© Çerkezköy Ekspres

KADINLARIN GÜCÜNÜ KEŞFEDEN VE TOPLUMSAL DEĞİŞİMİ HEDEFLEYEN BİR LİDER”

çerkezköy’ün "Namı Değer Zeynep Annesi" olarak tanınan Zeynep Bozkurt, yıllar süren özverili çalışmaları ve güçlü liderliği ile kadın hakları savunuculuğunda önemli bir isim haline gelmiştir. 1982 yılında evlenerek Çerkezköy’e yerleşen ve burada ticaretle başladığı yolculuğunu toplumsal sorumluluk projelerine dönüştüren Zeynep Bozkurt, aynı zamanda Kadın Geliştirme Derneği (KAGEDER) kurucusudur. Dernek çatısı altında, kadınların ekonomik, sosyal ve kültürel alanda daha güçlü bir yer edinmesi için mücadele eden Bozkurt, kadınların kendi potansiyellerinin farkına varması gerektiğine inanıyor.Kadınların hayatın her alanında eşit ve güçlü bir şekilde var olması için mücadelesini sürdürürken, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle mücadelede gösterdiği kararlılıkla dikkat çeken Zeynep Bozkurt ile gerçekleştirdiğimiz bu röportajda, hem Türkiye’deki kadın hakları mücadelesini hem de KAGEDER’in geleceğe dair hedeflerini konuştuk. Kendisiyle, kadınların güçlenmesi için attıkları adımları ve karşılaştıkları zorlukları samimiyetle paylaştığı için teşekkür ediyoruz.

Zeynep Bozkurt kimdir?
"Ben, Çerkezköy'ün namı değer Zeynep Annesiyim. 1982 yılında evlenip Çerkezköy'e yerleştim. 20 yıllık bir ticaret geçmişim var. Aslen Batmanlıyım ve iki çocuk annesiyim."

Kadın hakları açısından Türkiye’nin mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Son yıllarda kaydedilen ilerlemeler ve gerilemeler neler?
"Kadın hakları var, evet, ancak uygulamada ciddi eksiklikler söz konusu. Yasalarda ve uygulamada birçok ihlal mevcut. Örneğin, uzaklaştırma cezası, çoğu zaman ters tepiyor. Yaptığımız araştırmalara göre, erkekler dışarıda park köşelerinde ya da arabaların içinde kalmak zorunda kalıyor. Bu durum, ailelerine de yansımıyor çünkü tepki alacaklarından korkuyorlar. Sonuç olarak, erkekler öfkelerini daha da kontrolsüz bir şekilde dışa vurabiliyor, bu da kötü sonuçlar doğurabiliyor. Yanlış ve eksik uygulamalar yüzünden, maalesef ülke olarak ilerlemek yerine gerileme yaşıyoruz."
 
Son dönemde artan kadına şiddet vakaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye'deki hukuki ve toplumsal sistemin bu konuda nasıl bir sorumluluğu var?
"Kadına yönelik şiddeti kadınlar değil, erkekler bitirmeli. Erkekler, kendi aralarında bu tür davranışları sergileyenleri dışlamalı ve gerekirse dostluklarını bitirmelidir.”

 

  Kadınların liderlik pozisyonlarında daha fazla yer alması için neler yapılmalı? Kadınların iş dünyasında ve siyasette daha görünür hale gelmesi için hangi adımlar atılmalı?

"Erkekler, kadınlara fırsat tanımalı. Kadınların elini kolunu bağlayan pek çok neden var; çocuk bakımı, ev işleri, hasta bakımı gibi sorumluluklar genellikle kadına yükleniyor, erkeğe değil. Erkekler bu bakımlardan sorumlu olduklarını hissetmiyorlar. Kadın ise doğal olarak sorumluluk duygusu taşıdığı için önü tıkanıyor. Kadın mücadele etmeli, erkek ise onun önünü açmalı.”

 

 Kadın hakları savunuculuğu yapmak, çoğu zaman büyük riskler ve zorluklar içeriyor. Sizin bu yolda karşılaştığınız en büyük zorluklar neler oldu?
"Çerkezköy için en büyük zorluk, bir kadın sığınma evi değil, bir kadın konuk evi olmamasıdır. Çünkü kadınlar sığınmak zorunda değil, destek bulmalı. Kadınların kalabileceği konaklama yerlerinin eksikliği büyük bir sorun. Bu nedenle ben, kendi evimde ve derneğimde kadınlara yardımcı oldum."


 Kadın Geliştirme Derneği olarak, erkekleri bu mücadeleye dahil etmek için ne gibi stratejiler izliyorsunuz?
"Kadına şiddete hayır demek için birçok çalışma ve panel düzenledik."

 


  KAGEDER’in maddi anlamda zorlandığı dönemlerde, sürdürülebilirliğini sağlamak için neler yapıyorsunuz? Dernek olarak finansal kaynak yaratma konusunda karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdir?
"KAGEDER olarak kirada zorlanıyoruz. Daha önce bir hayırsever bu konuda 2 yıl boyunca destek oldu, ancak sonrasında büyük zorluklarla karşılaştık. Kermesler düzenledik, bağış topladık ve zaman zaman kendi bütçemizden karşılamak zorunda kaldık. Biz gönüllü bir kuruluş olmamıza rağmen, bir iş yeri gibi muamele görüyoruz. Stopaj ödüyoruz, elektrik, su ve doğalgaz faturalarında da iş yerlerine uygulanan tarifelere tabiyiz, bu da bizi fazlasıyla zorluyor. Dernek olarak bu durum gerçekten incitici. Gönül işi yaparken böylesine zorluklarla karşılaşmak oldukça üzücü."


KAGEDER üyelerinin sadece fotoğraf karelerinde yer alması, derneğin faaliyetlerinin etkisini nasıl sınırlıyor? Üyelerden sadece sembolik bir katılım yerine, gerçek anlamda maddi ve manevi destek almamanın derneğin sürdürülebilirliği üzerindeki etkileri nelerdir?
"Gerçekten yoruyor. Bazı arkadaşlar samimiyetle destek olurken, bazıları sadece fotoğraf karelerinde yer almak için yanımızda bulunuyor. Daha katılımcı, proje üretebilen ve bunları hayata geçirebilen üyelere ihtiyacımız var."


 Üyelerinizin yalnızca görünürlük sağlamak yerine, derneğe daha fazla katkı sağlamak için daha aktif bir şekilde yer alması adına hangi adımları atmayı düşünüyorsunuz? Maddi ve manevi desteklerin artırılması için nasıl bir strateji izliyorsunuz?
"Üyeler genellikle kendi yararlarına bir şey olursa katılıyor. Ancak bu işler gönüllülük esasına dayanır; maddi çıkar ve statü geri planda kalmalı. Bugüne kadar yaklaşık 3000 kadına eğitim ve destek sağladık. Çeşitli kurslarla çok sayıda başarılı kadına yardımcı olduk. Kurslarımızı çoğaltmak, bize hem maddi hem manevi destek sağladı. Ayrıca, Çerkezköy’ün ilk kadın çalıştayını da KAGEDER olarak biz düzenledik. Tabii gönül esasına bağlı çalışan, çıkar gözetmeyen kadınlarımız da oldu. Onlarla da güzel yollar kat ettik, birlikte pek çok başarılı projeye imza attık."


 Kadın hakları savunuculuğu gibi önemli bir konuda faaliyet gösteren bir derneğin, maddi zorluklarla karşılaşmasının toplumsal eşitlik mücadelesine etkileri nasıl oluyor? Bu zorlukları aşmak için hangi stratejileri geliştiriyorsunuz?
"Biz bir kadın koruma derneği değiliz; biz, bir kadın geliştirme derneğiyiz. Amacımız, her kadının iyi bir anne, iyi bir eş veya başarılı bir iş kadını olabilmesi için gerekli desteği sağlamaktır. Kadınların her alanda güçlenmesi ve potansiyellerini en üst seviyeye çıkarabilmeleri için çeşitli eğitimler ve projeler sunuyoruz. Her kadının kendi yolculuğunda daha güçlü ve özgür bir şekilde ilerleyebilmesi için yanındayız.”

Devlet destekleri ya da özel sektörün desteği konusunda herhangi bir engelle karşılaşıyor musunuz? KAGEDER olarak, devletin ve özel sektörün kadın hakları alanında daha fazla kaynak ayırması için ne tür politikalar önerebilirsiniz?
"Kadınların önündeki engellerden biri de, özellikle iş kurma süreçlerinde karşılaşılan zorluklar. Örneğin, KOSGEB eğitimini tamamlayan kadınlar, işlerini kurmaya gelince sermaye bulma konusunda büyük bir engelle karşılaşıyorlar. Çünkü genellikle, başvuru yapabilmek için önce kişinin kendi harcamalarını yapması bekleniyor. Bu, bence çok yanlış bir yöntem. Eğer kadınların sermayesi olsaydı, zaten neden böyle bir başvuruya ihtiyaç duysunlar ki? Ayrıca, kadınların ürettiklerini satabilecekleri sabit bir alanın olmaması da büyük bir eksiklik. Bu konuda yıllarca destek bulmayı umut ettik, ama ne yazık ki henüz bir çözüm bulamadık.”


Yaşınızın ilerlemesiyle birlikte dernek başkanlığı görevini sürdürme konusunda nasıl bir yaklaşım içindesiniz? KAGEDER'in geleceği için bir liderlik mirası bırakmayı hedefliyor musunuz ve bu süreçte derneğin sürdürülebilirliği adına hangi adımları atıyorsunuz?
''Bu derneği tam 6 yıl boyunca yokluk içinde, büyük bir emekle büyüttük. Adeta kendi çocuğum gibi benimsedim. Ancak artık bu derneği emanet edebilirim. Yaş olarak genç, elini kolunu bağlayan, hiçbir şeyi olmayan bir kadın bile burayı yönetebilir ve bir miras bırakabilir. Maddi sorunu olmayan, küçük çocuğu bulunmayan ve destekçi bir eşi olan birisi, bu derneği devralabilir."


 KAGEDER'in kuruluş amacını ve toplumsal cinsiyet eşitliği için yürüttüğü mücadeleyi bizimle paylaşır mısınız? Dernek olarak şimdiye kadar hangi önemli adımları attınız?
"Kuruluş amacımız, kadının kendini keşfetmesi, kendi potansiyelinin farkına varması ve bu potansiyeli en iyi şekilde hayata geçirebilmesidir. Kadınların sadece dış dünyaya değil, kendi içsel güçlerine de odaklanarak, hayatta hak ettikleri yeri bulmalarını sağlamak istiyoruz. Her kadının, kendi yolculuğunda en güçlü haline ulaşabilmesi için destek sunuyor, onlara ilham ve güven veriyoruz.
Hukuk önünde kadın ve erkek eşit görünsede, pratikte eşitlik hiçbir zaman tam anlamıyla sağlanamıyor. Örneğin siyasette, ilçe teşkilatlarında bile kadınların çoğu zaman sadece görüntü amaçlı kullanıldığını, evlerine rahatça girilip çıkılabilen araçlar olarak değerlendirildiklerini düşünüyorum. Ne yazık ki, birçok kadın siyasi amaçlar için istismar ediliyor."


 Son yıllarda kadın hakları alanında karşılaşılan en büyük zorluklar nelerdir? Özellikle pandemi dönemi kadınları nasıl etkiledi ve KAGEDER bu süreçte hangi destekleri sundu?
"Pandemi sürecinde sayısız maske üretildi, Halk Eğitim’e destek sağlandı, evlere gıda gönderildi ve bilinçlendirme amacıyla sosyal medya aracılığıyla kampanyalar yürütüldü. Ayrıca, evlerde ilaçlamalar yapıldı. Bu süreçte evde kalan erkekler, yemek yapmayı öğrenme fırsatı buldu. En önemlisi de, evde kalınarak ailenin değeri bir kez daha fark edildi."


 Kadınların iş gücüne katılımı Türkiye'de hala sınırlı. Bu konuda daha fazla ilerleme kaydedebilmek için sizce hangi politikalar hayata geçirilmeli? KAGEDER'in bu alandaki önerileri neler?
"Kadınlar, haklarını deneyimleyerek kazanacak. İlerleme ve başarının temeli, kadın için bu deneyimlerin ve kendi gücünün farkına varmasıdır. Kadınların güçlü adımlar atabilmesi için, yalnızca fırsat verilmesi değil, aynı zamanda bu fırsatları cesurca deneyimleyerek kendi haklarına sahip çıkmaları gerekiyor.”
Derneğinizin faaliyetleri maddi anlamda zorlanıyor. KAGEDER’in sürdürülebilirliği için hangi finansal kaynakları yaratmayı planlıyorsunuz? Üyelerden ve toplumdan beklediğiniz destek nasıl artırılabilir?
"Üyeler maalesef aidat ödemiyor. :) Resmi evraklarda bu miktar 5 TL olarak görünse de, dernek kurulduğundan bu yana aidat ödeme konusunda pek bir değişiklik olmadı. Derneğimizin maddi kalkınma için bu kısımdan maalesef fayda sağlayamadık. Toplumdan beklentimiz, daha bilinçli olmaları ve derneğimiz hakkında araştırma yaparak, neyi, nasıl desteklediklerini anlamaları. Bugüne kadar, bizim derneğimiz hiçbir siyasi kesime hitap etmemiştir. Her görüş ve düşünceye açık bir kapımız var."

 Son olarak, KAGEDER’in gelecekteki hedefleri hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Önümüzdeki dönemde dernek olarak hangi projeleri hayata geçirmeyi planlıyorsunuz?
"Sayın Valimize, projemizi takdim ettik. Evlilik öncesi eğitim, bizim için çok önemli bir projedir. Nasıl ki ehliyet almadan araç kullanmak yasaksa, evlilik de bir sorumluluk gerektiren kutsal bir kurumdur ve bu sorumluluğun yerine getirilebilmesi için önceden eğitim alınması gerektiğine inanıyoruz. Bu projeyi daha önce defalarca iletmeye çalıştık, nihayetinde Sayın Valimiz tarafından büyük bir destek gördü ve bakanlığa iletildi. Evlilik öncesi eğitim, toplumumuzun temel yapı taşlarından biri olmalı ve biz de bu amaca ulaşmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER