KURTULMAK YOK TEK BAŞINA
13 Şubat 2025, Perşembe 16:05Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Manisa 8. Olağan İl Kongresi' nde yaptığı konuşmada CHP toplantılarında atılan “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganıyla ilgili şunları söyledi: "Bunların, iş yapmak, eser üretmek, hizmet etmek gibi bir derdi yok. Trajikomik durumu söylemek isterim; adliye önünde polise karşı attıkları slogan 1971 yılında Ziraat Bankası' nı soyan bir sol terör örgütüne ait. ”
CHP genel başkanı Özgür Özel de TBMM de grup toplantısında yaptığı konuşmada sloganın Bertolt Brecht' in bir şiirinden yapılan alıntı olduğunu açıkladı, devamında:“ Bütün dünyada mücadele eden sendikaların, meslek örgütlerinin, sosyal demokrat siyasi partilerin sık kullandığı bir şiirdir. Türkiye'de de sol mücadelenin sembolü olmuştur" ifadelerini kullanarak cevap verdi.
1980 öncesi katıldığım miting ve yürüyüşlerde, ezilen halk kitlelerini birlik olarak sınıf bilinciyle hak arama mücadelesine davet eden, birlikte mücadele verilirse sonuç alınabileceğini vurgulayan bu sloganın atılmadığı bir yürüyüş veya miting görmedim. Slogan; sol sendikalar, sol siyasi partiler ve solcu üniversite gençleri tarafından düzenlenen hemen her toplantıda kullanılırdı. 12 Eylül sonrası kitlesel toplantı ve gösteriler kısıtlanınca mitingler azaldı, slogan kullanılmaz oldu.
2018 yılında Kapaklı’ da, bölgeye yapılacak termik santral projesini protesto etmek için miting düzenlendi. Yaptığım konuşmada; termik santralin sadece Kapaklı yı değil, bölgeyi; hatta Trakya’ nın tümünü etkileyecek bir çevre felaketi yaratacağına dikkat çektim. Zaten sanayiden kaynaklı çevre kirliliği ile yaşamak zorunda bırakılan halkı uyararak; mücadeleye katılmaları halinde termik santral projesinin iptal edilebileceğini aksi taktirde zehir soluyarak kanser hastalığına mahkum olacaklarını anlattım. Birlikte mücadele ile bu felaketten kurtuluruz çağrısını vurgulamak amacıyla konuşmamı aynı sloganla bitirmiştim. “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!”
Bir örgüt olmadığımız gibi, ne bir banka soymayı düşünüyorduk, ne kimseyi öldürmeyi. Bölgeye termik santral yapılması halinde oluşacak çevre katliamına karşı halkı ve yetkilileri uyarmak, uyandırmak adına sadece anayasal hak kullanılarak bilgilendirme yaptık. Duyarlılık yaratmak için yapılan mitingte aynı slogan kullanıldı. Slogan haline gelmiş sözlerin geçmişte anarşist bir örgüt tarafından kullanılmış olması, o sloganın haklı bir mücadeleye çağrı için kullanılmasını sakıncalı hale getirmez, kullananlar da kötü bir iş yapmış gibi suçlanamaz. İtibarsızlaştırmaya kalkılmaz.
Bakın aç gözlü, kan emici çirkin bir adam seçim kazandı, bütün dünyaya rest çekiyor. Şimdi de Gazze yi boşaltarak oraya çökmek istediğini açıkça dillendiriyor. Pazar günü CHP İstanbul İl örgütü Karaköy köprüsünde yürüyüş yaparak bu çirkin adam ve çetesini protesto etmek istedi, Valilik izin vermedi. İzin verilseydi ve yürüyüşte“Nehirden Denize Özgür Filistin” sloganın yanında tartışılan “kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz “ sloganı ile Haliç başta olmak üzere İstanbul ve Türkiye bu coşkuyu yaşayabilseydi: Dosta güven, Düşmana korku salınmaz mıydı? Gelişmeleri sadece izlemekle yetinen, oturdukları yerde parmak bile kıpırdatmayan arap ülkeleri ve uluslarını uyarmak, uyandırmak için iyi olmaz mıydı? Olmadı, yapamadık, izin vermediler!.
Seçim dönemi olmamasına rağmen sayın liderlerin birbirine karşı kullandığı üslubun sıkça dillendirilen “iç cephede“ birliği nasıl sağlar bilmiyorum. Bu kutuplaşma, kamplaşma, düşman yaratma kime, nasıl yarayacak. Ülkemiz zaten ateş çemberi içindedir. Kısır çekişmeleri bir tarafa bırakarak birlik beraberlik içinde tek ses, nefes olmak bugün sağlanmazsa ne zaman sağlanacak.
Hatırlayan okurlar vardır: 1974 yılında Kıbrıs a barış harekatı düzenlendiği zaman iktidarı, muhalefeti bütün siyasi partiler tek yürek oldu. TBMM de tek ses, birlik beraberlik sesi yükseldi. Ne ABD ne Avrupa tık diyemedi. Hiç unutmam çıkartma harekatının ertesi günü gazetelerin birinci sayfaları askerlik şubelerinin önünde gönüllü askere gitmek için kuyruk oluşturanların fotoğrafları ile doluydu. Ya şimdi; gazetelerin baş sayfalarında saçma sapan bir futbol maçı tartışması yüzünden evden silahını alıp arkadaşını öldüren taraftar müsveddesinin fotoğraflarıyla dolu. Yazık çok yazık, duygularımı aktaracak kelime bulamıyorum. Bu millet nasıl ve neden bu hale geldi anlamıyorum.
Bizim iç cephede birlik sağlamaktan uzak olduğumuzu gören Yunanistan AB ve ABD yi arkasına alarak önce Ege denizinde hangi ülkeye ait olduğu Lozan’ da belirlenmemiş 19 ada ve 2 kayalığa resmen çöktü. Defalarca meclis kürsüsünden bu duruma itiraz eden vekiller bu günlerde sağır ve dilsiz oldu. Ağızlarını bıçak açmıyor. Bazen emekli paşaların tv lerdeki programlarından bir şeyler
duyuyoruz. Böyle mi olamalı; TBMM neden var, 600 vekili buraya sadece kendi geleceklerini garanti altına almaları için mi seçip gönderiyoruz. Doğu Akdeniz’ den nasıl dışlandık, ulusumuzun ve vatanımızın haklarını korumak için ne yapılıyor? Halk doğru bilgiye nasıl ulaşacak?
Halkın çektiği geçim sıkıntısını anlatmak için “kuru soğana muhtaç” veya “çöp bidonlarından yiyecek topluyorlar”cümleleri bile artık yetersiz kalıyor. Alınan ekonomik kararlar zengini daha zengin yapmaktan başka bir işe yaramıyor. Mehmet Şimşek geldiğinde faizleri yüzde 50’ye çıkardı. Enflasyonu düşürüyoruz diyerek 18 ay sonunda ısmarlama TÜİK oranıyla enflasyon %44,38 oldu. Halbuki hazine ve maliye bakanı göreve geldiğinde enflasyon %38 di. Ekonomik başarı nerede?
Lafı uzatmaya gerek yok, tek çare erken seçim değil, hemen seçim bu kesin. Ancak seçim ceylan derisi koltuklarda otururken, arada bir kürsüden ses yükseltmekle gerçekleşmiyor. Cumhurbaşkanı adayı belirlemeden önce muhalefet var gücüyle çalışarak erken seçim sandığını seçmenin önüne getirmek zorundadır. Aksi taktirde seçmen sandığı getirmeyi başaramayan muhalefetin hangi sözüne, neden güvensin?
Bugünkü yazıyı tartışma konusu olan şiirle bitirelim:
"YA HEP BERABER YA DA HİÇBİRİMİZ
Kim mi kurtaracak seni, köle?
Görecekler seni, kardeş.
yuvarlananlar uçuruma,
duyacaklar çığlıklarını:
Seni köleler kurtaracak kurtaracaksa!
Ya hep beraber ya da hiç birimiz.
Kurtulmak yok tek başına
yumruktan ve zincirden.
Ya hep beraber ya da hiç birimiz.
Kim mi alacak öcünü, yenilmiş adam?
Vurulmuşsun madem,
gel yaralıların yanına.
Gerçi biz zayıfız, kardeş.
zayıfız, yaralıyız ama,
alırsak biz alırız öcünü senin.
Ya hep beraber ya da hiç birimiz.
Kurtulmak yok tek başına
yumruktan ve zincirden.
Ya hep beraber ya da hiç birimiz.
Kim tutacak elinden, bitik kişi?
Birleşmek zorundadır başkalarıyla
yoksulluğa dayanamayan.
Birleş sen de yoksullarla, durma.
Birleş yarına bırakmayanlarla bu işi.
Ya hep beraber ya da hiç birimiz.
Kurtulmak yok tek başına
yumruktan ve zincirden.
Ya hep beraber ya da hiç birimiz.
BERTOLT BRECHT
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum