TEKİRDAĞ’DA 5 BİN YILLIK TARİH GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR: TRAKYA’DA HERA TAPINAĞI VE TIBBİ BULUNTULAR KEŞFEDİLDİ
GÜNDEMTrakya bölgesinde yaklaşık 5 bin yıllık geçmişe sahip yerleşim alanında yürütülen kazı çalışmaları, bölge tarihine ışık tutuyor. M.Ö. 3 binli yıllara uzanan antik kentte, tanrıça Hera’ya ait büyük bir tapınak ve Trak kültürüne özgü tıp aletleri gibi dikkat çekici arkeolojik buluntular ortaya çıkarıldı.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Neşe Atik, Trakların tarihsel kökenlerine ve kültürel özelliklerine dair önemli açıklamalarda bulundu. Atik, “Traklar, M.Ö. 2000’li yıllarda Romanya’nın güneyinden Bulgaristan’a, oradan da Trakya’ya geldiler. M.Ö. 1200’lerde bugünkü Türkiye Trakya’sında yerleşmeye başladılar ve M.S. 7. yüzyıla kadar varlıklarını sürdürdüler” dedi.
“ROMA ORDULARINDA PARALI ASKER OLARAK YER ALDILAR”
Trakların savaşçı kimlikleriyle öne çıktığını belirten Atik, “Traklar ölmekten korkmazlardı. Öldüklerinde ölümsüzlüğe kavuşacaklarına inanırlardı. Bu nedenle Roma orduları tarafından paralı asker olarak çok tercih edildiler. Spartaküs, Trak kökenli bir kahramandır. Onun gibi nice kahraman yetişmiştir bu topraklardan” diye konuştu.
“TRAKLAR SARIŞIN VE MAVİ GÖZLÜYDÜ”
Antik kaynaklara göre Trakların fiziksel özelliklerinden de bahseden Prof. Dr. Atik, “Beyaz tenli, sarışın ve mavi gözlü bir halk olarak tanımlanırlar. Hatta bazı kaynaklar kızıl saçlı olduklarını da belirtir. Günümüzde Tekirdağ’da hâlâ bu özelliklere sahip birçok insan görülüyor. Eğer genetik analizler yapılırsa, Trakların izleri bugünkü halkta da görülebilir” dedi.
SAĞLIK TANRISINA AİT ALANDA TIP ALETLERİ BULUNDU
Kazılarda ortaya çıkan bulgular sadece dini değil, tıbbi anlamda da büyük öneme sahip. Atik, “Hera tapınağı, bir yangın sonrası onarılmamış. Ancak tanrıçanın oğlu olan sağlık tanrısına ait kutsal alan biraz batıya kaydırılmış. Burada rahiplerin doktor olarak görev yaptığına dair kanıtlar bulduk. Tıp aletleri, ilaç yapımında kullanılan havuzlar ve fırınlar gün yüzüne çıktı” şeklinde konuştu.
YAMAÇ EVLERİ VE ZENGİN KONUTLARI BEKLİYORLAR
Kazı alanının Marmara Denizi kıyısında yer aldığını belirten Atik, “İstanbul-Tekirdağ yolu bu antik yerleşimi ikiye böldü. Bu yıl ilk kez deniz tarafında kazı yapacağız. Burada zengin evlerini ve yamaç evlerini bulma ihtimalimiz çok yüksek” dedi.
KAÇAK KAZILARA KARŞI ANLIK KAMERA SİSTEMİ
Kazı alanının güvenliğine de dikkat çeken Atik, kaçak kazılarla mücadelede teknolojiden yararlandıklarını belirtti. “Kurulan kamera sistemi sayesinde, kaçak kazı girişimleri anında yetkililere bildiriliyor. Gündüz-gece fark etmeksizin hareketlilik tespit edilebiliyor” açıklamasında bulundu.
Kazılar devam ederken, Trakya tarihine dair her geçen gün daha fazla bilgi gün yüzüne çıkarılıyor. Bilim dünyası, bu yeni buluntuların yalnızca bölge tarihi değil, Avrupa ve Anadolu uygarlıkları arasındaki ilişkiler açısından da büyük önem taşıdığını belirtiyor.
İlginizi Çekebilir