Reklamı Geç
çetintaş ticaret
Tekirdağ
22 Ekim, 2024, Salı
  • DOLAR
    33.09
  • EURO
    36.10
  • ALTIN
    2596.3
  • BIST
    11131.02
  • BTC
    63525.102$

TEHLİKE YAKIN, HEM DE ÇOK YAKIN!

23 Eylül 2024, Pazartesi 17:54

Başlıktaki uyarının hangi amaçla yapıldığını siyasi gündemi takip eden okurların hemen tahmin ettiğini düşünüyorum. Evet tahmin ettiğiniz gibi, tehlike bir siyasi parti genel başkanının dile getirdiği Anayasanın 4.maddesinin kaldırılması yönündeki talepleridir. Üstelik bu genel başkan kelime oyunlarıyla ilk üç maddesini kastetmediğini söylese de 4. madde kaldırıldıktan sonra ilk üç maddenin değiştirilmesi önünde engel kalmayacağı çok açıktır. Genel başkan ‘Ahmağa anlatır gibi tek tek söyledim, buna rağmen anlamamakta ısrar ediyorlar. Biz, anayasanın 4. maddesi olmasın diyoruz. Kameraya bakarak, söyleyeyim bir daha; Anayasanın 4. maddesi olmasın diyoruz. Anayasanın 4. maddesine karşıyız. Tamam mı, anladınız mı? İlk 4 madde değil, 4. Madde’ demişti.

***

Genel başkanın görüşü kendi partisinin görüşüyle sınırlı olsa sorun olmaz da, bu görüşün AK Parti içinden de destek görmesi laik cumhuriyetin geleceği için ciddi bir tehdit olarak görülmelidir. Sözcülerin yaptığı açıklamalarda Anayasanın ilk 4 maddesine dokunulmayacağı beyan edilse de bunlar Laik Cumhuriyete dönük tehlikenin olmadığı konusunda kamuoyuna yeterli güvence olmaz. Halkın bu tehlikeyi görerek talep edilen anayasa değişikliği gerçekleşirse ne olacağını iyi anlaması, o genel başkanın niyetinin ne olduğu, tuzağı göremeyenlere anlatmak için çok çalışmak gerekiyor. 

***

Burada en büyük görev CHP’ye düşüyor. Tehlike konusunda halk aydınlatılmalı, mücadeleye davet etmelidir. Ancak davet umarım; 2007 de yapıldığı haliyle “otobüs kalkıyor” şekliyle olmaz. Aslında bu noktaya gelineceği daha o günlerden belliydi. Yazık ki dönemin CHP yönetimi bunu görmedi veya görse de solun birlikte hareket etmesi için yeterli çabayı gösteremedi. Bu defa durum çok farklı, kendini solda gören, sosyal demokrat, demokratik sol, sosyalist, komünist, sol seçmenin tümü; soldaki siyasi partilerin bir blok oluşturarak, AK Parti karşısında sonuç odaklı güçlü bir mücadele vermesini bekliyor. Halkın ağır bedel ödediği zor günlerden nasıl çıkılacağı, yaşanmışlardan ders çıkararak oluşturulacak sol blok için çizilecek yeni rota ve  uygulanacak stratejiye bağlı olacaktır.

***

2005-07 döneminde Çerkezköy Haber Gazetesinde; muhalif sol blok oluşturulması için tam beş tane köşe yazısı yazdım. (yazıların başlıkları: Bir Şey Yapmalı, Birleşin, Solda Birlik, Sorumlu Güç Birliği,  Özveri,) Örnek olarak “Bir Şey Yapmalı “başlıklı yazıda “Kaybedecek vakit yok. Gün: Bugündür. Uyan artık! Ey ehl-i vatan uyan! Dün yasa çıkartıp, vatan topraklarını yabancılara sattılar, bugün yasa çıkartıp petrol ve doğal gazımızı yabancılara satmaya çalışıyorlar. Yarın; evet yarın! Belki yarın çok, ama çok geç olabilir! Gün, bugündür. Bugün birleşme, bütünleşme ve güçlü bir iktidarla emperyalistlere ve yerli işbirlikçilerine gününü gösterme günüdür. Gün AK Parti’yi iktidardan indirmek için seçimlerde güç birliği yapma günüdür!” diyerek AK Parti’ye karşı muhalefet blok oluşturulması yönünde çağrı yapmıştım.

***

Yine “Solda Birlik” başlıklı yazıda; “Ancak solun bölünmüşlüğü ve dağınıklığının mevcut siyasi tablonun oluşmasındaki rolü ve sorumluluğunun, çok daha fazla olduğunu düşünmekteyim. Hatta daha da ileri giderek, mevcut siyasi tablonun oluşumunun solun bölünmüşlüğünün ve dağınıklığının sonucu olduğunu iddia ediyorum. Soldaki partilerin her türlü suçlamalar, kavgalar, kişisel hırs ve beklentileri bir kenara bırakarak, laik cumhuriyetin geleceği için birleşmesi veya hiç olmasa seçimlerde güç birliği yapabilmesinin mümkün olabileceğine inanıyorum.” diye düşüncemi paylaşarak sol muhalefet blok çağrısı yapmıştım.

“Birleşin “ başlıklı yazıda ise; “CHP ile DSP büyük bir olasılıkla 22 Temmuz 2007 Genel seçimlerine CHP çatısı altında gireceklerdir. Seçim güç birliği hiçbir parti ya da kişiyi kurtarmak için düşünülen ve istenen bir çalışma değildir. Ülkemizin geleceğinden endişe duyan tüm yurttaşlarımız; Seçimlerde gerçekleşecek güç birliğine bu gözle bakmalıdır. İktidar imkanından faydalanmak için değil, halka hizmet için, yolsuzluğu ve yoksulluğu yok etmek için, tam bağımsız Türkiye için, laik demokratik sosyal hukuk devleti için, seçimlerde güç birliği ile tek başına sol iktidar hedeflenmelidir.” diyerek hedefin; AK Parti’yi sandıkta yenerek tek başına sol iktidarla yolsuzluklar ve yoksulluğu da yok etmek olduğuna işaret etmiştim.  

***

Bunca ağır bedeller ödeyerek edindiğimiz acı tecrübeyle, yapılacak ilk genel seçimde sandıkta AK Parti iktidarını sonlandırarak ülkemizi yeniden ayağa kaldırmanın yolunu açmalıyız. Bunun yolunun da seçimlerde tek bir fire vermeden sol oyları CHP’de toplamaktan geçtiği bir gerçektir. Takip eden okurlar biliyor, CHP’de gördüğüm yanlış ve eksikleri eleştirmekten kaçınmadım, kaçınmıyorum, yine kaçınmayacağım. Ancak yapılacak ilk genel seçimde eleştirilerim dikkate alınmadı, düzeltilmedi, yanlışlar devam ediyor diye sandığa gitmemek veya boş oy kullanma lüksümüzün olmadığını da görmek lazım. Çünkü dillendirilmeye başlanan tehlike; sonucu tahmin edilemez büyüklükte olabilecek bir yıkım demek. Onun için öncelik; AK Parti’nin sandıkta yenilgiye uğratılarak kötü yönetimi sonlandırmak olmalıdır. Ondan sonra gördüğümüz eksiklerin düzeltilmesi için eleştirilere yine devam eder onun için mücadele ederiz. Ama tam bağımsız laik Türkiye Cumhuriyetini kaybedersek ne olur? İnsanın aklına geldiğinde bile sanki kanı donuyor. Hangi sol düşünceye, fraksiyona sahip olursak olalım, her düşünceye saygımız var; Ancak: Hepsinden önce dar ağacında olsak bile son sözümüz “Yaşasın Tam Bağımsız Laik Türkiye Cumhuriyeti“ mücadelesi olmalıdır. Öncelik; her zaman, her şartta bu amaç doğrultusundaki mücadeleden ayrılmamak olmalıdır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum