“TARIM VE EĞİTİM YAP-BOZ TAHTASI OLDU”
Aygun, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı Yeni Ekonomi Programı’nın en önemli ayağını oluşturan “Tarımda Milli Birlik Projesi’ni inceledi. AK Parti’nin iktidar olduğu 17 yıl boyunca stratejik ve planlı bir tarımsal kalkınma politikası yürütemediğini söyleyen Aygun, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: “AK Parti’li bakanlar, birbirine sahip çıkmayınca, çiftçi ortada kaldı! Her bakan, bir öncekinin projesini rafa kaldırdı. Eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in getirdiği “Milli Tarım Projesi”, sonraki bakan Ahmet Eşref Fakıbaba tarafından rafa kaldırıldı. Şimdi bu proje birkaç makyajla yeniden ısıtılıyor. Eğitim gibi tarımı da yap-boz tahtasına çevirdiler. Strateji, vizyon, planlama ve liyakatten uzak bir anlayışla tarımsal kalkınma olamaz!”
“YARIM MİLYON ÇİFTÇİ TARIMDAN ÇEKİLDİ!”
Aygun, 2002 yılında 2 milyon 588 bin olan çiftçi sayısının yanlış politikalar nedeniyle 2 milyon 132 bin kişiye düştüğünü söyledi. Yarım milyon çiftçinin topraklarından geçinemediği için üretimden çekildiğini kaydeden Aygun, girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle para kazanamaz hale gelen üreticinin topraklarını terk ederek “tüketiciye dönüştüğünü” vurguladı. BDDK verilerine göre çiftçi borcunun 2002 yılında 530 milyon lira iken 2018 yılı sonunda 101 milyar liraya fırladığına işaret eden Aygun “Yani 16 yılda çiftçi borcu 190.5 kat artmıştır. Çiftçi kan ağlamakta, geçinemez haldedir” diye konuştu. Yeni programda çiftçinin girdi maliyetlerini sübvanse etmeye yönelik tek bir cümle geçmediğinin altını çizen CHP Tekirdağ Vekili Dr. İlhami Özcan Aygun, şu tespitleri yaptı: “Özellikle 2018 yılında dövizdeki zıplama nedeniyle mazot, gübre, yem, ilaç ve tohum fiyatlarında fahiş artış meydana gelmiştir. Gübrenin kilogram fiyatı 2017’ye göre yüzde 112-130 artmıştır. Tarımsal sulama ile aydınlatma tarifelerine yüzde 70’i aşan zam yapılmıştır. Bakanlığın gübre fiyatlarında yaptığı yüzde 15 indirim ise devede kulak kaldığı için çiftçinin üretimden kopuşu engellenememiştir! Mazot fiyatları geçen yıla göre yüzde 25-30 artmıştır. Devletin mazot desteği ise yağlı tohumların ekiminde yüzde 11,76 düzeyinde kalmıştır. Bu şartlarda çiftçi üretim yapabilir mi? Üzülerek gördüm ki yeni pakette çiftçinin girdi maliyetlerinin sübvanse edilmesine yönelik tek bir cümle yok!”
“İTHALATLA MİLLİ TARIM OLMAZ”
Aygun, tarımdaki çöküşün Türkiye için çok dramatik olduğunu, sadece 2019’un ilk iki ayında 113.5 milyon dolar canlı hayvan, 409 milyon dolar hububat ithal edildiğini açıkladı. Dolardaki artış nedeniyle ithalatın Türkiye bütçesine maliyetinin arttığının altını çizen Aygun, “İthalatla milli tarım da milli birlik de olmaz” dedi.
“TARIMDA ÜRETİCİLER TÜKETİCİ OLMAYA BAŞLADI”
Aygun, yanlış politikalar sonucu, Arazi Bölünebilirlik Yasası ile üreticide miras problemleri yaşandığını kaydetti. Yaşlı mevsimsel üreticinin artık tüketici haline geldiğine işaret eden Aygun, “Yani ülkemizin her alanında olduğu gibi tarımda da tam bir tüketim dönemine geçtik. Üretenler adım adım tüketici haline dönüşüyor. Her şeyi tüketerek var olamazsınız” eleştirisini yaptı.
“YENİ BİR KİT OLAN SERA A.Ş KURULACAK”
Aygun: “Bakan Albayrak, gıda enflasyonuna karşı dengeleyici olması için Tarım Kredi Kooperatifi ortaklığıyla Sera A.Ş. kurulacağını açıkladı. Projeye göre Sera A.Ş bünyesinde 2019 yılında ilk etapta 2 bin hektar teknolojik sera inşa edilirken, orta vadede 5 bin hektar üretim alanına ulaşılarak, uzun vadede örtü altı sebze üretimi yüze 25’i karşılanacakmış. Bakın, Türkiye’de şu anda toplam 750 bin dekar sera alanının yüzde 2’si olan 13-15 bin dekar alanda modern sera yapılıyor. İktidar Sera A.Ş. üzerinden 20 bin dekar sera kuracağını açıkladı. Bunun kurulum maliyet 1 milyar Euro olarak hesaplanıyor. Bu kadar büyük bir sera alanının 8 ayda bitirilmesi mümkün değil! Üstelik Sera A.Ş. yeni bir tarımsal KİT olarak kurulacak. Bugüne kadarki tüm tarımsal KİT’leri ehil ve liyakatli kadrolar yerine torpilli kadrolarla dolduran AK Parti, tarımı içinden çıkılamaz hale getirmiştir. TİGEM’e atanan üst düzey yöneticiler, sosyolog, açık öğretim mezunu, ilahiyatçı, mimar olursa tarımsal kalkınmayı sağlamak mümkün olabilir mi?”
“TÜRKİYE DANA ETİ YİYOR!”
Aygun açıklamalarına şu sözlerle devam etti: “Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 47 milyon olan küçükbaş hayvan varlığının 4 yıl içinde 100 milyona yükseltileceğini açıkladı. Bu da ülke gerçeklerinden kopuk bir iddiadır. 2017 yılında 100 bin 58 ton olan koyun eti üretimi 2018 yılında 100 bin 831 tona çıkmış, sadece binde 7 oranında artış sağlanabilmiştir. Bu bakımdan 4 yıl içerisinde küçükbaş hayvan sayısında yüzde 212 artış öngörüsü gerçekçi değildir. Üstelik Türkiye’de kişi başı et tüketiminin yüzde 34’ü büyükbaş etidir. Sadece et tüketiminin yüzde 4’ü küçükbaş hayvan etidir. Yani büyükbaş et tüketimi küçükbaş et tüketiminden 8.5 kat fazladır. Önce halkı nasıl küçükbaş et tüketimine yönlendireceğiz, bunun projeksiyonunu yapmak gerekir. Üstelik küçükbaş hayvancılığı meraya dayanır. Meracılığı bitiren, Büyükşehir Yasası ile köy anlayışını ortadan kaldıran iktidar, küçükbaş hayvancılığını ayağa kaldırabilir mi?”
“ARACIYI ORTADAN KALDIRABİLECEK MİSİNİZ?”
Açıklamalarına şu sözlerle son veren Aygun: “Bakan Albayrak, tohumdan sofraya hakkaniyetli bir değer zinciri oluşturulacağını, kooperatif yapısının merkezde olduğu güçlü kurumsal alt yapı oluşturulacağını söyledi. Ancak şu ana kadar AK Parti, kooperatifleri desteklememiştir. Peki üretici ve kooperatiflerin hal içerisindeki payını artırmak yerine üretici ve kooperatiflerin tüketiciye doğrudan satış yapması sağlanamaz mı? Aracıyı devre dışı bırakmayı düşündünüz mü?”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.