DEPREM GERÇEĞİNİ İŞTİRAK EDELİM

Ülkemizin birçok ili birinci derece deprem kuşağında olmak üzere tüm illerimizi dolaylı ya da doğrudan etkilemektedir. Depremi bekleme yerine hazırlıklı olmak en doğrusudur. Deprem sonrası konuları konuşmaktan daha elzem olan öncesinde depreme karşı hazırlıklı olursak sonrası için çok da fazla konu kalmayacaktır.

***

Depreme karşı refleks olarak odamızın öngördükleri şunlardır.

*Yerel yönetimlerin ruhsat taraması yapıp, riskli yapılar konusunda kent genelinde araştırma yapmak üzere bir komisyon oluşturması elzemdir. Komisyonun varlığından haberdarız. Sahada varlığını zorunlu olması kanaatindeyiz. Halkın şikayet konusunda yerel yönetimlerin açık kapı mantığı, aba altından sopa göstermeden rahatça binaları inceletebileceği ortamın oluşturulması gerekmektedir. Çürük ve acil yıkılması gereken binaların olması durumunda yerel belediyeler ya da büyükşehir belediyeleri kentsel dönüşüm çerçevesinde gerekli kolaylıkları sağlamalıdır. Daha sağlıklı ve yaşanabilir kentler için oy kaygısı ve siyasi yaklaşımlar olmadan gerekli adımlar atılmalıdır. Oy kaygısı diyoruz. Çünkü plan notlarının birçoğu ve hatta neredeyse tamamı kanuna ve yönetmeliğe aykırılık göstermektedir.

*İmar barışı kapsamında iskan altına alınmış binaların teste tabi tutulmalıdır. Çünkü projesinde 2 kat olup mahallen 4-5 kat olan binaların sağlamlığı halkın vicdanına bırakılamaz. İşin uzmanı vatandaş değildir. İşin ehli olan teknik insanlardır.

*Yerel yönetimler “kaçak yapı” birimi kurması gerekmektedir. Gelen şikayetleri ivedilikleri tekrar göster geçirmeli ve depremsel olarak incelenmelidir.

*Mevcut yönetmeliklerin yeterli olduğu kanaatindeyiz. Ancak uygulamaların yeterince kontrol edilememektedir. Sahada yeterli personel bulunmadığı ve kontrol edilmedi kanaatindeyiz. “İmzalık” konusu için odalara yetki verilmeli ve huzurda teknik personellerin varlığı sorgulanmalıdır. Aksi takdirde emekli teknik adamların yaşamadığı şehirde ve yerini bilmediği şantiyelerde imzaları olacaktır. Bu denetimlerin ciddi anlamda üzerine gidilmelidir.

*Deprem bölgelerinde hasar almayıp devrilen binaların zeminsel sıkıntıları olduğu anlaşılmaktadır. Projelerimizde gerekli zemin iyileştirilmeleri muhakkak yapılmaktadır. Belediye personelleri de yönetmeliksel olarak da zaten istiyor. Dedik ya, yönetmelikler ve kanunlar olarak çok iyiyiz. Buna şüphe yok. Sorun denetlenmemesidir. Zemin iyileştirme uygulamaları muhakkak test edilip arşivlerine dahil edilmelidir. Aksi takdirde binaların uygulamalarına izin verilmemelidir.

Binaların sağlamlığı konusunda 99 depremi öncesi yapılmış binaların ivedilikle demir ve beton kaliteleri incelenmelidir. 99 dan önceki binalarda hazır beton uygulaması olmaması, C sınıfı kalitenin düşük olması, demirlerinin nervürsüz olması gibi durumlar söz konusudur. Belli bir dayanım altında kalan binalarda ivedilikle dönüştürülmelidir. Ayrıca 30 yaşından büyük binaların düzenli olarak projeye esas olarak kontrol edilmelidir. ,

*Meslektaşlarımızın da “meslek etiki” konusunda daha donanımlı olması açısında odaların gerekli adımları atarak gerekli eğitimleri tekrar tekrar vermelidir. Bu eğitimler ile tekrar tekrar hatırlatmakta fayda olduğu kanaatindeyiz. Aksi takdirde 3 ay depremlere üzülüyoruz. Sonra hiçbir şey olmamış gibi hayata devam ediyoruz. Bu konuda kendi özeleştirimizi de yapmalıyız.

*Mevcut toplanma alanlarının kaç m2 olduğu ve kaç kişilik olduğu tekrar sorgulanmalıdır. Artan nüfusa oranlar yeni yerlerin açılıp açılmadığı sorgulanmalıdır. Afet sonrası toplanma alanları kent ölçeğinde basit krokiler ile odalara, muhtarlıklara, STK iletilmelidir. Hatta hangi bina hangi toplanma alanına gitmesi gerektiği konusunda bina içine afişlerin asılması ve gerekirse bina yöneticileri kendi binasındaki insanların koordinasyonu sağlamalıdır.

Gazetecilerin de konuya olan duyarlılığı devam etmelidir. Deprem konusunun soğumaması için yerel yönetimlerin somut adımlar atana kadar kalemiminiz gücünü kullanmanız lazım. Çünkü odaların yazıları ve çağrıları belediyelere gönderildiğinde dikkate alınmadığı veya masasında öylece kaldığı görülmektedir. Medyanın bu konuda gündemi sıcak tutması elzemdir.