06 ŞUBAT 2023, SAAT 04:17

Bu ay Cumhuriyet tarihimizin en büyük felaketinin yıl dönümüydü. Hayatını kaybeden yurttaşlarımıza tekrar rahmet, yaralılara şifa, geride kalan yakınlarına baş sağlığı ve sabır diliyorum.

                On bir ili kapsayan deprem felaketinin yıl dönümünde yetkililerin; vaatlerine ve söz vermelerine rağmen bölgede sorunların çözülmediği gibi kısa sürede çözüleceğine yönelik beklentinin de kalmadığını, yapılan canlı tv yayınlarında yaşayanların kendi ağzından içimiz yanarak izledik. En acısı da yetkililerin ekranlarda dile getirdikleri tehdit ve akıllarınca yapmaya çalıştıkları kara mizah içerikli sözleri oldu.

                Son yıllarda slogan haline getirdiğimiz bir söz var: Unutmayacağız ve Unutturmayacağız.  Elli bin üzerinde can kaybına sebep olan felaket unutmak istense bile unutulabilir mi? Tabi ki hayır unutulmaz. Önemli olan Unutturmamız gereken konu; Deprem ülkesi olduğumuz, her an üzerinde yaşadığımız fay hatlarından birinin kırılması sonucu yeni depremlerle karşılaşma gerçeğimizdir.

                Unutturmamız gereken konu; Kapımızdaki deprem gerçeğine karşı ne kadar hazırız? Bir yıl önce AFAD’ından KIZILAY’a, GSM operatörlerine kadar kurumlarımızın yazık ki hiç hazır olmadığını yaşayarak gördük. 1999 Gölcük depreminden sonra ekonomik kaynak yaratma amacıyla geçici olarak getirilen iletişim vergisi kalıcı hale getirilmesine rağmen 6 Şubat depremlerin de yine çok çaresiz kaldık, yine yıkıldık. Depremzedelerin barınma sorununun bile hala tam olarak çözülmemiş olduğunu görüyoruz.

                Bu gün İlimizde hazırlıklar ne durumda? On yıldır büyükşehir belediyesi statüsündeyiz. TBB Başkanlığı bu sürede beklenen Marmara depremine karşı nasıl bir hazırlık yaptı? Daha doğrusu hazırlık yaptı mı? Laf salatasının ötesinde elle tutulan gözle görülen bir hazırlık olmadığını her kes biliyor. Hadi belediye başkanı yetersizdi, ama milletvekilleri de düşünemedi ve uyarmadı mı? Böyle bir yönetim anlayışı olur mu? TBB Belediye başkanının parti içindeki değişim hareketine destek vermediği için değil, depreme karşı gerekli hazırlıkları yapmadığı için aday gösterilmemesi gerekirdi.

                Bilim insanları her gün bulabildikleri ortamda Marmara depreminin Ülkemiz için beka sorunu olacağı, hazırlıklar için çok vakit kaybedildi, çok hızlı şekilde harekete geçmek gerekir diye çırpınıp duruyorlar. İlçemizde de ne yapıldığı konusunda da bilgi sahibi değiliz. Oysa bir sene önce de yazmıştım Çerkezköy belediye meclisinde değişik dönemlerde ilave kat düzenlemesi kararları alındı. Acilen bu düzenlemeden faydalanan binalar tespit edilerek, incelemeye alınması gerekirdi. Ne yapıldı bilmiyoruz. Bir ara hızlı tarama testi falan konuşuldu ama sonucu bilen var mı? Oysa Belediye 1999 öncesi yapılan binalardan başlamak üzere Hızlı Tarama Testi ile yapı stoğunu ön incelemeden geçirmeli, şüpheli olarak tespit edilen binalara tam laboratuvar test uygulanarak bina hakkında güçlendirilme veya kentsel dönüşüm kararı vermeliydi.

               Aynı işlem İmar Barışından faydalanan binalar içinde yapılmalıdır.2018 yılında kamuoyunda imar barışı olarak anılan; kamu spotu olarak yapılan reklamlarla sunulan yapı kayıt belgesi düzenlemesi de tamamen bir imar affıydı Haziran 2018 genel seçimlerinden önce imar barışı adı altında yürürlüğe girdi. İmara aykırı, ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı olan yapıların kayıt altına alınmasıyla bu yapılara yasallık kazandırmak amaçlandı. İmar Barışı kapsamına 31 Aralık 2017 tarihinden önce ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapılmış kırsal ve kentsel alanlardaki tüm yapılar alındı.

              Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 2018'deki açıklamasında imar barışıyla Yapı Kayıt Belgesi alan binalar için yıkılma endişesinin son bulacağı vurgulandı, ancak ”deprem açısından yapılarda alınması gereken tedbirlerin kat maliklerine düştüğü” belirtildi

 İktidar bunu büyük bir hizmet olarak sundu ve karşılığını seçmenlerden aldığı oy la gördü. Şimdi geriye dönüp baktığımızda acaba değdi mi diyoruz. Biz diyoruz da acaba yasayı çıkartanlar diyor mu? Bu yasadan deprem felaketinin yaşandığı 10 ilde tam 294 bin başvuru sahibi seçmen vatandaşımız faydalanmış. İlçemizde bu düzenlemeden faydalanan binalar tespit edildi mi? Bu binalara nasıl bir işlem uygulandı? Ya da uygulandı mı? Asıl önemli konu: Sahi CHP Anayasaya aykırılığı gün gibi ortada olan bu düzenlemeyi Anayasa Mahkemesine götürerek neden iptalini istemedi? NEDEN?