısı olacağı da açıktır. Böyle bir yaklaşım yalnızca fizik olarak değil, psikolojik ve sosyal bakımdan da hastalığın hastadan götürdüklerini telafi etmede yardımcı olacaktır. En iyi yol, bir nöroloji uzmanı tarafından hasta sorumluluğunun üstlenilerek ve gerektiğinde bir fizyoterapist ile işbirliği yapılarak, düzenli kontrol muayeneleriyle tedavinin sürdürülmesidir. Hastanın daha iyi tedavi arama amacıyla birçok farklı hekime başvurması zaman kaybına yol açabilir. Çünkü hastanın başvurduğu her yeni hekimin, uzun hastalık öyküsünü ve ilaçların bireye özgü belirtiler üzerindeki etkilerini anlayıp değerlendirebilmesi için yeterli zamanı olmayabilir. Hastalığa ait tüm bilgilerin ve takiplerdeki muayene bulgularının, her hastaya özel olarak açılmış tek bir dosyada toplanmasında büyük yarar vardır. Günümüzde Parkinson hastalığındaki belirtilerden sorumlu olan dopamin hücrelerinin hasarını tamamen onaracak kesin bir tedavi henüz bulunamamış olmakla birlikte, hastalık belirtileri ilaçlarla önemli ölçüde azaltılabilmektedir” açıklamalarında bulundu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER