Reklamı Geç
çetintaş ticaret
Tekirdağ
22 Ekim, 2024, Salı
  • DOLAR
    33.09
  • EURO
    36.10
  • ALTIN
    2596.3
  • BIST
    11131.02
  • BTC
    63525.102$

OLİMPİYAT OYUNLARI (2)

15 Ağustos 2024, Perşembe 11:09

Ata sporu kabul ettiğimiz, katıldığımız bir olimpiyat oyununda 7 altın madalya kazandığımız güreşlerde bile resmen tuş olduk. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde olimpiyatlarda madalyayı bıraktık su sporlarında her dalda yarışabilen sporcumuz bile yok. Her ne kadar yüzme yarışları havuzlarda yapılıyor olsa da deniz ve yüzme unutulmaz ve terk edilmez bir tutkudur. Sahilleri villalara, lüks turistik otellere, yandaşlara açıp halka kapatırsanız onlar denizden uzaklaşır, soğurlar sonuçta hezimete zemin hazırlarsınız. Mexico City 1968 Olimpiyatların da sporcumuz İsmail Akçay Maratonları 4. olarak bitirip atletizm tarihine geçmişken Paris’te Maratona yarışacak sporcu sokamadık. Futbol, basketbol, voleybol erkek takımlarını sayamıyorum, çünkü onlar katılma hakkını bile kazanamadılar. 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunlarında sırıkla yüksek atlamada atletimiz 5.95 metre yüksekliği geçemeyerek 10’uncu oldu. Atletimiz 3 sene sonra aynı yüksekliği yine geçemedi ve 5’inci olarak elendi. Spor bakanı ve Atletizm federasyonuna soralım; Üç sene önce ümit vaat eden bu sporcuya geçen süreye rağmen neden 1 cm olsun atlayışını geliştirme imkanı yaratmadınız?

***

Spor bakanını dinlemişsinizdir; Türkiye'nin spor federasyonlarına “en üst düzey imkanları sunduğunu” ve bunun “hesabının sorulacağını” söyledi. Bu kadar mı yani sayın bakan, bu utanç veren hezimetten sonra mı hesap soracaksınız? Millet aç, kuru soğana muhtaç yaşarken spor federasyonlarına en üst düzeyde imkan sunmuşsunuz, onların en üst düzey imkanları nasıl kullandığını denetlemek hiç aklınıza gelmedi mi? Utanç veren hezimetten sonra mı hesap soracaksınız? Bence suçlamak için federasyon başkanı falan aramanıza gerek yok; Aynaya bakın sporu bu hale getirenlerden birini göreceksiniz. Tek sorumlu sizsiniz sayın bakan siz ve AK Parti yönetimidir. Futbol başta olmak üzere sporun her branşına karıştınız, bizden olsun mantığı ile liyakatsiz kişilerin federasyon başkanı olmasından başlayarak hangi takımın şampiyon olacağına kadar siz yönlendirdiniz. Bakanlardan birinin yaptığı bir konuşmada "Şampiyonluk kupasını almak için ince ayarlı çalışıyoruz" şeklinde konuşmasını unutmuş olabilirsiniz, halk unutmadı. Eski bir vekiliniz spor kulübü başkanı oldu, saha ortasında hakem yumrukladı, sadece seyrettiniz. Yaparsa AK Parti yapar söylemiyle sporumuzu bu hale getirdiniz, hiç olmazsa bir kişi olsun örneğin siz; hatanızı görün ve istifa edin. Böylece Türkiye’de her şey olabilirsiniz, rezil olamazsınız tezinin çürütülmesine yardım etmiş olursunuz. Halkımıza bunu yapabileceğinizi göstermek istemez misiniz!

***

Gelelim voleybola. Kadın voleybolunda yıllar önce büyük sanayi kuruluşları öncülüğünde amatör ruhla iyi bir temel atıldı, 2023’te bunun meyveleri toplandı. WNL ve Avrupa şampiyonluğunun ardından dünya şampiyonasında birinciliğe yükseldik. Baraj maçları oynamadan olimpiyatlara katılma hakkı kazandık. Kadın voleybolcularımızın bu başarısına ideolojik bakanlar rahatsız oldular. Başarı tekrarını engellemek için hemen gereken hamleleri yaptılar. Kamuoyuna hiçbir açılama yapılmadan oyunların başlamasından bir kaç gün önce Paris’te kadrodaki bir oyucu çıkarılarak yerine bir başka oyuncu yazıldı. Emin değilim ama bunu yapan tek ülke olarak olimpiyat tarihine geçtik herhalde. Olimpiyat komitesi bunu dikkate alarak bir altın madalyayı çok görmez artık! Buna rağmen kadın voleybolcularımız 4’üncü oldu. Takımın huzurunu bozan bu kirli el madalya almalarına izin vermedi.

***     

Federasyon başkanı oyunlar sonrası konu hakkında açıklama yapacaktı, olimpiyatlar bitmesi üzerinden beş gün geçti hala çıt yok. Vakit geçirmeden hemen o açıklama yapmalıdır; yoksa dedikodular sporcuların ve voleybolun daha çok yıpranmasına sebep olacaktır. Devlet bankalarının voleybol takımlarının sorumsuzca, akıl almaz bütçelerle yaptıkları yabancı antrenör ve voleybolcu transferi finans zorluğu nedeniyle büyük kulüplerin rekabete girmesini engelliyor. Ülke voleybolu kaybediyor, yabancı voleybolcular, antrenörler, menajerler kendi ülkelerinde rüyalarında bile görmedikleri paralar kazanıyorlar. Bakın şimdi olimpiyat 3. lük maçını kaybettiğimiz Brezilya dan 3 voleybolcu ve takım antrenörü kamu parası kullanan bir kurumun kadın voleybol takımında yer alıyor. Parayı bizim ülkemizde kazanıyor, gelişimini bizim ülkemizde tamamlıyor, milli takımda bize karşı oynuyorlar. Yönetmeliğe göre takımlar halen 3 ü sahada olmak üzere 5 yabancı oyuncuyu kadrolarında bulundurabiliyorlar. Devlet bankası takımları yabancı transferine derhal son vermeli, voleybolu çok seviyorlar, genç oyuncular yetiştirip destek olmak istiyorlarsa o yabancı oyuncu ve antrenörlere akıttıkları servetlerin çeyreğini bizim gençlerimize harcasınlar bakın bakalım bir sonraki olimpiyatlarda o gençler ne harikalar yaratırlar. Sahi federasyon başkanları ve yönetim kurulu üyelerinin aldığı maaşı, huzur hakkını bilen var mı? Ben bilmiyorum, ama merak ediyorum.

***

Son sözüm de kadroya oyunların başlamasından birkaç gün önce dahil olan kadın voleybolcu kızımıza olsun: Bak kızım; sosyal medyaya düşen röportaj da takım arkadaşın Melisa VARGAS a çok haksızlık yapmışsın. İnanarak bu sözleri söylediysen o ayrı bir konu. Ancak belli ki sana bu sözleri söylemen için telkinde bulunmuşlar, yazdıklarını eline tutuşturmuş, okutmuşlar. Keşke bu tuzağa düşmeseydin. Öte yandan sosyal medya üzerinden bu sporcuya yüklenilmesini doğru bulmuyorum. Ülkemin genç sporcuları çabuk kaybetmesini asla istemem, Melisa Vargas’a yaptığın haksızlık nedeniyle kendisinden özür dilediğini düşünüyorum. Çünkü; Bayrağımızı göndere çektirerek, istiklal marşımızı dünyaya dinletmek için milli formamız altında verdiği mücadele ile söylediklerini hiç ama hiç hak etmedi. Üstelik senin benim gibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. İstiklal marşımızı henüz söyleyemiyorsa kusura bakma, öğretmediğiniz için sizin hiç suçunuz yok mu? Öte yandan sporun bütün branşlarında yabancı sporcu kısıtlanması gerektiğine yürekten inanıyorum. Devlet bankaları kulüpleri ve spor kulüpleri üzerinden ülkemizde yabancı sporculara, antrenörlere, menajerlere rüyalarında görseler inanmayacakları paralarla servet kazandırmak ne kadar doğrudur. Ülkemize ne kazandır ne kaybettirir? Bunun muhasebesini hep birlikte yaparak ülkemizin zeki, çevik ve ahlaklı antrenör ve sporcularıyla dünya sporunda hak ettiği yere getirme mücadelesi için vakit kaybettik, geç kalmadık. Sözümüz var: Mutlaka Kazanacağız!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum