Reklamı Geç
çetintaş ticaret
Tekirdağ
16 Eylül, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    33.09
  • EURO
    36.10
  • ALTIN
    2596.3
  • BIST
    11131.02
  • BTC
    63525.102$

YOLSUZLUK; BEKA SORUNUDUR! (1)

05 Eylül 2024, Perşembe 15:30

Yolsuzluklar günümüzde artık halkın en büyük sorunudur. Utanma duygusunu kaybetmiş Belediye yöneticileri ihale ve imar rantı yaratıp haramiler ile paylaşarak, halkın kanını emmeye devam ediyorlar. Bugüne kadar iktidara gelen tüm siyasiler: Değişik yasal düzenlemeler yaparak yolsuzluğu önlemeye çalıştı, ancak başarılı olamadılar. Bitirmeyi bir tarafa koyalım, zaman içinde değişen şehirleşme tercihiyle birlikte her dönem yeni yolsuzluk alanları yaratarak bunlara uygun yöntemler geliştirip fakir halkı soymaya devam ediyorlar. Yolsuzluklar siyasetin finansmanında da kullanılmaya başlandığı için, yolsuzlukla mücadele ülkemiz için artık bir beka sorunu haline geldi.

***

Ülke yönetiminde yirmi iki yılını dolduran AK Parti yolsuzlukları bitirme vaadi ile geldiği iktidarda, yolsuzluklarla mücadelede beklentiden uzak bir çizgi izleyerek başarısız olmuştur.  Seçmenler çok kez olduğu gibi bir daha seçim meydanlarında verilen sözlerin tutulmamasının hayal kırıklığını yaşıyor, kendini kandırılmış hissediyor. İktidarlar değişiyor, yasal düzenlemeler yapılıyor, peki; Devlet yolsuzluklarla mücadelede neden başarılı olamıyor? Okurların değişik gerekçelerine saygı duyarım. Bana göre; iktidarlar değişmesine ve yasal düzenlemeler yapılmasına rağmen, zaman içinde yolsuzluklar bitmeyip devam edince ümidi kalmayan halk, artık yolsuzlukları kanıksadı. Uzunca bir süredir kurumlarda yolsuzluk yapanlar değil yapmayanlar suçlanır, eleştirilir hale geldi.

***

Yolsuzluklar, terlemeden, hızlı ve çok zengin olmanın tek yolu haline getirildi. Siyasetin hatası tam da buradadır; aday, genel merkezden uydurma araştırma ve hileli parti içi seçimle, liyakat dikkate alınmadan belirleniyor. Parti yüklü miktarda bağış karşılığında zenginleşeme hayali kuran, başkan ve meclis üyelerini aday yaparak, onlara yol açıyor. Sonra bunlar han mı, kat mı, yat mı almış, nasıl almış takip etmiyor, bir sonraki seçimde partinin alacağı pay olan bağışı düşünüyor. İddia ediyorum parti genel merkezi yolsuzluk yapan belediye başkanlarını herkes ten iyi biliyor.

***

Yolsuzluklarla mücadelede başarılı olmak, yani yolsuzlukları bitirmek için bir kişi veya kurumun mücadele etmesi yeterli değildir. Halk; bütün olarak mücadeleye girmeli, yolsuzlukları bitirmeye çalışan kişi ya da kurumların yanında olmalıdır. Topyekun bir mücadele verilirse başarı şansı olabilir. Yolsuzlukla mücadele; yapanların hangi partiden olduğuna veya doğduğu yerin neresi olduğuna bakılarak yapılmaz. Yani, bizim partinin adamı parti zarar görmesin veya bizim arkadaş, başkaları nasıl yaptıysa oda yapsın diyerek arkanızı dönerek görmezden gelerek yolsuzluklar bitmez. Yolsuzlukta hortumlanan para, göz yuman dahil halkın tümünün cebinden çalınan paradır. Haramiler; ha imar ya da ihale rantından vurgun yapmış, ha halkın cebinden para çalmış, hiç farkı yoktur. Onun için belediyede yapılan yolsuzluklara önce halk karşı çıkmalı, hesap sormalıdır. Tabi bunun için şeffaf olmak gerekir. Oysa belediyeler yaptıkları işlemleri devlet sırrı gibi saklıyor, bilgi edinme kanunu gereği sorulan soruları bile bir şeyler bulunur mu korkusuyla cevaplamıyorlar.

***

Yolsuzlukla ilgili bilgi ve belgesi olan halk bunları mutlaka yargıya intikal ettirmeli, Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmalıdır. Var sayalım ki yargılama oldu, yolsuzluk yapanlar küçük cezalarla kurtuldu. Eğer halk yolsuzluğu yapanlarla selamı sabahı keserek onları toplum dışına iterse, yapanların eşi, anası, babası, çocukları toplum içine çıkamaz duruma gelir ki o zaman hak ettikleri ceza verilmiş olur. Bakın işte burada halkın vicdanında yapılacak yargılama ve verilecek ceza, kanunun verdiği cezayı kağıt üzerinde bırakır. Yolsuzlukla asıl mücadele ancak ve yalnız böyle kazanılır. Çünkü hortumlanan para bahşiş falan değil, doğrudan halkın parasıdır.

***

AK Parti’nin yolsuzluklarla mücadelede başarısız olmasının nedenlerinden biri olarak gördüğüm  örneği okurlarla paylaşmak istiyorum. AKP li bir bakan ve bakanlık genel müdürü, o bakana bağlı kamu kurumunda havuz oluşturularak toplanan parayı “BAHŞİŞ” olarak değerlendirmiştir. Suçtan elde edilen gelir olan toplanan para delil olarak yargıya intikal etmiştir. (10/02/2008 Hürriyet gzt.)

Havuz oluşturarak “bahşiş” toplayan 14 kişi yapılan yargılama sonucu “rüşvet” ve “suç örgütü” suçlamalarından beraat ettiler. Sanıklardan 10 kişiye “görevi kötüye kullanmak” suçundan 1 yıl ile 2 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezalar alt sınırdan verildi ve ertelendi. Diğer 4 sanık ise bu suçtan beraat etti. Mahkeme ayrıca, çalışanların vatandaşlardan para alarak “görevi kötüye kullandığı” için hapis cezası verilmesine rağmen, bu kişilerin ev aramalarında ele geçirilen ve “suçtan elde edilen gelir” olarak kayıtlara giren paraların  iade edilmesi kararını da verdi.

Nerede kaldı hak, hukuk, adalet, nerede kaldı 3 Y den biri olan yolsuzlukla mücadele? Nasıl olacak, böyle mücadele yapılırsa yolsuzluklar biter mi? Peki, şimdi gelelim Çerkezköy’e. Bu olay okurlara anılarındaki başka bir mahkeme davası ile olan benzerliği hatırlattı mı? Hani irtikaptan yargılanan biri vardı, sonra nasıl olduysa suçun vasfı değiştirilerek görevi kötüye kullanmaya çevrilmiş, ceza verilmeyerek ertelenmişti ya. Sonra da Yargıtay  bozma kararı görüşülmeden “hokus, pokus” hop dosya sümen altı, en sonunda da zaman aşımı!... Hatırladınız değil mi?

***

Son sözüm Çerkezköy seçmenine olsun: Yolsuzluklardan rahatsız olduğuna inanmak istiyorum: Bir türlü inanamıyorum. Neden acaba? Sakın o büyük şairin dediği gibi; “kabahat sende demeye de dilim varmıyor ama çoğu senin be canım kardeşim” den dolayı olmasın?

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum