Dijitalleşme ve Yeni Kavramlar: 'Dijital Faşizm' ve 'Sosyal Otizm'
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, dijitalleşmenin hız ve kolaylık kazandırırken, etik kuralların yeterince gelişmemiş olmasının yeni sorunları da beraberinde getirdiğine işaret etti. Prof. Dr. Tanrıdağ, dijital öğrenme ya da beynin sadece dijital materyallerle kullanılması durumunun eksik öğrenmeye yol açtığını belirterek, "Bu durum ‘Dijital Faşizm’ ve ‘Sosyal Otizm’ gibi yeni kavramların ortaya çıkmasına neden oluyor," dedi.
Prof. Dr. Tanrıdağ, dijital dünyanın yarattığı ‘e-hastalıklar’ın bireylerin psikolojik ve sosyal gelişimini olumsuz etkilediğini, siber zorbalık, bağımlılık ve bilgi kirliliği gibi risklerin her yaş grubundaki bireyleri tehdit ettiğini vurguladı.
Yüz Yüze İletişim ve Empatinin Önemi
Uzman Klinik Psikolog Dr. Yıldız Burkovik, dijitalleşmenin, yüz yüze iletişimin yerini aldığı ortamda empati ve duygusal farkındalık geliştirme sürecini olumsuz etkilediğini belirtti. Dr. Burkovik, grup terapilerinin yüz yüze yapılmasının büyük önem taşıdığını, beden dili, mimikler ve jestlerin katılımcıların duygularını doğru bir şekilde ifade edebilmeleri için kritik olduğunu aktardı. Ekran karşısında bu unsurların eksik kaldığını ve bunun da empati kurma becerisini zayıflattığını söyledi.
Dijitalleşme: Bir Yandan Kolaylık, Diğer Yandan Sosyal ve Psikolojik Sorunlar
Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, dijitalleşmenin hayatımıza hız ve pratiklik kattığını ancak aşırı kullanımının toplumsal ve bireysel anlamda olumsuz etkiler doğurduğunu belirtti. Dijitalleşme ile birlikte yeni kavramların ortaya çıktığını söyleyen Tanrıdağ, "Dijital insan, dijital vatandaş, dijital beyin gibi tanımlamalar, dijital çağın insan üzerindeki etkilerini yansıtıyor," dedi.
E-Hastalıklar: Dijital Dünyanın Yaratıdığı Yeni Riskler
Dijitalleşmenin bir sonucu olarak, daha önce adı bile duyulmamış ‘e-hastalıklar’ ortaya çıktı. Prof. Dr. Tanrıdağ, “Cheesepodding”, “Photolurking”, “Facebook depresyonu” gibi kavramların, dijital dünyada insanların ilişkilerini ve toplumsal bağlarını olumsuz etkilediğini söyledi. Bu hastalıklar, ailevi yapıyı ve toplumun genel yapısını etkileyerek yeni bir sosyal sorun haline geliyor.
Dijital Öğrenme ve Beynin Eksik Kullanımı
Dijital öğrenme, beynin sadece bir öğrenme biçimini kullanarak diğer öğrenme biçimlerini ihmal ediyor. Prof. Dr. Tanrıdağ, dijital öğrenmenin görsel öğrenmeyi ve duygusal zekayı ihmal ettiğini, bu durumun "eksik öğrenmeye" yol açtığını belirtti. Tanrıdağ, dijitalleşmenin aşırı kullanılmasıyla birlikte sosyal otizm gibi psikolojik etkilerin de ortaya çıkabileceğine dikkat çekti.
Sosyal Otizm: Dijitalleşmenin Toplumsal Yansıması
Dijitalleşmenin, özellikle sosyal beyinle ilgili becerileri olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Prof. Dr. Tanrıdağ, sosyal otizmin dijital dünyanın aşırı kullanımına bağlı olarak ortaya çıktığını söyledi. Otizmin, sosyal becerilerdeki eksikliklerin bir sonucu olduğunu belirten Tanrıdağ, dijital bağımlılıkla birlikte bu sorunun daha da derinleştiğini vurguladı.
İyi Bir Dijital Toplum İçin Öneriler
Uzmanlar, dijitalleşmenin etik kullanımı için bazı önerilerde bulundu. Prof. Dr. Tanrıdağ, dijital vatandaşlık bilincinin artırılması gerektiğini, çevrimiçi davranışların etik sonuçlarının bilinmesinin önemli olduğunu söyledi. Ayrıca, dijital dünyada teknolojiyi kötüye kullanmamak, mülkiyet haklarına saygı göstermek ve çevrimiçi davranışlarda saygılı olmak gerektiğine dikkat çekti.
Grup Terapilerinin Yüz Yüze Yapılmasının Önemi
Dijitalleşmeyle birlikte bazı eğitimlerin ve terapilerin dijital platformlarda yapılması yaygınlaşsa da, uzmanlar grup terapilerinin yüz yüze yapılmasının önemine vurgu yapıyor. Dr. Yıldız Burkovik, "Grup çalışmalarında beden dili, mimikler ve jestler, katılımcıların duygularını doğru bir şekilde ifade etmeleri için çok önemlidir," dedi. Yüz yüze iletişimin, empati kurmayı ve duygusal farkındalık geliştirmeyi sağladığını belirtti.
Sonuç olarak, dijitalleşme, insan beynini ve toplumsal ilişkileri dönüştürürken, bilinçli ve etik bir şekilde kullanılmadığı takdirde ciddi psikolojik ve sosyal sorunlara yol açabiliyor. Bu süreçte, dijital dünyada daha sağlıklı ilişkiler ve öğrenme biçimleri oluşturmak için toplumsal bilinç ve etik değerlerin gelişmesi gerektiği açıkça görülüyor.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.