Duyusal ve bilişsel merkez olan beynin, insanları diğer canlılardan ayıran en önemli organ olduğunu kaydeden Ercan, “100 milyar hücreden oluşan beyin herhangi bir bilgisayarla karşılaştırılmayacak kadar karmaşık ve üstün bir sisteme sahiptir.” ifadesini kullandı.
DÜNYA NÜFUSUNUN YÜZDE 1’İNİ ETKİLİYOR
Epilepsinin dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1'ini etkileyen bir hastalık olduğunu vurgulayan Ercan, epilepsi hastalığının erkek ve kadınlarda ırk ayrımı olmaksızın eşit olarak görüldüğünü belirtti. Epilepsi nöbetleri herhangi bir yaşta ortaya çıkabildiğini ama sıklıkla gençler ile en yaşlıları etkilediğini ifade eden Ercan, “Epilepsi nöbetlerinin değişik çeşitleri mevcuttur. Fakat temelde akılda tutulması gereken, nöbetlerin iki çeşit olduğudur: Parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler) ve jeneralize (beyinde yaygın olarak olarak başlayanlar). Ancak burada kullanılan yaygın terimi daha kötü ve şiddetli bir nöbet tipi anlamına gelmez. Kullanılan bu isimlendirme, farklı nedenlere bağlı oluşan epilepsi nöbetlerini tanımlamak üzere kullanılmaktadır.” dedi.
EPİLEPSİ NÖBETLERİ
Basitleştirilmiş şekliyle epilepsi nöbetinin kısa süreli beyin fonksiyon bozukluğuna bağlı olduğu ve beyin hücrelerinde geçici anormal elektrik yayılması sonucu ortaya çıktığını hatırlatan Uzm. Dr. Ercan, “Epilepsi nöbetlerinin değişik çeşitleri mevcuttur. Kırkın üzerinde nöbet tipi tanımlanmıştır. Herkes tarafından epilepsi veya sara dendiği zaman anlaşılan ve iyi bilinen tonik-klonik nöbetin yanısıra başkalarının hiç farketmeyeceği kadar hafif nöbet çeşitleri de vardır. Tanımlanmış bu mevcut nöbet tiplerine rağmen herkesin geçirdiği nöbet kendine özgü bazı farklılıklar gösterebilir. Bu durumlar bazı hastalarda epilepsi tanısının konulmasını güçleştirir ve çok çeşitli karışıklıklara neden olur. Ne yazık ki pek çok hastaya tanı konulamaz ve kendilerindeki problemin ne olduğunun açıklığa kavuşması yıllar alabilir. Bazı kişilerde ise başka bir bozukluğun yol açtığı belirtiler yanlış olarak epilepsi tanısı alabilir. Gelişen tanı yöntemleri sayesinde yanlış tanılar giderek azalmaktadır.” dedi.
“BİRİSİ NÖBET GEÇİRDİĞİNDE NÖBET HAKKINDA NOTLAR ALMAK, VİDEO ÇEKMEK YARAR SAĞLAR”
Yeni yapılan sınıflandırmalar ile farklı nöbet isimlerinin ortaya konmasının konunun daha karmaşık hale gelmesine neden olduğunu belirten Ercan, bu nedenle aynı nöbetin farklı isimlerle adlandırılabildiğini ifade etti. Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğunu kaydeden Ercan, “Bu nöbetler, parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler) ve jeneralize (beyinde yaygın olarak olarak başlayanlar) . Yaygın başlangıç daha kötü ve şiddetli bir nöbet anlamına gelmez. Buradaki gruplama sadece nöbeti oluşturan nedenin farklılığı ile bağlantılıdır ve tibbi nedenlerle bu isimler verilmiştir. Nöbet anında yaşananlar (nöbet belirtileri) beyin aktivitesindeki değişikliğin nereden başladığına ve ne kadar hızla yayıldığına bağlıdır. Parsiyel nöbetler isminden de anlaşıldığı gibi beynin bir kısmından başlarlar. Elektriksel deşarj ya o bölgede kalır ya da beynin diğer bölgelerine yayılma gösterir. Jeneralize nöbetler (tonik-klonik, absans, ve myoklonik gibi çeşitleri vardır) tüm beyne yayılırlar. Ne tür nöbet olduğunun bilinmesi büyük önem taşımaktadır. Çünkü bu muhtemelen hangi epilepsi ilacının daha etkili olacağı konusunda yol göstericidir. O nedenle birisi nöbet geçirdiğinde nöbet hakkında notlar almak hatta video çekmek çok yarar sağlar.” dedi.
EPİLEPSİYE YOL AÇAN NEDENLER
Uzm. Dr. Ercan, epilepsiye yol açan faktörleri şu şekilde anlattı: “Genetik faktörler; bazı epilepsi türleri ailede vardır ve birkaç aile bireyinde de görülür. Bu da genetik faktörün bu epilepsi türlerinde büyük ölçüde etkili olduğunu düşündürür. Yaklaşık 500 farklı genin çeşitli epilepsi türleriyle bağlantılı olduğu görülmüştür. Yine de bu genlerden birine sahip olmak mutlaka epilepsi hastası olunacağı anlamına gelmez. Çoğu hastada genler, hastalığın ortaya çıkışında nedenlerden sadece biridir. Genler çevresel faktörlerin epilepsiyi tetikleme ihtimalini daha yükseltmiş olur.
Doğuştan kaynaklanan bozukluklar, doğum öncesinde oluşan problemler bazı kişilerde epilepsi görülmesinin nedeni olabilir. Anne karnındaki fetüs, beyne zarar verebilecek bir takım problemlerle karşılaşmıştır. Rahimde oksijen yetersizliği, hamilelikte yetersiz beslenme, enfeksiyon ya da annedeki diğer hastalıklar bebekte beyin felcine yol açabilir. Down sendromu ve başka beyin hastalıkları da çocuklarda görülen epilepsi üzerinde rol oynayabilir.
Enfeksiyon; vücuttaki enfeksiyonlar bazı durumlarda beyin dokusunda kalıcı değişiklikler yapabilir. Bu durumda, herhangi bir yaşta epilepsi ortaya çıkabilir. Bakteriyel ya da mantar enfeksiyonları, beyin apsesine neden olabilir ve apse, epilepsi de dahil olmak üzere, oldukça ciddi nörolojik problemlere neden olur. Nörosifilis, menenjit (beyin zarı iltihabı) ve ensefalit, epilepsiye neden olan bazı enfeksiyon türleridir.
Kafa Travmaları:Bir araba kazası, bir spor müsabakasında kafaya alınan darbe veya geçmişteki başka bir travmatik yaralanma, beyin fonksiyonların kalıcı şekilde bozulmasında ve epilepsinin ortaya çıkmasında rol oynayabilir. Açık yaralarda bu riskin arttığı düşünülür. Çok kısa süreli bilinç kaybına neden olan küçük çaptaki yaralanmalar epilepsiye neden olmaz. Yeni doğmuş bebeklerin de kafa üstü düşmesi veya başlarına güçlü bir darbe alması, çocuklukta görülen epilepsinin nedenleri arasındadır.
Hastalıklar; beyin hücrelerine zarar verebilecek her hastalık, teorik olarak epilepsiye de neden olabilir. Konuşma becerisini ve hafızayı etkileyen bunama (demans), yaşlı kişilerde görülen epilepsi rahatsızlığının en büyük sebeplerinden biridir. Kalp krizleri de, beyne giden kanın kesilmesi ve beyin hücrelerinin kalıcı şekilde zarar görmesi sonucu, epilepsinin ortaya çıkmasına sebep olabilir.
Çevresel faktörler; aşırı alkol tüketimi, uykusuzluk, stres, regl dönemindeki hormonal değişiklikler ve tütündeki nikotin, epilepsi nöbetini tetikleyen faktörler olarak belirlenmiştir. Bu faktörler tek başına epilepsiye neden olmasa da, epilepsi hastalarında nöbetlerin ortaya çıkışına neden olabilirler.”
BİR KİŞİ YANINIZDA NÖBET GEÇİRİRSE NELER YAPMALISINIZ?
Bir kişinin nöbet geçirmesi halinde yanındaki kişinin öncelikle sakin olması, hastanın yanından ayrılmaması gerektiğini belirten Ercan, yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı: “Hastanın hareketlerini durdurmaya veya engellemeye çalışmayın! Hastayı güvenli bir yere yatırın veya alın! Yaralayabilecek ucu sivri veya sert eşyalardan (Sivri köşeler vb.) hastayı uzaklaştırarak veya bunları hastanın yanından uzaklaştırarak hastayı koruyun! Sıkı giysileri varsa giysilerini gevşetin (kravat, kemer gibi), şayet takıyorsa gözlüğünü çıkartın! Sabit ve rahat olacak bir şekilde onu bir tarafa doğru yatırıp, tükürüğünün dışarı akması sağlayın. Rahat nefes alması için mümkünse ağzını ve solunum yolunu açık tutun! Asla ağzına bir şey sokmaya veya koymaya (örneğin, dişlerini sıkıyorsa açmaya veya su vermeye ) çalışmayın! Çene ile ilgili zorlayıcı hareketler zararlıdır! Nöbet sırasında ilaç vermeye çalışmayın, kendi kendinize nöbetin geçmesine yönelik bir şey yapmayın! Soğan, kolonya vb. şeyler koklatmayın! Epilepsi krizi olduğu bilinen bir kişi ise yapay solunum veya kalp masajı yapılmasına gerek yoktur! Hastanın üzerinde epilepsi hastası olduğunu gösteren ve/veya öyle ise sizin neler yapmanız gerektiğini açıklayan bir kart, veya sağlık karnesi olup olmadığına bakın! Nöbetinin bitmesini bekleyin! Unutmayın ki, sıklıkla nöbet sonrasında kişi yorgun, ne yaptığını bilemez haldedir, dolayısıyla bu aşamada elinizden geldiğince sakin ve güven verici olun! Engellemeler olumsuz olabilir ama açık bir cama veya yola doğru gitme vb hareketlere yumuşakça engel olun! Nöbet hakkında verebileceğiniz bütün bilgilerin hem hastaya, hem de doktora yardımcı olacağını unutmayınız!”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.