Kurum hakkında bilgiler veren Çerkezköy Aygüneş Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Savaş Kapçak, “Kurumumuzda, özel eğitim alan öğretmenleri, çocuk gelişimi ve eğitimi uzmanları, okul öncesi öğretmenleri, zihinsel engelliler öğretmenleri, sınıf öğretmenleri, fizyoterpist, rehber ve psikolojik danışman, odyolog ve de en son kadromuza dahil olan dil ve konuşma bozuklukları uzmanımız çalışmaktadır.” dedi.
TÜM ENGEL GRUPLARINA EĞİTİM VEREN BİR KURUM
Kurulması üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen yoğun ilgi ile karşılaştıklarını kaydeden Kapçak, “Özel eğitim alanında, özellikle; Çerkezköy, Saray ve Kapaklı bölgesinde ihtiyaç duyulan dil ve konuşma terapistinin olmaması bizi harekete geçirdi. Terapistlerle olan görüşmelerimiz sonucunda dil ve konuşma bozuklukları uzmanımızın da aramıza katılması ile tüm engel gruplarına eğitim veren bir kurum olarak eğitim alanında yapmış olduğumuz yeniliklerle ön planda olmaya devam etmekteyiz.” ifadelerini kullandı.
Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Çiğdem Özdek ise kendisi hakkında ve Aygüneş Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi hakkında bilgiler verdi. Gazi Üniversitesi Odyoloji Ses ve Konuşma Bozuklukları Yüksek Lisans programını bitirdiğini belirten Özdek, “Uzun yıllar, Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisinde çalıştım. Gerek yüksek lisans döneminde, gerekse Kulak Burun Boğaz Ana dalında çalıştığım yıllarda; işitme cihazları, koklear implant, işitsel rehabilitasyon, kekemelik, gecikmiş konuşma, afazi, hızlı bozuk konuşma, artikülasyon bozukluğu, fonolojik bozukluk, özgül dil bozukluğu alanlarında çalıştım.” dedi.
TERAPİLER BAŞLADI
Çerkezköy Aygüneş Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinde görev almaya başladığını hatırlatan Özdek, “İlçeye geldiğim günden beri Dil ve Konuşma Bozukluklarından bir ya da birkaçına sahip olan, gerek çocuk gerekse yetişkin pek çok bireyi değerlendirmeye alıp terapilere başladım.” diye konuştu.
“ÇERKEZKÖY DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARIYLA BAŞ BAŞA KALMIŞ”
Anne babanın çalışması, çocuğun bakıcıyla büyümesi ya da teknolojik gelişmelerin uzantısı olarak tablet, telefon ve televizyonla geçirilen uzun zamanların çevresel ve sözel uyaranların olmaması, normal gelişim gösteren çocuklarda bile dil ve konuşma becerilerinde geriliğe yol açtığına dikkat çeken Özdek, “Erkek çocuk geç konuşur, amcası / babası da geç konuşmuştu, bekleyip görelim yaklaşımları da maalesef müdahalede gecikmeye yol açmaktadır. Yaklaşık 166 binnüfuslu Çerkezköy de bugüne kadar Dil ve Konuşma Bozuklukları uzmanı olmadığı için pek çok aile ve birey bu alanda ki sorunlarla baş başa kalmıştır. Çevre illerde bulunan merkezlere ulaşmak ise maddi, manevi pek çok zorluğu da beraberinde getirdiği için gidilememiş ya da devamlılığı sağlanamamış. Oysaki erken tanı ve müdahale tüm sağlık alanlarında olduğu gibi Dil ve Konuşma Bozukluklarında da çok önemlidir. Erken müdahale ile var olan bozuklukların sonuçları olarak, karşımıza çıkan psikolojik durum, sosyal yaşam ve akademik başarının olumsuz etkilenmesi engellenmektedir.” ifadelerini kullandı.
KONUŞMA TERAPİSİNİN YAŞ SINIRI YOK
Dil ve konuşma terapisi almanın bir yaş sınırı olmadığına dikkat çeken Özdek, “Doğumdan itibaren, hatta hamilelik döneminde örneği; yarık dudak damaklı bebeklerin ebebeynlerine doğum öncesi danışmanlık, her yaş grubuna müdahale, destek ve danışmanlık terapistlerce sağlanmaktadır. Örneğin; yarık damak dudağı olan çocuklar, doğumdan itibaren çeşitli beslenme sorunları yaşayabilir. Beslenme sorunu ve bu sendroma bağlı olarak, çocukların dil gelişim basamaklarının, nasıl olması gerektiği ile ilgili ailelere destek danışmanlık yapılarak, ilerleyen zamanlarda da dil ve konuşmaya yönelik terapiler verilmektedir.” dedi.
KEKEMELİĞE ÇÖZÜM
Kekemeliğin sözel ifadede seslerin veya kelimelerin tekrarı, uzatılması, duraklamaların olmasıyla karakterize olan akıcılık bozukluğu oluğunu belirten Özdek, “Detaylı değerlendirme sonrası terapilere başlanarak bireylerin konuşmalarını kontrol altına almaları ve takılmalarını minimum düzeye indirmeleri sağlanmaktadır. Çocuk ya da yetişkinin konuşma seslerinden birini ya da birkaçını söyleyememesi ‘Artikülasyon Bozukluğu’ olarak adlandırılmaktadır. ‘Fonolojik bozukluk’ ise seslerin edinimi sürecinde, dil kurallarına ait bilgiyi edinememe durumudur. Yani; fonolojik bozukluğu olan çocuklarda çeşitli konuşma seslerinin yer değiştirilmesi, düşürülmesi, sözcük öbeklerinin karışması ya da hatalı kullanımı görülmektedir. Bu alanda yapılan terapi yöntemleri ile de bozuklular tamamen ortadan kaldırılmaktadır." ifadelerine yer verdi.
ERKEN TEŞHİS VE DOĞRU TERAPİ
Gecikmiş konuşmanın ise çocuğun yaşına uygun, kendisinden beklenen konuşmayı gerçekleştirememesi olduğunu vurgulayan Özdek, “Eğer bir çocuk 2 yaşına geldiği halde hala tek bir sözcük bile söyleyemiyorsa, zaman kaybetmeden bir uzmana danışılmalıdır. Afazi ise önceden normal olan bir konuşmanın, beyinde meydana gelen, bazı hastalıklar ve hasarlar sonucunda, kaybolması ve konuşamama durumudur. Uygun terapi yöntemi ile bireylerin konuşma anlaşılırlıkları artırılarak etkili sözel iletişim kurmalarına yardımcı olunur. Özellikle; çocuklarda konuşma problemi olduğundan şüphe duyuluyorsa, zaman kaybetmeden bir Dil ve Konuşma Bozuklukları uzmanına tarafından değerlendirmeye alınarak, uzmanın belirlediği sıklıkta terapiye başlanılmalıdır. Unutulmamalıdır ki; Dil ve Konuşma Bozuklukları bireylerin yaşamlarını önemli derecede etkilemesine karşın, erken teşhis ve doğru terapi yöntemleri ile bireyin yaşamındaki, olumsuz etkiler en aza indirgenebilir ya da tamamen ortadan kaldırılabilir.” şeklinde konuştu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.