YOLSUZLUK BEKA SORUNUDUR (5)

Genel olarak yolsuzlukların artık kanıksanmış olduğunu, yazı dizisinin başında dile getirdik. Kanıksama sonucu yolsuzlukların toplum üzerinde yarattığı yozlaşma aşamasının da geçildiğini düşünüyorum. Toplum olarak çürüme sürecindeyiz. Yolsuzluklar önlenemez ise bundan sonra beka sorunu olarak gördüğüm çöküş süreciyle karşılaşma ihtimali oldukça yüksektir. Çünkü kurumlarda şeffaflık olmadığı için halk yolsuzlukların buzdağı gibi sadece su üstündeki kısmını görebiliyor. Asıl tehlike su altında kalan, bilinmeyen kısımlardır. Basit bir örnek; Bakın şimdi takip eden okurlar, bilecekler; Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin ÇOSB üzerinden bir sanayi kuruluşuna sattığı, halen itfaiyenin bulunduğu arsa ile ilgili bilgi edinme kanunu gereği bazı sorular sordum. Hala bir cevap alamadım.

***

Kurdukları her cümlede şeffaflıktan bahseden belediye başkanlarını geçtim, CHP Genel Merkezi E-Posta ile yaptığım başvurulara cevap verme zahmetinde bile bulunmadılar. Şeffaflık gereği ilgili belediyeler uyarılarak soruların cevaplandırılması istenemez miydi? Neden bu yolu tercih etmediler? Sorduğum sorulara cevap alamayınca ister istemez cevaplamama nedenlerini düşünmeye başladım. Genel merkez; konu hakkında belediyeden bilgi istemiş, gelen cevapta belediye yönetimini ve partiyi zora sokacak bilgiler yer aldığını görmüş, bunun için E-Postalarıma gözlerini yumarak, haberleri yokmuş gibi davranma yolunu seçmiş olabilir. Olabilir mi? Bu satış bilgilerini halktan kaçıracak ne var? Böyle bir anlayış yolsuzluklarla nasıl mücadele edecek?

***

İşte bu tutum; arkadaşımız veya partimiz zarar görmesin diye sergilenen koruyup kollama çabası, yolsuzlukların artık ülkemiz ve halkımız için beka sorunu haline geldiği konusunda düşüncelerimi pekiştiriyor. Saygıdeğer okurların sıkılmaması dileğimle tekrar bir hatırlatma yapmak zorundayım; 2023 genel seçimleri öne alındığı zaman milletvekilleri 3 aylık maaşlarını peşin olarak aldılar. Tekrar aday gösterilmeyen veya seçimi kaybeden 314 milletvekili, aylıkların çalışılmayan 2 aylık kısmını tekrar iade etmesi gerekirken, sadece 5’inin maaş iadesi yaptığını medyadan öğrendik. Yine yazılanlara göre  bu 5 vekil içinde bile 1 tane olsun CHP’li vekil adı göremedik. CHP Genel başkanına yazdığım açık mektupta bu maaşları iade etmeyen vekilleri ihraç talebiyle disipline sevk etmesini önerdim. Ne oldu? Çalışmadan aldığı 2 aylık maaşı iade etmeyen eski vekili kupon belediye görülen Tekirdağ’a büyükşehir belediye başkan adayı yaptılar. Bu mu değişim? Delege parti koltuğuna oturacak kişinin değişmesini değil, artık beka sorunu haline gelen yolsuzlukla mücadele için anlayış değişimi istedi, oldu mu? Partide koltuk kapanlara göre oldu da?

***

Artık gerçeği görmek lazım: Yolsuzluk yapan haramiler, sessiz kalarak yolsuzluğa sırtını dönen, kulaklarını tıkayan halktan cesaret alıyor. Bunlardan kurtulmak isteyen halka düşen; yolsuzluk yapanları, yapanın kimliğine ve partisine göre değerlendirmekten vazgeçmektir. Yolsuzluk yapanları koruyup kollayanlara karşı sonuç alana kadar ses yükseltmektir. Halk, bir yandan belediye yönetimlerini liyakatli, namuslu, dürüst yöneticiler seçerek yolsuzluk fırsatlarını azaltırken, öte yandan yolsuzlukları kanıksamadan, sürekli yolsuzlukla mücadelenin içinde olmalıdır.

***

Bütün bunlara bakınca TBMM’den aldığı 3 aylık maaşının, çalışmadığı 2 aylık kısmını iade etmeyen sayın vekillerin bu düzenlemeleri yapabileceklerini düşünmek abartılı bir iyi niyet gösterisi gibi duruyor. Ancak unutulmasın; bu mücadele, halk topyekün bir temizlik hareketi olarak kabul ederek yaparsa başarılı olur. Ötesi akıntıya kürek çekmek gibi boşuna vakit kaybıdır. Erken seçim talebi iktidarın tercihine bırakılmış haldedir. Halbuki sadece CHP’nin iktidarı seçime zorlayacak imkan ve yasal seçenekleri var ama bunu harekete geçirecek inançlı, inatçı, mücadele edecek kadroları yok! Çünkü meclisteki CHP vekilleri 2023 seçimlerinde merkez yoklamasıyla seçildi. Hatta dönemin genel başkanının ifadesiyle genel merkez yoklamasını yapmakla görevlendirilen MYK üyeleri eş, dost, arkadaş, hısım, akrabayı aday listelerine yazmış. Bunun üzerine MYK üyelerini değiştirdi. Şimdi mecliste bu liyakatsiz, beceriksiz, korkak vekiller özlük haklarına kavuşmadan erken seçim kararı alınamıyor. Bu durum siyasal bir yolsuzluk değilse nedir? Millet açlıkla boğuşurken, sorunlarını çözsün diye meclise gönderdiklerinin sırf kendi geleceğini kurtarmak için erken seçimle ilgili karar almıyor olması kabul edilebilir mi? Genel merkez bu vekiller yüzünden halkın istediği muhalefeti yapmıyor diye, bedelini yine halk ödemek zorunda kalacak. Yazık, gerçekten çok yazık! Kuru soğana muhtaç, yalnız ve çaresiz halk bu kadarını hak etmiyor artık! Yazıyı Rus yazar Alksandr Soljenits’in sözleri üzerine yaptığım uyarlama ile bitirmek istiyorum.

Çaldıklarını biliyoruz,

Çaldıklarını biliyorlar,

Çaldıklarını bildiğimizi biliyorlar,

Çaldıklarını bildiğimizi bildiklerini biliyoruz,

Ama hala çalıyorlar…