Türk Eğitim Sen Tekirdağ Şube Başkanı Kamuran Varma, yaptığı açıklamada, “Bugün eğitim öğretim yılımızın 1. dönemini tamamladık. Tekirdağ da yaklaşık 838 eğitim kurumunda 183 bin 382 öğrenci, 10 bin 780 eğitim çalışanı, yarıyıl tatiline girdi. Karne; başarının tek göstergesi değildir. Karne, aslında velinin eğitim öğretim çağındaki çocuğu ile ne kadar ilgilendiğinin de bir göstergesidir.” ifadelerini kullandı.
KARNE GERGİNLİĞİ
Eğitim öğretim boyunca çocuk ve okulla ilgilenilmeyip, yalnızca karne üzerinden değerlendirme yapmanın sağlıklı bir yaklaşım olmadığına vurgu yapan Varma, “Karne günlerinin korkulu rüya olmasında; ailelerin karneye belki de gereğinden fazla anlam yüklemelerindendir. Karneyi başarının tek göstergesi kabul etme anlayışı, karne günlerini hem aile hem de çocuk için stresli hale getiriyor. Her karne dönemi sonunda bazı ailelerde yaşanan karne gerginliği; izleri ömür boyunca silinmeyecek yanlışlara yol açabiliyor. Öncelikle soğukkanlı ve sakin olunmalı. Ailenin karneyi değerlendirirken takınacağı tavrın, çocuğun daha sonraki okul başarısını etkileyeceği unutulmamalı.” dedi.
“EĞİTİM YANDAŞ SEDİKAYA TESLİM EDİLMİŞTİR”
“Geçtiğimiz yıllarda Tekirdağ’da eğitim yandaş sendikaya teslim edilmiştir.” diyen Varma, “Yandaş sendikanın kıyımı sonucunda tüm tecrübeli, liyakatlı idareciler görevden uzaklaştırılmış, eğitim ortamları adeta tarumar edilmiştir. Yetişmiş idareci ve öğretmen kıyımı sonucu eğitimimiz olumsuz etkilenerek her yıl biraz daha geriye gitmiştir. Tekirdağ halkı bu duruma üzülmektedir. Çünkü çocuğu ve geleceği ile ilgili konularda çok hassas olan halkımız bu sonucu hak etmemektedir.” şeklinde konuştu.
‘YANLIŞ UYGULAMALAR ÖZEL OKULLAŞMAYI ARTTIRIYOR’
Son yıllarda Türkiye’de özel okullaşma oranının yüzde 13’ün üzerine çıktığını ifade eden Varma, “OECD’de ortalaması ise yüzde 17 civarında. Tekirdağ da özel okullaşma oranı Türkiye ortalamasının üzerindedir. Bu durum aslında eğitimde fırsat eşitliğinin ruhuna ters düşmektedir. Eğitim; Türkiye’de ekonomik ve sosyal statü değiştirmenin en meşru, en adil ve en ekonomik yolu idi. Sınav odaklı eğitimimiz ve ihtiyaca cevap veremeyen kısıtlı, yüksek öğretim imkanları yüzünden şimdi ise ancak parası olanın iyi eğitim alabildiği bir sistem haline dönüştü. Önceden işçinin, köylünün, çiftçinin çocukları da eğitim yolu ile doktor, öğretmen, mühendis, bürokrat olabiliyordu. Şimdi ise istisnalar hariç ancak ekonomik ve eğitim düzeyi yüksek kesimlerin çocuklarına iyi eğitim imkânları sunulmaktadır. Bırakınız özel ile devlet farkını devlet okulları arasında dahi bölgesel farklılık tavan yapmış. Tekirdağ’ın bir yanı Bangladeş bir tarafı ise Belçika standartları görüntüsü vermektedir.” şeklinde konuştu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.