Halk arasında kansızlık olarak bilinen aneminin eritrosit kitlesinin ve buna bağlı olarak hemoglobin miktarının kişinin yaş ve cinsiyeti için normal kabul edilen değerlerin altında olması durumu olduğunu kaydeden Aydın, erişkin erkeklerde 13.5 gr/dl ve erişkin kadınlarda ise 12 gr/dl altının anemi kabul edildiğini, yaş ve cinsiyet dışında, ırk, sosyal ekonomik düzey, yaşanılan yerin deniz seviyesinden yüksekliği, postür, plazma, hacmi değişikler gibi çeşitli faktörlerin Hb, Hct değerlerinde bireysel değişikliklere neden olabildiğine dikkat çekti.
HER 5 ÇOCUKTAN 2’Sİ KANSIZ
Demirin vücutta oksijen taşıma görevindeki alyuvarların yapımı için gerekli bir madde olduğunu vurgulayan Aydın, dünyada her 5 erkekten birinin, her 3 kadından birinin. Her 2 gebeden birinin, her 5 çocuktan ikisinin kansız olduğuna dikkat çekti. Ancak çoğu kişin bu durumlarını ne yazık ki bilmediğini anımsatan Aydın, “Gelişmiş ülkelerde 0-5 yaş arası çocuklarda kansızlığa rastlama sıklığı yüzde 4-20 iken, az gelişmiş ülkelerde aynı yaş grubunda bu oran yüzde 80’lere kadar çıkmaktadır. Ülkemizde bu oran yüzde 50 gibi oldukça yüksek bir değerdedir. Demir eksikliği, özellikle 6. ile 24. Aylar arasındaki bebeklerde ve ilkokul çağındaki çocuklar başta olmak üzere tüm yaş gruplarında, kansızlığın en yaygın nedeni olarak kabul edilmektedir.” dedi.
DEMİRİN VÜCUT İÇİN ÖNEMİ
Demirin insan vücudunda toplam 4 gram kadar bulunmasına karşın, biyolojik yönden oldukça önemli ve eksikliğinde ciddi sorunlara yol açan bir element olduğunu ifade eden Uzm. Dr. İrfan Aydın, demirin bu özelliğinin uzun yıllardır bilindiğini, eksikliği genellikle büyümenin çok hızlı olduğu küçük çocukluk ve ergenlik çağı ile hamilelik döneminde ortaya çıktığını söyledi. Kadınların ise, doğurganlık dönemlerinde aylık adet kanamaları ile kan kaybetmeleri nedeniyle ‘kansızlık’ yaşayabildiğini vurgulayan Aydın, “Bu faktörlerin yanında demir içeriği düşük olan yiyeceklerin fazla tüketilmesi ve ayrıca besinler yoluyla alınan demirin emiliminin de güç olması kansızlığın ortaya çıkışını kolaylaştıran faktörlerdir. Demirin vücuttaki en önemli görevi ise “hemoglobin” yapımıdır. Hemoglobin, kanımızdaki alyuvarlarda bulunur ve tüm dokuların yaşaması için gerekli olan oksijeni taşıma işlemini gerçekleştirir. Diğer bir deyişle, oksijen yaşantımız için ne kadar önemli ise oksijenin kullanılabilmesi içinde demir o kadar önemlidir.” ifadelerini kullandı.
KANSIZLIĞIN BELİRTİLERİ
Uzm. Dr. İrfan Aydın, kansızlık belirtilerinin, “Yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, çabuk yorulma, çalışma kapasitesinde azalma, sık hastalanma, iştahsızlık, bulantı, ciltte, göz kapaklarının iç kısmında ve avuçta solukluk, çarpıntı ve nefes darlığı, daha fazla üşüme, konsantrasyon bozukluğu” şeklinde olabildiğini belirtti.
YORGUNLUK HİSSİ OLUŞTURUR
Kansızlığın yol açtığı sorunlara da değinen Aydın, “Kansızlık, tedavi yapılmadığında ya da geciktirildiğinde önemli sonuçlara neden olabilir. Gebelerde, bebek ölümleri artabilir, düşük kilolu bebek doğurma riski artar, erken doğum riski artar, vücut direnci düşer ve hastalıklar daha sık görülür. Doğum sonrası lohusalık dönemi problemleri artar, doğumda kan verilmesi gerekebilir. Bebek ve çocuklarda, büyüme olumsuz etkilenir genelde yavaşlar, fiziksel aktivite azalır, hastalıklar daha sık görülür, algılama, öğrenme ve yorumlama fonksiyonları azalır, dikkat dağılması, yorgunluk ve ilgisizlik artarak okul başarısı da düşer. Yetişkinlerde ise sürekli yorgunluk hissi vardır, halsizlik oluşur, iş gücü azalır, hastalıklar daha sık görülür.” dedi.
KANSIZLIK NASIL ANLAŞILIR?
Hekim muayenesi ile birlikte yapılacak basit bir kan sayımı ile kansızlık tanısının konulduğunu söyleyen Aydın, “Tam kan sayımında düşük hematokrit ve hemoglobin değerleri kansızlık göstergesidir. Kansızlık tedavisinde uygun demir ilaçlarının hekiminizin önerdiği doz ve sürede kullanılması yeterlidir. Ancak kansızlık tedavilerinin en az üç ay sürmesi gerektiği düşünüldüğünde tadı hoş, alımı kolay ve mide şikâyetlerine yol açmayan bir demir ürününün seçilmesi önemlidir. Seçilecek ilacın emiliminin yiyeceklerden etkilenmemesi de ayrıca dikkat edilmesi gereken bir husustur. İlaç tedavisi yanında demir açısından zengin besinler tercih edilmelidir.” şeklinde konuştu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.