Avşar önergede; Türkiye Belediyeler Birliği tarafından hazırlanan deprem raporuna atıfta bulunarak şehrin mekânsal planlama süreçlerini, şehir merkezlerinde tehlike arz eden yapıları, Kahramanmaraş’ta fay hattının imara açılması durumunu, zorlu kış şartlarına karşı yaşam alanlarının iyileştirilmesini, rezerv alanlarla ilgili yaşanan sorunları, ruhsat alma ve barınma sorunun kaçak yapılaşmaya ve altyapı eksikliklerine yol açmasını, Adıyaman’da tarım arazilerinin yapılaşmaya açılmasını, yetersiz sosyal donatı alanlarını, su ve hijyen sorunlarını, evsel ve enkaz atıkların yönetimini, asbest sorunu gibi deprem bölgesinde yaşanan bir takım eksiklik ve sorunu Bakan Kurum’a sordu.
“14 MİLYONDAN FAZLA VATANDAŞIMIZ DOĞRUDAN ETKİLENDİ”
Avşar, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli 9 saat arayla meydana gelen iki büyük depremin Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elâzığ, Gaziantep, Hatay, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde büyük yıkımlara yol açtığını, resmi rakamlara göre 50 bin 783 kişinin hayatını kaybettiğini, 107 bin 204 kişinin yaralanmasına neden olduğunu, toplamda 11 il ve 14 milyondan fazla vatandaşın doğrudan etkilendiğini ve büyük hasarlara yol açtığını belirtti. Avşar; “En büyük hasar Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Adıyaman illerinde yaşanmış olup, bu iller yapı hasarlarının en yoğun görüldüğü bölgeler olarak öne çıkmıştır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının kontrolünde yapılan hasar tespit çalışmaları, 700 bin civarında hane halkının çeşitli düzeylerde hasar alan yapılardan etkilendiğini göstermektedir. Bu kapsamında Türkiye Belediyeler Birliği tarafından 18 Temmuz 2024 tarihinde Deprem Bölgesi Araştırma Komisyonu kurulmuştur. Komisyon depremden en çok etkilenen yerler olan Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerini ele almış ve bu şehirlere 2024 Ağustos ayı içinde saha ziyaretleri gerçekleştirmiştir. Saha ziyaretleri sırasında bu illerdeki ilgili kamu kurum ve kuruluşları ziyaret edilmiş, bölgede etkin çalışan sivil toplum kuruluşları, belediyeler ve meslek odaları ile çalıştaylar düzenlenmiştir. Konteyner kent alanları incelenmiş ve bölge halkıyla birebir görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşme, inceleme ve çalışmalar sonucu elde edilen bilgi ve bulgular doğrultusunda bir rapor hazırlamıştır” ifadelerine yer verdi. “Raporda, ‘Şehir’ alt başlığında kentsel planlama, geçici barınma alanları, kalıcı konutlar, kentsel hizmet alanları ve çevresel sorunlar incelenmiş ve bu konularda yaşanan birçok eksiklik ve sorun tespit edilmiştir” diyen Avşar, ilgili rapora dayanarak Bakan Kurum’a önemli sorular yöneltti. Şehir planlamasının önemine değinen Avşar; “Şehrin mekânsal planlama süreçlerinde yerel dinamikler ve özellikler göz önüne alınmış mıdır? Merkezi bakışla yapılan planların uzun vadeli süreçte şehirlerde yeni sorunlara ve risklere yol açabileceğini düşünüyor musunuz? Projelerde tek tipli yapılaşmadan uzak, şehrin tarihi ve kültürel dokusunu yansıtması bakımından neler yapılmaktadır? Söz konusu planlarda kentlilerin ihtiyaç duyacağı sosyal donatı alanlarına yeterince yer verilmekte midir?” sorularına yer verdi.
“HASARLI VEYA TERK EDİLMİŞ YAPILARLA İLGİLİ BİR ÇALIŞMANIZ VAR MIDIR?”
Avşar, “Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya’da özellikle şehir merkezinde tehlike arz eden yıkılmış, hasarlı veya terk edilmiş birçok binayla ilgili güvenlik ve sağlık açısından bir çalışmanız var mıdır?” dedi. Raporda belirtildiği gibi Kahramanmaraş özelinde fay hattının imara açılıp açılmadığını soran Avşar; “Fay hattı üzerinde bir yapılaşmaya gidilmesinin ilerleyen dönemlerde yaratacağı etki bakımından konuya ilişkin bir önlem aldınız mı?” ifadesini kullandı. Bölgenin zorlu kış şartlarını ve yaşam koşullarını hatırlatan Avşar, 20 aydır geçici barınma alanlarında yaşamlarını idame ettirmek durumunda kalan vatandaşların ne zaman kalıcı konutlara yerleşeceklerini, zorlu kış şartlarında yaşam alanlarını iyileştirmeye dönük fiziki bakım ve onarım, planlama, mahremiyet alanı oluşturma gibi çalışmanın olup olmadığını, Hatay’da halen çadırlarda yaşayan bir kısım vatandaşa yönelik bir planın varlığını, Konteyner kentlerde yaşanan su yokluğunu ve yapımı tamamlanan kalıcı konutların altyapı eksikliklerinin ne zaman tamamlanacağını sordu. “Raporda rezerv alanlarının belirlenmesine ilişkin sürecin şeffaf yürütülmediğine dair şüphecilik ve güvensizlik duygusunun hakim olduğu ve rezerv alanlarında “Mülkiyet hakkı korunacak mı?” sorusunun halk arasında kesin bir yanıt bulamadığı gözlemlendiği belirtilmiştir. Rezerv alanların belirlenmesine ilişkin kesin kriterlerin bulunmaması, az ve orta hasarlı yapı sahibi olan hak sahipleri için güçlendirme ve tadilat çalışmalarının yapılmasının engellendiği gibi sorunları gidermeye dönük bir çalışmanız var mıdır? Bu hususta bir bilgilendirme yapmayı planlıyor musunuz?”
“REZERV ALANLARDAKİ BELİRSİZLİĞİ GİDERMEYE KARŞI BİR ÇALIŞMANIZ VAR MI?”
Deprem bölgesindeki mağduriyetlere de değinen Avşar; “Ruhsat almanın zorluğu ve rezerv alan belirlenmesindeki şeffaf olmayan süreç, yerel halkı konteyner kentlerde yaşamaya mahkum bırakmakta ya da kırsal alanda kaçak yapılaşmaya itmektedir. Buna karşın tedbir anlamında nasıl bir yol izlemektesiniz? Bu durumun ileride başka sorunlara yol açabileceğini düşünüyor musunuz Adıyaman’da tarım arazilerinin konut amaçlı kullanıma açıldığı bilgisi doğru mudur? Bu durumun tarım alanlarının amacı dışında kullanılmasına sebep olduğu ve nitelikli konut alanlarının oluşmasına engel olduğu gerçeğine karşı nasıl bir gerekçeniz bulunmaktadır?” ifadesini kullandı.
“ALTYAPI EKSİKLİKLERİNE KARŞI BİR ÇALIŞMANIZ VAR MIDIR?’
Sağlıklı barınma ve yerleşme konusuna dikkat çeken Avşar, barınma sorunu sebebiyle şehirlerde özellikle kırsal bölgelerde hızla artan kaçak ve düzensiz yapılaşmaya ve altyapı eksikliklerine karşı bir tedbirin olup olmadığını ifade etti. Avşar, “Planlamada şehirlerde yeterince açık yeşil alana, yürüyüş ve bisiklet yollarına yer verilmekte midir? Şehirlerde halkın ihtiyacını karşılayacak düzeyde sosyal tesisler var mıdır? Yeni sosyal tesisler inşa etmeyi ve mevcutları güçlendirmeyi düşünüyor musunuz? Şehirlerde enkaz hafriyatlarından veya yeni şantiye alanlarından çıkan çevresel atıklar ile çöp toplama işlemleri sağlıklı bir şekilde yapılmakta mıdır? Bu durumdan kaynaklı çevre sorunları mevcut mudur? Bu hususta nasıl çalışmalar yapılmaktadır?” dedi. Avşar, raporda belirtilen bir diğer konunun da evsel ve enkaz atıklarının yönetimi olduğunu belirtti ve “Hava kirliliği, gürültü kirliliği, evsel ve enkaz atıkların yönetimi, asbest sorunu karşısında nasıl önlemler alınmaktadır? Şehirlerde kaçak moloz dökümlerine karşı bir tedbiriniz var mıdır? Tarafınızca tespit edilen yıkım ruhsatı olmadığı halde hafriyat kaldıran ve yerinde ayrıştırma yapan firmalar var mıdır?” diye konuştu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.