OLİMPİYAT OYUNLARI (1)

Paris 2024 Olimpiyat Oyunları, kapanış töreninin ardından sonlandı. Türkiye, Paris Olimpiyat oyunlarını 3 gümüş ve 5 bronz toplam 8 madalya kazanarak tamamladı. Madalya alan 91 ülke arasında 64. olduk. Bu sonuç; 1984 Los Angeles Olimpiyat oyunlarından sonra aldığımız en başarısız sonuçtur. Kırk yıl sonra oyunları altın madalya alamadan tamamladık. Paris’ te 2 gümüş, bir bronz madalya alan kadın boks milli takımı olimpiyat oyunlarında en başarılı ekibimiz olarak gözüktü. Atıcılıkta takım olarak bir gümüş, erkek okçuluk takımı bir bronz, erkek güreş bir bronz, kadın güreş bir bronz, tekvando kadın bir bronz  olmak üzere toplamda sekiz madalya ile oyunları  tamamladık. Lafı gevelemeye hiç gerek yok bu sonuç ülkemiz adına tam bir hezimettir.

***

Bu sonucun tek sorumlusu devletin yirmi yıldır uyguladığı spor politikalarıdır. Plansız, programsız, ben yaptım oldu mantığı ile liyakatsiz kişilerin federasyon başkanı seçimine kadar devlet müdahalesi olursa kaçınılmaz son böyle olur işte. Bu sonuçtan sonra kimse, ”ben yapamadım, federasyonum başarısızdır toptan istifa ediyoruz” öz eleştirisi beklemesin. Katılan tüm federasyon başkanları kendini bir türlü başarılı gösterecek algı çalışmasına başlamışlardır bile. Nasılsa bir mazeret bulurlar, başarısızlık önünde sonunda birkaç sporcuya çıkarılır ve aynı düzen bir sonraki oyunlara kadar devam eder, bugünlere hep böyle geldik çünkü.

***

Yakında yetkili ağızlardan devletin ne kadar çok spor tesisi yaptığından falan bahseden açıklamalar da duyarız artık. Bende bunların sayısı yok, kaç tesis yapılmış bileme imkanın yok tabi. Ancak Şehir Hastanelerinde yaşananlardan bazı çıkarımlarda bulunabilirim. Şehir Hastaneleri yer seçimi ve finans yöntemi yanlış olsa da, laboratuvar, MR, tomografi, v.b  görüntüleme cihazları ile oldukça donanımlı, lüks sayılabilecek kalitede binalardan oluşturuldu. Ancak hizmet verecek yeterli doktor olmadığı için randevu sistemi hala tam olarak çalışmadı, gelen şikayetler bir türlü sona ermedi. Vatandaş hizmet almakta zorlanıyor. Örnekte olduğu gibi belki çok sayıda lüks sayılacak spor tesisi de yapılmış olabilir; ancak tesisten faydalanacak yeterli sporcu yoksa veya o tesislerde sporculara eğitim verecek yeterli sayıda ehliyetli, yetişmiş eğitmen yoksa, tesisler yanlış yere yapılmışsa yazık ki ölü bir yatırımdır, sonuç olarak oraya yapılan masraf ta israf olur.

***

Genelde spor tesisleri yatırımları ihtiyaca göre değil, bakanlar, iktidar milletvekilleri veya iktidar partisi yöneticilerinin talebi üzerine fizibiliteye gerek görmeden yapılıyor. Yapılan tesisten faydalanacak sporcu potansiyeli veya burada eğitim verebilecek yetişmiş eğitmen olup olmadığına bakılmıyor. Bu tesisler gerçek amacına hizmet etmekten çok, tesis yapılırken iktidarda olan partiye oy, yakın gördükleri müteahhitlere iş sağlamaya yönelik olarak yapılıyor. Ülke genelinde böyle plansız programsız yapılmış çürümeye terk edilmiş veya hemen her yıl tamir gören yüzlerce tesis görmek mümkündür. Bütün bunlar israftır. Bu israfın önlenmesi için spor tesislerinin yer seçimi; tesisin hangi amaca yönelik, hangi bölgeye yapılacağına çok ciddi ve detaylı bir fizibilitenin olumlu sonucuna göre objektif olarak planlanarak karar verilmelidir.

***

Olimpiyat oyunlarında gelecek bir başarı, ekonomik olarak çok zor günler geçiren halkımızın çok kısa bir sürede olsa sorunlarını unutmasını sağlayacak, az ve geçici de olsa teselli bulacaktı, olmadı. Aslında ülkemizde yaşanan ekonomik krizin sporcularımızı da olumsuz etkilediğini göz ardı etmemek gerekir. Kimse hezimetin sorumluluğu tümüyle sporculara yükleme kolaycılığına kalkışmasın. Sporda başarı ve sporcu yetiştirmek için devlet olarak gerekirse yasal düzenlemeler de yapılarak yeniden bir yapılanmaya gitmek şarttır. Dünyada amatör sporun sadece adı kaldı, tüm spor branşları artık profesyonel. Olimpiyatlarda başarılı olan bütün sporcuların finansmanı sponsor firmalar tarafından karşılanıyor. Bu yöntem başarı çıtasını her geçen gün yukarı çekiyor. Bizde henüz bu sistem tam manasıyla oturmuş değil, burada başarılı ülkelerin sponsor sistemini inceleyerek kendimize yeni bir yol haritası çizmemiz gerekir. Elimizi çabuk tutmazsak bu yazıyı 2028 olimpiyat oyunları sonrası yine yayımlamak zorunda kalmaktan korkarım...