© Çerkezköy Ekspres

“ÇİFTÇİ, TARLASINI DA TRAKTÖRÜNÜ SATIYOR!”

TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları, Türkiye’nin gıda fiyatlarında OECD ortalamasının üzerine çıkmaya devam edeceğini gösteriyor. Tanzim satış noktaları dahi gıda enflasyonunu dizginleyemedi. Geçen yılın aynı ayına göre, gıda fiyatlarının yüzde 29.25 oranında artmasına işaret eden CHP Tekirdağ Milletvekili Dr. İlhami Özcan Aygun;  “Esas sorun tarımda yani gıdadaki beka sorunudur. Çünkü üretim bitiyor, çiftçi tarlaları, traktörleri satışa çıkarıyor! Traktör satışları yarı yarıya düştü. 2017 Aralık-Ocak ayında 72 bin 909 traktörün trafik tescili yapılırken, 2018 yılında bu rakam yüzde 54 gerileyerek 48 bin 356’ya geriledi” dedi. 

CHP Tekirdağ Milletvekili Dr. Aygun, icralık traktör satışlarına işaret ederek, “İcralık traktör satışları patladı! www.icraburada.com/icralik-traktor sitesine bakın. Çiftçi can çekişiyor. Tarım yoğun bakıma alınmadıkça, bu gidişat durmayacak” diye konuştu. 
“NÜFUSU ANKARA KADAR OLAN ÜLKELERDEN HAYVAN VE ET İTHAL EDİYORUZ”
Dr. Aygun, Türkiye’nin Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Slovakya, Avustralya, Meksika, Uruguay, Brezilya ve AB ülkelerinden et ve büyükbaş-küçükbaş hayvan ithal ettiğine işaret ederek, ortaya çıkan tabloyu şöyle özetledi: “2017 yılından itibaren küçükbaş hayvan ithalatına da geçilmiştir. İthalat miktarı her yıl adım adım yükselmektedir. 2010 yılına kadar 47 bin baş damızlık büyükbaş hayvan ithalatı yapılmış iken, 2018 yılında bu rakam 72 bindir. Hayvan ithalatında Avrupa birincisi haline gelmemiz ibret vericidir.  2017 yılında 1,2 Milyon dolar ödeyerek 1.176.479 adet büyük ve küçükbaş hayvan ithal edilmiş iken, 2018 yılında 1,7 Milyar dolar ödenerek 1.886.293 baş büyük ve küçükbaş hayvan ithal edilmiştir. Üstelik Türkiye’nin nüfusu kendisinden 16 kat küçük ülkelerden ithalat yapmak zorunda kalması vahimdir. Nüfusu Ankara ile aynı olan Danimarka ve Slovakya’dan, nüfusu İstanbul’dan az olan Çek Cumhuriyeti’nden bile hayvan ithal etmek zorunda kalmamız, et açısından arz güvenliğinin yok olduğunu ortaya koymaktadır. Bu aciziyettir” ifadelerine yer verdi. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin, Türkiye’nin 2022’de hayvan ihraç edecek ülke haline geleceğini açıklamasını “Bu aklımızla dalga geçmektir. La Fontaine Masalları bile bu iddiadan daha inandırıcıdır! Üreticinin girdi maliyetlerini sübvanse etmeden, hayvancılığı ayağa kaldırmak mümkün değildir” uyarısını yaptı.


SÜTTE TEHLİKE ÇANLARI!
Et ve Süt Kurumu’nun raporları incelediğinde Avrupa Birliğinde kişi başına et tüketiminin 37,4 kg olduğuna dikkat çeken Aygun, “Türkiye’de ise bu rakam kişi başına 30,4 kg düzeyindedir. Hayvancılıktaki bu gerileme süt üretimine de sirayet etmişti. Danimarka’da inek başına süt üretimi 9,3 ton, İsveç’te 8,7 ton, Çek Cumhuriyeti’nde 8,2 ton iken ülkemizde 3 tondur.  Bu rakamları yükseltmek için ne gibi çalışmalar var” diye sordu. 2017 yılında ithal edilen kasaplık hayvan sayısının bir önceki yıla göre yüzde 154 artarken,  Türkiye’de büyükbaş gövde eti üretiminin bir önceki yıla göre sadece yüzde 9.5 oranında arttığına işaret eden Aygun, “Yani hayvancılıkta da fişimizi çektiler! Tablo üzücü” diye konuştu.
ŞİMDİ DE MISIR SOĞANI!
Aygun, gıdada arz güvenliğini sağlamak için acil bir Tarım ve Hayvancılık Eylem Planı’nın hazırlanmasını isteyerek, “Çiftçi, mazot, gübre, tarım ilaçları açısından sübvanse edilmeli, girdi fiyatları en az yüzde 50 sübvanse edilmelidir. Bakın, şimdi de Mısır’dan bile soğan ithal etmek zorunda kaldık! Üretimdeki tablo bir beka sorunu olmuştur. Gıda güvenliği olmayan bir ülkenin beka güvenliğinin olması da mümkün değildir!” dedi. 


 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER