ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE GÜNÜ ÇEŞİTLİ ETKİNLİKLERLE KUTLANDI
TEKİRDAĞ17 Haziran Dünya Çölleşme ile Mücadele Günü’nün 25. yılı Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen çeşitli etkinliklerle kutlandı. TEMA Vakfı, Ankara ATO Congresium’da düzenlenen etkinliklerde iki ayrı etkinliğin organizasyonunu üstlendi. Bu kapsamda 17 Haziran Pazartesi günü Çocuklar için Toprak ve İklim Atölyesi gerçekleştirildi. TEMA Vakfı’nın etkinlikleri 18 Haziran Salı günü 11 farklı STK’nın katılacağı STK Forumu ile devam etti.
TEMA Vakfı, 17 Haziran Dünya Çölleşme İle Mücadele Günü’nün 25. yılı kutlamaları kapsamında Ankara’da çeşitli etkinlikler gerçekleştirdi. Her yıl farklı bir ülkenin ev sahipliğinde yapılan 17 Haziran Dünya Çölleşme İle Mücadele Günü etkinlikleri bu yıl “Toprağımız için El Ele” temasıyla Türkiye’de düzenlendi. Tarım ve Orman Bakanlığı Çölleşme ve Erozyonla Mücadele (ÇEM) Genel Müdürlüğü’nün koordinasyonunda hayata geçirilen etkinlikler kapsamında TEMA Vakfı, Çocuklar için Toprak ve İklim Atölyesi ve STK Forumu olmak üzere iki ayrı forumun düzenlenmesini üstlendi.
ÇOCUKLAR TOPRAK İÇİN HAREKETE GEÇME ÇAĞRISI YAPTI
Açılışını iklim aktivisti çocuklar Atlas Sarrafoğlu (12) ve Rüya Aygüneş’in (10) yaptığı ve yirmi yedi çocuğun katıldığı Çocuklar için Toprak ve İklim Atölyesi’nde çocuklar toprak, iklim değişikliği ve çölleşme arasındaki ilişki üzerine birlikte düşünerek toprağın ve iklimin korunmasına dikkat çekmek için çeşitli etkinlikler gerçekleştirdiler. Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Genel Sekreteri Ibrahim Thiaw ve Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli atölyenin sonuna katılıp çocukların çeşitli sorularını yanıtladı. Bakan Pakdemirli, Türkiye’nin kuraklıkla mücadelede en başarılı ülkelerden biri olduğunu belirtirken, orman alanı artışında da başı çeken ülkelerden biri olduğunun altını çizdi. Atlas Sarrafoğlu Bakan Pakdemirli’den Paris Anlaşması’nın Meclis tarafından onaylanmasını talep etti. Bakan Pakdemirli’nin Rüya Aygüneş’in isteği üzerine Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u arayarak iklim krizinin eğitim müfredatına girmesi konusundaki taleplerini iletmesi, eğlenceli dakikaların yaşanmasına neden oldu. Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ise gönderdiği görüntülü mesaj ile atölyeye katılan herkese, iklim krizi ile mücadelede elinden geleceğini yapacağına söz verdi. Etkinlikler kapsamında TEMA Vakfı 18 Haziran’da on bir farklı STK’nın yer aldığı STK Forumu’nu düzenledi ve forumda Dünya Çölleşme İle Mücadele Günü’nün bu yılki teması olan arazi tahribatının dengelenmesi (ATD) konusu masaya yatırıldı.
“TÜRKİYE’DE ÇÖLLEŞMENİN BAŞLICA NEDENLERİNDEN BİRİ EROZYON”
TEMA Vakfı olarak 17 Haziran Dünya Çölleşme ile Mücadele Günü kapsamında uluslararası etkinlikler düzenlemekten ve etkinliklere hem Birleşmiş Milletler hem de Türkiye hükümetinden üst düzey katılımların olmasından dolayı duydukları memnuniyeti dile getiren Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, aynı zamanda 16 Haziran’ın da Türkiye’de Toprak Bayramı olarak kutlandığını ifade etti. Bu önemli günün aslında toprak konusunun tüm canlılar için hayati önemine dikkat çektiğini belirten Deniz Ataç, çölleşmenin genellikle yanlış anlaşıldığını vurguladı. Deniz Ataç, “Çölleşme, arazilerin çöle dönüşmesinden ziyade, toprağın verimliliğini kaybetmesi, bitki örtüsünün yok olarak ona hayat veren toprağın yaşamsal önemi olan hizmetlerinin azalması anlamına geliyor. Toprağın üretkenliğini kaybetmesi beraberinde kırsal fakirliğin artmasına dolayısıyla geliri toprağa bağlı olan insanların göç etmesine neden oluyor. Küresel ölçekte son 20 yılda 10 milyon kişinin çölleşme nedeniyle göç ettiği tahmin ediliyor. Çölleşme, dünyada karasal alanın yüzde 25’ini oluşturan 4 milyar hektar alanı, 168 ülkede ise 1,5 milyar insanın hayatını doğrudan etkiliyor. Her yıl 12 milyon hektar tarım arazisi (3 Konya ili büyüklüğünde) bozuluma uğruyor. Tarımsal üretimde ise gelecek on yılda yüzde 2 azalma olacağı öngörülüyor. Son beş yıldaki gözlemler her yıl ortalama 5,2 milyon hektar orman arazisinin (2 Ankara ili büyüklüğünde) azaldığını gösteriyor. Türkiye’de ise arazi üretkenliğinin azalmasında erozyon hala en başta gelen sorun olarak dikkat çekiyor. Tarım arazilerinin yüzde 59’u, meraların yüzde 64’ü, orman arazilerinin yüzde 54’ünde çeşitli şiddette erozyon görülüyor. Erozyonun yanı sıra arazi tahribatının nedenleri arasında; tarım dışı kullanımlar (sanayi, kentleşme, konut yapımı, turizm, madencilik ve ulaştırma amaçlı kamu yatırım alanları) nedeniyle yok olan tarım arazileri, anız yakma, yanlış toprak işleme ve sulama, yanlış tarımsal uygulamalar ve vahşi madencilik yer alıyor. Arazi tahribatının yani çölleşmenin sonucu doğrudan insan refahının ve yaşam kalitesinin azalmasıdır. Bu sebeple, ağaçlandırma, mera ıslah çalışmaları, sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, tahribata uğramış arazilerin rehabilitasyonu ve doğal varlıklarımızın korunması hepimizin görevidir. Bu sorumluluğu sadece bugün için değil, gelecek kuşaklar için de taşıdığımızı unutmamalıyız” dedi.
İlginizi Çekebilir