ÇERKEZKÖY’DE 30 AĞUSTOS COŞKUSU
ÇERKEZKÖY30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 97’ncı yıldönümü kutlamaları tüm yurtta olduğu gibi Çerkezköy’de de, düzenlenen resmi törenle başladı.
30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama programı saat 09.30’da düzenlenen çelenk töreni ile başladı. Çelenk törenine İlçe Kaymakamı Atilla Selami Abban, 3. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Ahmet Ömercikli, Belediye Başkanı Vahap Akay, Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcısı Bayram Önerci, siyasi parti temsilcileri, askeri erkan, gaziler, mahalle muhtarları, kamu kurum ve kuruluşları temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.
TÜRK BAYRAKLARI VE ATATÜRK POSTERLERİ İLE DONATILDI
Kutlamalar öncesinde kentin dört bir yanı Belediye tarafından Türk bayrakları ve Atatürk posterleri ile donatıldı. Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen kutlama programında sırasıyla İlçe Kaymakamlığı, Garnizon Komutanlığı ve Belediye Başkanlığı çelenkleri Atatürk Anıtı’na sunuldu. Çelenk töreni, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından sona erdi.
KAYMAKAM TEBRİKLERİ KABUL ETTİ
Çelenk töreninin ardından kutlama programı Çerkezköy Kaymakamlığı’nda düzenlenen tebrikat töreni ile devam etti. İlçe Kaymakamı Atilla Selami Abban, 3. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Ahmet Ömercikli, Belediye Başkanı Vahap Akay ve Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcısı Bayram Önerci’nin tebrikleri kabul etmesinin ardından kutlama programı Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törenle devam etti.
“ANADOLU TOPRAKLARI O DÖNEMİN BÜYÜK DEVLETLERİ TARAFINDAN İŞGAL EDİLMİŞTİ”
İlçe Kaymakamı Atilla Selami Abban, 3. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Ahmet Ömercikli ve Belediye Başkanı Vahap Akay, tören aracına binerek alanı dolduran vatandaşları selamladı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından günün anlam ve önemine ilişkin P. Tgm Oğuzhan Sarıkaya bir konuşma yaptı. Sarıkaya konuşmasında; “Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına temel teşkil eden 30 Ağustos 1922’de kazandığımız Büyük Zaferin 97. Yılını ulusça kutlamanın haklı gururunu ve onurunu yaşıyoruz. Aziz Türk Milleti, kahraman Türk Ordusu ile birlikte varlığına ve vatanına kast edenlere karşı 97 yıl önce bugün, kahramanlık ve şeref dolu tarihinden aldığı kudretiyle yeniden dirilerek, topyekun bir varoluş mücadelesi sonucunda eşine tarihte az rastlanır bir zafer kazandırmıştır. Aziz yurduna ve bağımsızlığına kast eden işgal kuvvetleri karşısında Türk Ordusunun ortaya koyduğu bu zaferin her safhası tek tek düşünülmüş, hazırlanmış ve yönetilmiştir. 1900’lü yılların başlarında meydana gelen büyük devletler arasındaki çıkar çatışmaları, dünyada gelişen fikir akımları, sanayileşme gibi gelişmeler sonucunda, Birinci Dünya Savaşı sonunda müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Mondros Mütarekesi imzalanmış, imzalanan anlaşma ile bin yıldır üzerinde kan dökerek, can vererek yurt edindiğimiz Anadolu toprakları o dönemin büyük devlet ve onların maşaları tarafından işgal edilmiştir” dedi.
“İŞKENCE VE ZULÜMLERDE BULUNMUŞLARDIR”
İşgal güçlerinin girdikleri her yerde işkence ve zulüm uyguladıklarını ifade eden Sarıkaya; “Ayrıca tarihimize kara bir leke olarak geçen Sevr Anlaşması da ulusumuza dayatılmıştır. İşgal güçleri girdikleri her yerde adeta tarihi kinini tutarcasına kadınımıza, yaşlımıza, çocuklarımıza, dünyada eşine az rastlanır zulüm ve işkencelerde bulunmuşlardır. İşte böylesi umutsuz görünen, üzerimizde kara bulutların dolaştığı bir ortamda Mustafa Kemal ve onun dava arkadaşları bağımsızlık meşalesini yakarak ‘Ya İstiklal Ya Ölüm’ parolasıyla aydınlığa giden yolu açmışlardır” diye konuştu.
“TÜRK ORDUSU KISA BİR SÜREDE DÜŞMANI İMHA ETTİ”
Bağımsızlık mücadelesinin ilk hedefinin düşmanı yurttan atmak olduğunu belirten Sarıkaya; “Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefi son neferine kadar düşmanı kutsal vatanımızdan atmak olarak belirlenmiştir. Özellikle Sakarya Meydan muharebesinde hedefimize ulaşmaya muktedir olduğumuzu milletimizin istiklali uğruna kanının son damlasına kadar mücadeleye devam edeceğini ispatlamıştır. Artık dünyanın en kahraman en savaşçı milletine düşen görev, düşmana son darbeyi vurmak olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın başkomutanlığı altında Türk kuvvetleri düşmana beklemediği bir yerde taarruza geçerek, stratejik sahada düşmanı aldatmayı başardı. Avrupalıların 5-6 ayda geçilemez dediği Afyon mevzilerini 3 günde geçerek, 30Ağustos’a gelindiğinde düşman kuvvetlerinin önemli bir bölümünü imha etti. Ardından 9 Eylül’de düşman İzmir’de denize döküldü. Dünya büyük taarruz için şu ifadeleri kullanmışlardır; “Türkler Mohaç Meydan Muharebesi’nden yüzyıllar sonra yine parlak bir imha muharebesi kazandılar” Bu muharebelerde Türk ordusu çok kısa bir sürede kendisinden üstün düşman kuvvetlerin büyük bir bölümünü imha ve esir etmiştir” şeklinde konuştu.
“TÜRK ULUSU BU MEYDANDAN ALNININ AKIYLA ÇIKMAYI BAŞARMIŞTIR”
Türk ulusunun çıktığı savaştan zaferle ayrıldığını ifade eden Sarıkaya; “30 Ağustos’un gerçek anlamını ve önemini Büyük Zafer’in ikinci yıldönümünde Dumlupınar’ın Çaltepe’sinde yapılan törende Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği söylemde görülür; “Hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk Devleti'nin temeli burada atıldı. Ebedi hayatı burada taçlandırıldı, bu sahada, bu semada dolaşan şehit ruhları devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır. Harpler yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Meydan muharebesi milletlerin bütün varlığı ile ilim ve fen alanlarındaki yükselmeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle kısaca bütün maddi ve manevi kudret ve faziletleriyle çarpıştığı bir imtihan meydanıdır. İşte kazanılan zaferi muhteşem kılan unsur, harbi; kadın, çocuk, yaşlı demeden milletçe topyekun bir savaş alanı icra edilmiş olmasıdır” Türk ulusu bu meydandan da ulu önderin önderliğinde alnının akıyla çıkmayı başarmıştır” dedi.
“ASKERİ VE SİYASİ SONUÇLARI OLMUŞTUR”
Büyük Taarruz’un günümüze yansıyan siyasi ve askeri sonuçları olduğunu belirten Sarıkaya; “Türk tarihine altın harflerle yazılan bu zaferin günümüzde çok önemli askeri ve siyasi sonuçları olmuştur. Ve bu sonuçların günümüzde yansımakta olduğunu gözlemlediğimiz, bu zaferle Türk ulusu son neferine kadar yok edilmedikçe Türk’ün istiklalinin elinden alınamayacağı, Türklerin yalnızca askeriyle değil, milletiyle topyekün savaştığı bir kez daha ispatlanmıştır. 30 Ağustos Zaferi Türk ordusuna Silah Kuvvetleri Günü olarak armağan edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını sağlamak bölgemizde ve dünyada sürekli barışı tesis edilmesine katkıda bulunmak için tarihinden ve milletinden aldığı güçle, modern harp silah ve tesisatıyla, güçlü ve dinamik personeliyle, ulaştığı yüksek eğitim seviyesiyle, azimli ve kararlı komuta kademesiyle, dostlarının ve ülkemizin güvencesi, düşmanlarımızın korkulu rüyası olmaya devam etmektedir. Dünyanın sayılı askeri güçlerinden birisi olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz her zaman her yerde ve her şartta verilecek görevlere hazırdır. Milli egemenlik, milli şuur ve tam bağımsızlık esasına dayanan, Atatürk ilkeleri bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da Türk Silahlı Kuvvetlerimize rehber olmaya devam edecektir. Bu kutsal ve tarihi gün vesilesiyle, ulusça başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere dava arkadaşları ve aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, hatırları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor, şükranlarımızı sunuyorum, ruhları şad olsun” ifadelerine yer verdi
ÖDÜLLERİ VERİLDİ
Konuşmanın ardından Zafer Bayramı nedeni ile düzenlenen Voleybol, Tekvando, Karate ve Güreş dallarında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Kutlamalar yapılan Geçit Töreni ile sona erdi.
İlginizi Çekebilir