ARKEOLOG
18 Ocak 2019, Cuma 18:57Her zaman takdir belgesi getiren öğrenci oldum
Karnemi alıp heyecanla eve gelirdim
Başarım içinse asla bir hediye beklemezdik biz
Dar gelirli bir ailenin büyük çocuğu olarak büyüdüm
Karnımız doyuyorsa, babam ormandan eve sağlıklı bir şekilde geliyorsa (babam ormancılık işi yapmaktaydı) ona sevinirdik bizler
Babacım karnemi alır ilgiyle inceler ‘aferin’ derdi
Bu da bana bir ömür yetecek sevinci yaşatırdı
Aklıma geldikçe içim ısınır…
Peki bizim çocuklarımız?
Neden bu kadar doyumsuz oldular?
Büyük bir hediye alınamadığı için kendini yerden yere atan çocuklar gördüm
Kendinin hediyesini arkadaşlarının hediyesiyle kıyaslayanlar…
Mutsuz doyumsuz bir yeni nesil…
Çocuklar ders notlarıyla değil hediyelerle ilgileniyor
Beceremedik galiba
Çocuklarımıza küçük şeylerle mutlu olmayı öğretemedik
***
Karne evet önemli ama öncelik çocuklarımın insan olması
Çiçekleri koparmayan
Kedilerin kuyruklarını çekmeyen…
Merhametli çocuklar yetiştirelim
Çok kısa zaman önce öğrencisi tarafından notlar yüzünden öldürülen genç bayan öğretim görevlisi olayını yaşadı ülkemiz
Öğrenci hukuk fakültesinde okuyor
Evet notları ile hukuk okumakta
Fakat insanlıkta notu sıfır…
Gencecik bir öğretmenin yaşamına son verdi alamadığı insanlık notu sebebiyle
İki yitip giden yaşam…
***
Bir genç babasına soruyor
Siz daha önce nasıl yaşadınız?
Teknolojiye erişim yok
Uçak yok
İnternet yok
Bilgisayar yok
Televizyon yok
Cep telefonu yok
***
Baba cevap veriyor “aynen sizin neslin bugün yaşadığı gibi yaşıyorduk”
sizde
Dua yok
Şefkat yok
Onur yok
Saygı yok
Karakter yok
Utanç yok
Alçakgönüllülük yok
Zaman planlaması yok
Spor yok…
***
Okuldan sonra akşama kadar sokakta oynardık hiç televizyon izlemezdik
İnternet arkadaşlarıyla değil gerçek arkadaşlarla oynardık
Kendi oyuncaklarımızı kendimiz oluşturur onlarla oynardık
Ailemiz zengin değildi.
Bize mal mülk değil, sevgi merhamet ve şükretmesini bilen bir kalp bıraktı
Cep telefonlarımız DVD’lerimiz, oyun istasyonlarımız, video oyunlarımız, kişisel bilgisayarımız, internet sohbetlerimiz olmadı.
Ama bizim gerçek arkadaşlarımız vardı.
Senin dünyandan çok farklı olarak bütün akrabalarla iç içe yaşar, aramızda sıcak bağlar vardı
Çektiğimiz fotoğraflar siyah-beyazdı ama renkli anılarla dolu
***
Ne kadarda doğru değil mi?
Her şeyimiz var ama hiçbir şeyimiz yok
Tam da durum bu…
Çerkezköy Sakatlar Derneği’nin düzenlemiş olduğu basın kahvaltısına katıldık bu hafta
Kendi elleriyle hazırlamış oldukları bu anlamlı kahvaltı için gönülden teşekkür ederiz.
Samimi
Sıcak bir ortamdı
Kahvaltı sonrası dernek başkanımız yaşadıkları zorlukları bizlerle paylaştı
En çok da ulaşım sorunundan dertli olduklarını belirttiler.
Yakın zamanda engelli bir ablamızın rahatsızlığı sebebiyle Tekirdağ’a gitmek için yola çıktığında yağmur altında bir saat beklemesine rağmen hiçbir aracın durup onu almadığını anlattı
Hayatta her şey bir andır aslında
Bir an önce bir an sonra
Şimdi sağlıklı bir an sonra sakatız belki…
Var mı hep sağlıklı kalacağımıza dair bir belge elimizde…
Kaldırımlara, engelli rampalarına park ederek, onları öteleyerek, kınayarak, dışlayarak, kalplerini kırarak, zaten zor olan yaşantılarını biraz daha zorlaştırmayalım
Çoğu zaman engellilere bakışımız acıma şeklinde olur
Hepimiz engelli adayıyız.
Yarının ne getireceğini bilmeden
Engelli bir arkadaşım sitemini dile getirdi.
‘Biz bulunduğumuz durumu kabullendik, siz niye kabullenemiyorsunuz bizleri’ diye sitem etti
Çokta haklı
Acıma
Kınama
Yargılama
Şükret
Kabul et
Çünkü özel insanlar onlar
Hor görmek yerine tebessüm edelim samimiyetle
***
Hayatın değeri uzun yaşamakla değil iyi anlamlı yaşamakladır
Doyasıya yaşamak yılların çokluğuna değil sizin coşkunuza bağlıdır
‘Ne yaşanırsa yaşa
Son bir gülücük payı bırak dudağının kenarında’ demiş şair
Herkes kendi küçük dünyasını yaratır sevinciyle üzüntüsüyle
Neşeli insanın dünyasında cennet vardır şükür vardır
Hiçbir şeyden mutlu olmayan insan için zaten dünya cehennemin ta kendisidir
Kusurlarınızı sevin ki hayat güzelleşsin
Bazen öyle yoruluyoruz ki şikayet ediyoruz
Tek derdi olan biziz sanıyoruz
Dönüp baksak engelli kardeşlerimize
Zor şartlarda ne çok mücadele veriyorlar
***
Bu hafta Çerkezköy Belediyesi çok tartışılan bir uygulama başlattı.
Çek çek diye bilinen karton toplayıcılarının arabaları zabıtalar tarafından toplatıldı.
Bizce yanlış bir uygulama.
Zaten zor şartlarda olan kağıt toplayıcıları, ekmeklerini kazanıyor bu araçlarla.
Umarız uygulama durdurulur ya da düzenlemeye gidilir
****
Belediye meclisi toplantısında dikkatimi çeken bir konu oldu
Yeni yıl bütçe giderlerine belediyede görevlendirilmek için bir arkeolog ve çok sayıda doktor kadrosu eklenmişti.
Bu yıl tarihi kazı yapacak galiba sayın belediye
Arkeolog vallaha şart.
Her yer tarihi eser Çerkezköy’de (EMOJİ ŞART BURAYA)
Doktor isteğine ise meclisten gelen cevap takdire şayandı adeta
“Hayırdır başkanım hastane mi kuruyoruz” (6 doktor kadrosu istendi)
***
Karne tatiline giren tüm eğitimcilerimize öğrencilerimize iyi tatiller dileyelim.
Velilerimize de bol sabırlar.
Çünkü tatil pek sevilmez veliler tarafından
Şimdilik bu kadar olsun diyelim
Sağlık en büyük zenginliktir
Sağlıcakla kalın selam ve dua ile…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum