Dr. Yeter Saçlı, bu durumu “azalmış ses toleransı” olarak bilinen hiperakuzi ve misofoni kavramlarıyla açıkladı.
Dr. Saçlı, “Hiperakuzi, başkalarının normal olarak algıladığı seslerin rahatsız edici ve dayanılmaz derecede yüksek hissedilmesidir. Misofonide ise çiğneme, şapırdatma, solunum gibi belirli sesler kişide yoğun duygusal tepkilere yol açar.” dedi.
İşitme eşiklerinin normal olmasının, kişinin seslere karşı hassasiyet göstermeyeceği anlamına gelmediğini vurgulayan Saçlı, bu durumun genetik, psikolojik veya nörolojik nedenlerle ortaya çıkabileceğini kaydetti.
Profesyonel destek şart
Dr. Saçlı, “Sesleri tolere etmekte zorlanan bireylerin önce bir kulak burun boğaz uzmanına, ardından odyoloğa başvurmaları gerekir. Odyolojik bir sorun saptanmazsa, psikiyatri veya nöroloji gibi alanlarda destek alınmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Saçlı, ses hassasiyetinin tedavisinin kişiye özel planlandığını belirterek, “Bireylerin tetikleyici sesleri tanıması ve kendisine uygun, rahat bir ses ortamı oluşturması da günlük yaşamı kolaylaştırır.” tavsiyesinde bulundu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.