VARMA: DİK BAŞ, TOK KARIN, MUTLU YARIN
TEKİRDAĞKamu Sen Tekirdağ il Temsilcisi Kamuran Varma, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Bütün çalışanlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutluyorum. İlkemiz önce ülkemiz parolasıyla, başta devletimizin birliği ve bütünlüğü; milletimizin kardeşlik, huzur ve mutluluğu olmak üzere ‘Dik baş, tok karın, mutlu yarın’ diyerek kamu görevlilerimizin hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi için mücadele ediyoruz.” dedi.
Otoritesini kaybeden devletlerin vatandaşlarının nasıl acılar yaşadığını herkesin bildiğini belirten Varma, “Devletimiz olmazsa bizlerin de olmayacağı bilinci içinde hareket ediyoruz. Bu nedenle işgal altındaki vatan topraklarını düşmandan temizleyen, umudunu, gücünü ve birliğini kaybetmiş toplumu yeniden bir araya getirerek ona iman aşılayan, verdiği destansı mücadele ile Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve bugünlere taşıyan kahramanlarımıza her zaman minnettarız.” ifadelerini kullandı.
MUASIR MEDENİYET SEVİYESİ
Atatürk’ün gelecek nesillere muasır medeniyet seviyesini hedef gösterdiğini hatırlatan Varma, “Muasır medeniyete, yalnızca ekonomik ve teknolojik gelişme ile değil; adil bir gelir dağılımı, herkesin insanca yaşayabileceği bir ücret seviyesi, eşit fırsatlar, adalet ve liyakatle ulaşılabilir. Bu bakımdan Türkiye Kamu-Sen olarak mücadelemizin, Devletimizin kuruluş felsefesine uygun bir biçimde muasır medeniyet seviyesine ulaşmak için olduğunu özellikle vurgulamak isterim.” sözlerine yer verdi.
HELAL KAZANÇ
Türkiye Kamu-Sen ailesi olarak ekmek kavgasının kutsallığına inandıklarını belirten Varma, “Helal kazanç sağlarken hayatını kaybedenlerin şehitlik mertebesinde değerlendirilmesi de emeğin mübarek bir değer olduğunu ortaya koyar. Bu nedenle, alın terini akıtıp, evine ekmek götürme telaşında olan çalışanlarımızın, hak ettiği saygıyı görmesi ve emeğinin karşılığını alması gerekmektedir.” dedi.
“HİÇBİRİMİZ ÇALIŞTIĞI, ÇABALADIĞI HALDE YOKSUL OLMAK İSTEMEYİZ”
Çalışanın hakkını alması için verilen mücadelede, seslerinin daha gür çıkması, sorunların gündeme getirilmesi ve çözüm yollarının bulunması konusunda 1 Mayıs’ın kendileri için taşıdığı anlam ve değerin son derece büyük olduğunu vurgulayan Varma, “Ülkenin toplam gelirinden, herkesin adil miktarda pay alamaması, paylaşım sırasında belli grup ya da kişilerin kollanması, gelir dağılımının bozulmasına, haksızlığa ve yersiz zenginleşmeye neden olmaktadır. Haksız kazanç ve yersiz zenginleşmenin sonucunda; açlık ve yoksulluk tehlikesiyle baş başa kalan ve çalıştığı halde geçimini sağlayamayan bir toplum ortaya çıkar. Hiçbirimiz çalıştığı, çabaladığı halde yoksul olmak istemeyiz. Kimsenin emeğinin sömürülmesine göz yumamayız. Bu noktada ortak çıkarlarımızı korumak için bir araya gelerek, güç birliği yapmamız zorunlu hale gelir. Biz; sendikacılığı maaş pazarlığından çok, haksızlığa karşı verilen mücadelenin bir aracı olarak görüyoruz. Bu nedenledir ki 1 Mayıs’ın; emeğinden başka sermayesi olmayan çalışan, işsiz, yoksul, esnaf ve ev hanımlarının bir araya gelerek haksızlıklar karşısında seslerini yükselttiği ve güç birliği yaptığı gün olması gerektiğine inanıyoruz.” dedi.
“YALNIZCA ÜLKEMİZİN DEĞİL TÜM DÜNYANIN ORTAK SORUNU”
Gelinen süreçte, uygulanmakta olan sosyal ve ekonomik politikaların işsizliği, sözleşmeli, güvencesiz, esnek ve kuralsız çalışmayı yaygınlaştırdığını kaydeden Varma, “Artan işsizlik nedeniyle çalışanlarımız ve iş arayan vatandaşlarımız haksızlıklara karşı daha sessiz kalmaktadır. Yaklaşık her iki çalışandan biri, sosyal güvenceden ve sosyal korumadan faydalanamadan, kayıt dışı olarak istihdam edilmektedir. İş kazaları ve meslek hastalıkları her geçen gün artmakta ancak; bu olumsuzlukların önlenmesi için tedbir almakta ayak sürünmektedir. İçinde bulunduğumuz durum, yalnızca ülkemizin değil tüm dünyanın ortak sorunudur. Tüm çalışan örgütleri; hiç olmazsa yılda bir gün aralarındaki rekabeti, anlaşmazlıkları ve görüş ayrılıklarını bir kenara koyup, ideolojik amaçlar peşinde koşmaktan vazgeçip, yalnızca çalışanların sesi olmayı başarmalıdır. Herkesin; toplumun tüm bireylerinin insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesi için çaba sarf etme, ülkemizde adaletin tesis edilmesi için yaşanan olumsuzluklara karşı koyma, daima daha güzeli arama zorunluluğu vardır. Bu davranış, bizim inancımızın da temel bir değeridir.” açıklamalarında bulundu.
LİYAKAT VE BARIŞIN TESİS ESİLDİĞİ 1 MAYISLARDA BULUŞMAK DİLEĞİYLE
İşçisiyle, memuruyla, işsizi ve emeklisiyle hep birlikte büyümesine katkıda bulunulan milli gelirin hakça paylaşılması, sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesinin ancak adaletsizliğe “dur” diyen bireyler ve kurumların çoğalmasıyla mümkün olacağını belirten Varma, “Biz, huzurlu ve insan onuruna yaraşır bir yaşam istiyoruz. Yıllardır haksızlığa uğrayan memurlarımıza, itibarlarının iade edilmesini istiyoruz. Esnek ve güvencesiz istihdam modellerinin kaldırılmasını, tüm kamu görevlilerinin kadrolu, aile birliğinin teminat altına alındığı güvenceli bir istihdam sisteminde tek çatı altına toplanmasını istiyor, Devletin memuruna sıfat olarak harfler ve rakamlar değil, Devletin kadrolu memuru sıfatı yakışır diyoruz. Enflasyon kadar zam çıkmazından kurtulmak istiyoruz. Nimette de külfette de adalet istiyoruz. Büyümeden pay istiyoruz. Adil bir gelir dağılımı istiyoruz. Ailesinin insanca yaşamasına yetecek düzeyde ücret alan kamu çalışanı görmek istiyoruz. Kamu görevlileri ile birlikte tüm çalışanların örgütlenme, toplu sözleşme ve grev haklarını özgürce kullanabildiği bir ülke istiyoruz. Şeffaf ve adil bir yönetim istiyoruz. Baskılardan kurtulmuş, çalışma barışını sağlamış, yönetime katılma hakkı olan çalışanlar görmek istiyoruz. Geleceğe güvenle bakan, birbirine saygılı, mutlu, müreffeh, muasır medeniyet seviyesinin de üzerine çıkmış bir toplum istiyoruz. Tüm çalışanlarımızın güç birliği yaptığı, tüm haklarını elde ettiği, ayrılıkların bir tarafa bırakıldığı, adalet, liyakat ve barışın tesis esildiği 1 Mayıslarda buluşmak dileğiyle.” dedi.
İlginizi Çekebilir