Reklamı Geç
çetintaş ticaret
Tekirdağ
18 Ekim, 2024, Cuma
  • DOLAR
    33.09
  • EURO
    36.10
  • ALTIN
    2596.3
  • BIST
    11131.02
  • BTC
    63525.102$

BİR DAMLA SU

15 Ekim 2024, Salı 13:00

  Hafta sonu gerçekleştirdiğim telefon görüşmelerinde; yapmış olduğum sol blok çağrısını bir kez daha değerlendirme imkanı buldum. Sol blok oluşturulması konusunda geçmişte yaşanan başarısız girişimler nedeniyle yazık ki aynı sonucun yaşanacağı endişesinin devam ettiğini gördüm. Endişe; yaşanmışlara dayanan, kabul edilebilecek bir gerçektir. Ben önerirken zaten bu gerçeği dile getirmiştim. Buna rağmen ülkede her şey normalmiş gibi davranarak olan biteni sadece seyretmenin de büyük bir hata olduğunu görüyor, yeni bir yol, yöntem geliştirmek gerektiğinde ısrar ediyorum.

     Artık; yaşanan ve olumsuz sonuçlanan tüm girişimlerden ders çıkarılmalıdır. Gelinen noktada, birikmiş sorunlar altında ezilen geniş halk kitleleri yararına sol blok oluşumunu gerçekleştirmeyi; Sol ideolojiye inanmış,”halkçıyım, laik, demokratik hukuk devletinin yanındayım,”diyen herkesin görev olarak kabul edeceğine inanıyorum. Çünkü: Hiçbir zaman, hiçbir solcunun; ileri medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak hedefiyle emanet aldığı laik Türkiye Cumhuriyetini orta çağ karanlığına döndürme çabalarına seyirci kalacağına inanmadım, inanmıyorum, inanmam. Onun için sol blok uğruna yapılacak hiçbir çalışma küçümsenmemeli, desteklenerek geliştirilmelidir. Gökten   bir kurtarıcı gelmesini beklemek doğru değil. Kurtarıcı; sen, ben, o, biz, hepimiz, yani halktır. İletişim çağındayız, hemen herkesin elinde akıllı telefonlar var. Halk isterse sadece telefonları ve sosyal medya uygulamalarını kullanarak bile ısrarla sol blok çağrısını yayarsa sonuç alınabilir.

      Merkez sağda da yeni bir oluşum arayışı için toplantı yapıldığı yönünde haberler ulusal basında yer alamaya başladı. Onunda gerçekleşmesi zor olacaktır, ancak Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sorunları çözeceği yerde her geçen gün büyüttüğü gerçeği karşısında çözüm arayanlar, mutlaka yeni arayışlara girmelidirler. Onlara da saygı duyuyorum. Çünkü ülkenin hiçbir sorununu çözemeyen Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sorunları çözeceği yönünde de maalesef olumlu bir sinyal vermiyor. Halk inanılmaz, anlatılamaz boyutlarda geçim sıkıntısı çekiyor. Sistem; halkın sıkıntısına çare bulamadığı gibi, mevcut Anayasaya uyup uygulamak yerine, her gün gündem değiştirmek amacıyla tartışma ortamı yaratıyor. Önce yeni Anayasa dediler, şimdi de İsrail ülkemize saldıracak diyorlar. Çünkü TÜİK enflasyonu kağıt üzerinde düşmüş gösteriyor, oysa halk kuru soğana muhtaç.

    Yeni Anayasa arayışlarında; yamalı bohça olarak tarif ettikleri yürürlükteki Anayasa 7 Kasım 1982 günü yapılan halk oylaması sonucu yüzde 91,37 oranında oy ile kabul edilmişti. Anayasada hatırladığım kadarıyla bugüne kadar on dokuz ya da yirmi kez değişiklik yapıldı. Sadece AK Parti iktidarı döneminde 177 maddelik 1982 Anayasasının 134 maddesi değiştirildi. Acaba değişiklikler ülkenin sorunları çözmeye yetmedi, yeni değişiklikler mi gerekmektedir. Yoksa Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gibi  yapılan değişiklikler yanlış oldu da, onlar tekrar değiştirilmek mi isteniyor. Halkın yaşadığı ağır geçim sıkıntısını çözmek yerine, öncelikle Anayasa değişikliği yapmak için bu sorular cevap bulmalıdır. Çünkü halk; 2010 referandumu ile siyasi kargaşa, 2017 referandumun da ise ekonomik çöküş geldiğini, sorunlarına çare bulunmadığını yaşayarak görmüştür. Verin yetkiyi, görün dolarla, faizle nasıl uğraşılır diyerek gerçekleşen  Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde: Dolar 4,10 dan 34,25 T.L ye faiz ise % 8 den % 50 çıkmış, Cumhurbaşkanı na yasama, yürütme ve yargıyı güdüm altına alan geniş ve denetimsiz yetkiler tanınarak otoriter bir yönetim yaratılmıştır. Halk artık uyanıyor, sorguluyor. Yeni bir Anayasa değişikliğin halk oyundan geçme şansının yok denecek kadar az olduğunu düşünüyorum. Çünkü; herkes hedefin, halkın beklentisi olan gerçekten özgürlükçü, demokrat bir Anayasa olmadığını anlamış durumdadır. 

    Son söz: Geçim sıkıntısı çeken, ülkenin geleceğinden endişe duyan değerli okurlar; Tüm Sol siyasetçilere (ilçe başkanı, il başkanı, yönetim kurulu üyeleri, belediye başkanları, milletvekilleri, kim olursa) sol blok oluşturulması için görüş ve taleplerinizi dile getirmekten asla çekinmeyin. Bulunduğunuz her ortamda sol blok talebini sesiniz kısılana kadar yüksek sesle haykırın. Sesiniz kısıldığında megafon kullanın ama artık susmayın. Kim ne derse desin başka bir yol bulunana kadar sol blok oluşması için verilecek her tepki çok değerlidir. Laik Cumhuriyeti koruyabilmek için korkmayın, talebinizi her ortamda tekrar, tekrar haykırmaya devam edin! Çünkü kurtuluş soldadır...

   Yazılarımı genelde işlenen konuyla ilgili bir şiirden alıntı yaparak bitiriyorum. Bugün de kıssadan hisse ile bitirelim.

“Nemrut, azgınlığının önünde bir engel olarak gördüğü Hazreti İbrahim’ i ateşe atarak ceza vermek ister. Meydanın ortasına dev bir ateş yaktırır. Ateşi gören canlıların tümü etrafa kaçışır. Ancak bir karınca, ağzında bir damla suyla devasa ateşe doğru telaşla koşturur. Onu gören bir başka karınca “Nereye böyle telaşla” diye sorar. Karınca “Duymadın mı Hazreti İbrahim i ateşe atacakmış Nemrut” deyince. Diğer karınca alaycı bir ifadeyle,“Kocaman Ateşi görmedin herhalde. Kaçmaktan başka çare yok. Ağzındaki bir damla suyla mı söndüreceksin o ateşi” der. Ağzında bir damla suyla ateşe doğru koşmaya devam eden karınca, “Hiç olmazsa yönümüz belli olsun” diye karşılık verir.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum