YILDIZLAR SAVAŞI

Avrupa'da istediği başarıları elde edemeyen takımlarımız bu başarısızlıklarını lige yansıtmıyorlar. Kendi liginde sonuncu olan İsviçre’nin Young Boys takımına yenilerek şampiyonlar ligine katılamayan Galatasaray ligde adeta kök söktürüyor. Futbol severlerin zevk aldığı bir oyun ortaya koyarak galibiyetler alan sarı kırmızılı ekip yönetimde bazı sıkıntılar olmasına rağmen özellikle Erden Timur’un yönetimde olmamasına tepki gösteren taraftarların huzursuzluğu ile başlayan, futbolcular arasında uyumsuzlukların söylenmesi ve yönetimi başarısız bularak tabiri caizse homurdanmaya başlayan taraftarların tepkilerine rağmen  bunu saha ve sonuçlara yansıtmadan devam ediyor.

***

Son iki senenin şampiyonu Galatasaray bu sezon da lige iyi bir giriş yaparak bir maçı eksik 3 haftada 9 gol atıp 3 gol yiyerek 9 Puan topladı ve rakiplerine bu sene de işiniz kolay değil diye mesajı çaktı... Sezon başlamadan başkanlık seçimine girerek çalkantılı bir dönem geçiren Fenerbahçe, ALİ Koç’un tekrar başkan olmasıyla dünya çapında bir teknik direktör olan Portekizli Jose Mourinho’yu takımın başına getirerek kabul etmek gerekir ki şampiyonluktaki diğer rakiplerine büyük bir psikolojik üstünlük kurarak lige başladı. Oynadığı oyun ve aldığı skorlar zaten bunu destekliyor. Ligin 2. haftasında Göztepe ile berabere kalınması kimseyi yanıltmasın. Göztepe-Fenerbahçe maçında yaşanan saha dışı olayların bu beraberlik üzerinde etkili olduğunu düşünüyorum. Her şeye rağmen Fenerbahçe şampiyonluğun en güçlü adayıdır. 4 maçta 11 gol atıp sadece 2 gol yediler. Bu sene her şey bambaşka olacak mesajı veriyor taraftarına.

***

Şampiyonluğa hasret bir diğer takımımız Beşiktaş. Son yıllarda istediği başarıyı bir türlü yakalayamadılar. Özellikle geçen sezon başkanlık seçimlerinde Hasan Arat ile yeni bir sayfa açılacağını uman taraftarlar çok da mutlu olamadı. Pahalı transferler, değişen teknik ekipler Beşiktaş'ın yarasına bir türlü merhem olamadı. Yavaş ve sessizden bu senenin planlamasını yapan Beşiktaş yönetimi ilk önce teknik direktör Hollandalı Giovanni Van Bronckhorst’u takımın başına getirerek adımlarını atmaya başladı. Akabinde İmmobile-Rafa Silva gibi dünya çapında yıldızları alarak hem taraftarı ile barıştı hem de göze hoş gelen futboluyla tüm spor severlerin beğenisini kazandı. Kabul etmek gerekir ki bu senenin en güçlü şampiyonluk adaylarından biri. Avrupa'da da işler istedikleri gibi gidiyor. Yolun sonu nereye çıkacak hep beraber göreceğiz...

***

Lige büyük sıkıntılar ile giren Trabzonspor'da işler yolunda gitmiyor. Özellikle sezon başından bu zamana kadar Uğurcan Çakır performansı ile takımı tek başına almış fırtınalardan korumaya çalışıyor. Elbette milli takım için büyük bir şans fakat kendi kulübünde kalecilerin ön plana çıkması çok da hayra alamet değildir. Futbolcuların ayaklarına prangalar bağlanmış gibi hücuma çıkmalarını istemeyen özellikle sabırla yan pas-geri pas anlayışı içinde olan teknik direktör Abdullah Avcı'nın istifası sürpriz olmadı. Trabzonspor’da ekonomik olarak büyük adımlar atan Başkan Ertuğrul Doğan bu hamlelerinin karşılığını sahada sportif olarak alamadı. İlerleyen yazılarımızda bu konuya daha derinlemesine ve diğer kulüplerimize örnek olabilmesi adına detaylıca ele alacağız. Fakat şimdi bir gerçek var ki Trabzonspor iyi değil, Avrupa'da elendi, ligde 2 maçta golsüz berabere kaldı, son 6 maçta sadece bir gol attı. Şimdi soru şu.

Bu gemiyi hangi Kaptan fırtınadan çıkarıp limana yanaştıracak?

Bekleyip göreceğiz...