Damar tıkanıklığı sorunları ve şah damarına bağlı felçlerin eskiden sadece yaşlılık hastalığı olarak bilindiğini kaydeden Mavioğlu, “Ama günümüzde durum değişti. Pek çok çevresel, koşul ve beslenme alışkanlıkları bu hastalığı kırklı yaşlara kadar düşürdü. Dolayısıyla erken yaştaki insanların da uyanık olması gerekir. Çünkü felç ‘Adım adım geliyorum.’ der. Eğer baş dönmeleriniz varsa, geçici görme kaybı ve geçici şuur kaybı yaşıyorsanız bunun yanında kolda ya da bacakta güçsüzlük hissi varsa ihmal etmeyin. Mutlaka bir uzmana başvurun ve şah damarı ultrasonu isteyin.” dedi.
LOKAL ANESTEZİ ALTINDA UYANIK AMELİYAT
Eskiden şah damarı hastalıklarında cerrahinin çok tercih edilen bir yöntem olmadığını hatırlatan Mavioğul, “Çoğu zanan ileri yaş faktörüyle beraber kalp hastalığı, şeker hastalığı, akciğer rahatsızlığı, tansiyon sorunları, diyalize bağlı olma gibi durumlarla karşılaşılıyordu. Böyle hastalar ameliyatı kaldıramaz korkusu ile bildiğimiz cerrahi yöntemlerin uygulanmasından kaçınılıyordu. Ancak günümüzde cerrahi teknikler çoğaldı ve özellikle Minimal İnvaziv Damar Cerrahisi yöntemi ile yüz güldürücü sonuçlar aldık, almaya da devam ediyoruz. Lokal anestezi ile sadece hastanın boynunu uyuşturarak yaptığımız bu ameliyatta hasta ile karşılıklı sohbet ediyoruz." ifadelerini kullandı.
ŞUURU KONTROL ALTINTA TUTMAK İÇİN
30 saniyelik test süresi olan dilimde hastanın şuurunu kontrol altında tutmak için tuttuğu takımdan, eşiyle tanışmasına kadar sorular sorulduğuunu ve çeşitli konularda sohbet edildiğini kaydeden Mavioğlu, “Şuurda ufak da olsa bir bozulma olması durumunda hemen bir kanül yardımıyla beyne kan gönderip hastanın dinç kalmasını sağlıyoruz. Bu esnada damarın içini temizleyip hızlı bir şekilde kapatıyoruz. Operasyon 45-60 dakika arasında tamamlanmış oluyor. Bu ameliyat yöntemiyle hastanın ileri yaşının ve diğer hastalıklarının bulunması ameliyata engel olmadığı için hemen hemen tüm hastalara müdahale edebiliyoruz.Bu tekniğin başarısının nedeni hastanın uyanık olunması, ameliyatın canlı yapılması, hastaya yüksek risk verilmemesi, ağrı ya da riskin hemen bertaraf edilmesidir.” dedi.
AMELİYATTAN NORMAL ODAYA
Ameliyattan sonra hastaların yoğun bakıma girmeden hemen normal servis odasına döndüğüne dikkat çeken Mavioğlu, “Hasta, yakınları ile görüşüyor mutlu ve huzurlu oluyor. Kendini rahat hissettiği için tansiyonu dengeleniyor. Birkaç saat sonra yemeğini yiyebiliyor, aynı gün yürütülüyor ertesi gün de taburcu edilebiliyor.” dedi.
BU BELİRTİLERE DİKKAT!
Prof. Dr. Mavioğlu, ameliyat sonrasında oluşan şu belirtilere dikkat edilmesi gerektiğini belirtti: “Baş dönmesi, geçici şuur, geçici konuşma bozukluğu, geçici görme kaybı, kolda ya da bacakta güçsüzlük”
MİNİMAL İNVAZIV DAMAR CERRAHİSİNİN AVANTAJLARI
Mınımal İnvazıv Damar Cerrahisinin avantajları hakkında da bilgiler aktaran Mavioğlu, bu avanşajların da şu şekilde olduğunu anlattı: “Ameliyat lokal anestezi ile yapılıyor, hasta genel anestezinin risklerinden uzak tutuluyor. Şah damarına direkt müdahale ile tıkanıklık tamamen açılıyor. Farklı kronik rahatsızlıklardan dolayı ameliyat riski olan hastalara da uygulanabiliyor. Her yaşta yapılabiliyor. Zamanında müdahale ile felç geçirme riski ortadan kalkıyor. Hasta yoğun bakıma girmeden normal servis yatağına alınıyor, ertesi gün taburcu edilebiliyor.”
BOYUN DAMARI ULTRASONU CHECKUPLARA DAHİL EDİLMELİ
“Eskiden erkeklerdaha büyük risk altında derdik.” diyen Prof. Dr. Mavioğlu,“Ama günümüzde olay değişti. Şimdi kadınlar da erkekler de eşit riskleri taşıyor. Hatta kadınlarda daha ciddi sonuçlara neden oluyor. Rutin damar kontrollerinde şah damarı ultrasonları genellikle atlanan çok önemli bir uygulamadır. Bu genelde kimsenin aklına gelmez. Ancak rutin checkup muayenelerinde ihmal edilmemesi gereken en önemli ultrason uygulamalardan biridir.” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.