© Çerkezköy Ekspres

UZM. PSİKOLOG MÜNİRE SEVİNÇELLİ: SARSILAN SADECE ZEMİN DEĞİL

Uzm. Psikolog Münire Sevinçelli, deprem sonrası yaşanan psikolojik etkilerle ilgili önemli uyarılarda bulundu. Sevinçelli, "Depremler yalnızca fiziksel değil, ruhsal yıkımlara da neden olur. Bu süreçte en çok göz ardı edilen konu, bireylerin iç dünyasında yaşadığı sarsıntılardır," diyerek toplumun ruh sağlığının korunmasının en az yapıların güçlendirilmesi kadar hayati olduğuna dikkat çekti.

Depremlerin sadece fiziksel değil, psikolojik etkilerinin de uzun vadeli sonuçlar doğurduğuna dikkat çeken Uzm. Psikolog Münire Sevinçelli, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:

''Deprem aniden gelir; uyarmaz, bekletmez, fırsat tanımaz. Beklediğimiz ve her gün yaşayıp hazırlıklı olduğumuz bir süreç değildir. Sarsıntı birkaç saniye sürebilir ama etkisi günlerce, aylarca hatta yıllarca kalabilir. Yaşanan kaygı, korku ve belirsizlik çoğu zaman depremin fiziksel etkilerinden bile daha kalıcı olur çünkü bu durum kişi için belirsizliktir ve ön göremediği bir süreçtir. Bu nedenle afetlerden önce toplumu gerekli psikolojik ve fizyolojik müdahaleler hakkında bilgilendirmek ve afetlerden sonra sadece binaları değil, insan ruhunu da onarmak gerekir. Travma sonrası stres bozukluğu , anksiyete, depresyon, uyku bozuklukları ve panik ataklar, depremi yaşayan bireylerde sıkça görülebilir. Yaşlılar ve travmaları olan bireyler bu süreçten daha fazla etkilenebilir.Özellikle çocuklar bu süreçte daha hassastır. Oyunlarında sık sık deprem teması görülmesi, yalnız kalmaktan korkmaları ya da anne-babaya bitişik olma halleride bu psikolojik etkilerin işaretidir.Birçok kişi depremden sonra “Artık güvende hissetmiyorum”, “Her an yeniden olacakmış gibi hissediyorum” der. Uykusuzluk, kabuslar, çabuk irkilme, hatta suçluluk duygusu bu dönemin doğal ve sıkça görülen sonuçlarındandır. Bu duygularla başa çıkmanın ilk adımı, yaşanan sonrasında bunların normal olduğunu kabul etmektir. İnsan zihni, büyük bir sarsıntıdan sonra toparlanmak için zamana ihtiyaç duyar. Sosyal destek, bu toparlanmayı hızlandıran en önemli etkendir. Birbirimizi dinlemek, sarılmak, anlayış göstermek ve gerekiyorsa profesyonel yardım almak çok değerlidir. Unutmamalıyız ki, afetlerden sonra iyileşme yalnızca betonla değil, sevgiyle, anlayışla, dayanışmayla olur. Ruh sağlığımıza göstereceğimiz özen, geleceğe daha güçlü adımlarla yürümemizi sağlar. Tüm bunların yanı sıra bizler toplumca bir olay olduktan sonra ders alma çabası içerisinde olabiliyoruz. Öncelikle deprem öncesi , deprem anında ve sonrasında ne yapacağımıza dair mutlaka toplumca bilinçlenmeliyiz. Özellikle çocuklarımızı sıcağı sıcağına çıkan haberlerden haber kanallarından uzak tutarak, yanlarında olabildiğince konuşmamaya ve maruz bırakmamaya özen göstererek koruyup kollamalıyız. Yaşanan süreç hakkında bilgileri olabilir ama detayı onlara bir fayda sağlamaktan çok kaygı oluşturacaktır. Unutmamalıyız ki, afetlerden sonra iyileşme yalnızca betonla değil, sevgiyle, anlayışla, dayanışmayla olur. Ruh sağlığımıza göstereceğimiz özen, geleceğe daha güçlü adımlarla yürümemizi sağlar.''

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER