Gelişimsel kalça çıkığı özellikle kız çocuklarda doğuştan görülen, erken dönemde tedavi edilmediği takdirde ciddi sakatlıklara yol açan bir hastalık olduğunu belirten Afandiyev, “Hiçbir kırık-çıkık veya kas-sinir hastalığı olmaksızın, kalça eklemini oluşturan uyluk kemiğinin başı ile leğen kemiğinin arasındaki ilişkinin bozulması sonucu ortaya çıkan bu rahatsızlık, erken teşhis edildiğinde modern tıbbi yöntemler sayesinde başarı ile tedavi edilebilmektedir” dedi.
Geçmişte, hastalığın doğum sırasında meydana gelen zorlanmalar sonucu geliştiği düşünüldüğü için uzun yıllar “doğumsal” olarak nitelendirilen kalça çıkığının, günümüzde “gelişimsel” olarak tanımlandığına dikkat çeken Afandiyev, “Gelişimsel kalça çıkığı” olarak adlandırılmasının en önemli nedeninin kalça çıkığının temellerinin, bebeğin anne karnındaki gelişimini sürdürdüğü, bebeğin ilk dokularının oluşmaya başladığı dönemde atılmasından kaynaklandığını ifade etti.
KIZ ÇOCUKLARI DAHA RİSKLİ
Gelişimsel kalça çıkığı riskinin kız çocuklarında daha fazla olduğunu vurgulayan Afandiyev, “Bebeğin anne karnındaki gelişimi sırasında ortaya çıkan kalça çıkığının bir diğer nedeni ise genetik faktörlerdir. Ailesinde kalça çıkığı olan çocukların kalça çıkığı olma ihtimali de artmaktadır. Ayrıca doğuma bağlı olarak beynin oksijensiz kalması (beyin felci) veya sırt omurgasının oluşmasında yaşanan bazı aksaklıklar gibi nörolojik sebeplerin yanı sıra; boyun eğriliği (tortikolis) ve ayak eğrilikleri (PEV) de kalça çıkığı riskini tetikleyen faktörler arasındadır. Anne karnındaki bebeğin ters pozisyonuna bağlı olarak, ters doğumla dünyaya gelen bebeklerde de hastalık görülebilmektedir. Kalça çıkığına eğilimi olan bir bebeğe doğduğu zaman yapılan kundaklama da, bebekte kalça çıkığı olmasına neden olabilir.” dedi.
KALÇA ÇIKIĞININ EN SOMUT GÖSTERGESİ…
Kalça çıkığının tespitinde ve tanısında anne gözleminin büyük önem taşıdığını aktaran Uzman Hekim Afandiyev, “0-6 ay arası dönemde yapılan kalça taraması ve uygulanan fizik muayene tanı için gereklidir. Bu muayene sırasında, uzman doktorlar tarafından yapılan bazı özel testler yapılmakta ve kalça ekleminde bir bozukluk olup olmadığı tespit edilmektedir. Ayrıca ultrason doğru teşhis koymak için son derece etkili bir yöntemdir. 6 ayını doldurmuş bebeklerde teşhiste röntgen kullanılmaktadır. Erken dönemde teşhis koyulamamışsa, çocuk büyüdüğünde, yürürken görülen aksamalar (topallamalar), kalça çıkığının en somut göstergesidir.” ifadelerini kullandı.
TEDAVİYİ ERTELEMEYİN!
Tedavinin ilk adımının kundak uygulamasının yasaklanmasıyla atıldığına dikkat çeken Afandiyev, “İlk 6 ayda yapılan tanı sonucunda pavlik bandajı dediğimiz, bebeğinizin dizlerini birbirinden ayırarak karnına doğru çekilmesini sağlayan yöntem, kalça kemiğinin belli bir pozisyonda durması sağlanmaktadır. Bu yöntemle son derece başarılı sonuçlar alınmaktadır. İlk 6 ayda tedavi edilemeyen kalça çıkıklarında anestezi altında kalçanın yerine koyulması da kullanılan bir başka tedavi yöntemidir. Tüm bu yöntemlerle sonuç alınamıyorsa cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulmaktadır. Bebek 18. ayını doldurduktan sonra, ameliyatların da şekli değişmektedir. Tanıda ve tedavide yaşanan gecikmeler ameliyatın zorlaşmasına yol açmaktadır.” dedi.
10 YAŞINDA SONUÇ VERMİYOR
Yaş ilerledikçe çıkık ağırlaşacağı için operasyonların büyüklüğünün de arttığını belirten Afandiyev, “6 yaşına kadar başarılı ameliyatlar yapılabiliyor olmasına karşın, 10 yaşından büyük çocuklarda yapılacak cerrahi uygulamaları maalesef genellikle olumlu sonuç vermiyor. Bu gibi durumlarda daha ileri yaşlarda ancak kalça eklemi dondurulması ya da fonksiyonel açıdan avantajlı kalça protezi yöntemleri uygulanmaktadır.” dedi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.