ASASIZ MUSA

Hz. Musa'nın hikâyesini ve Firavun'a karşı yürütmüş olduğu amansız mücadelesini bilmeyeniniz yoktur.

Firavun zamanın en güçlü ve kudretli hükümdarlarından idi ve karşısında olmak cesaretli olmaktan çok öte bir şeydi ki bunun adına ancak "inanç" denilebilir.

Hz. Musa zalim Firavun'a karşı durabildi. O devasa güce karşı, bir başına. Atsız, askersiz, silahsız.

Sadece ve sadece, inançla.

Nihayetinde de o devasa gücün sahibine, Râ'nın Oğlu'na diz çöktürdü. Onu Kızıldeniz'e çekerek suların dibine gömdü.

Ancak Hz. Musa'nın asası vardı. Asasını denize vurdu ve denizden kendisine yol açıldı.

O, peygamberdi.

Şimdi, bizim Çerkezköyümüzde de bir Musamız var.

Tabi ki bizim Musamız "hazreti" değil.

Asası da yok bizim Musa'nın.

Asasız Musa yani bizim Musa.

Bizim Musa, bağımsız belediye başkan adayı.

Tek başına.

Üstü yok, astı yok, efendisi yok, beyi yok, lideri yok, emredeni yok, bağı yok, ipi, urganı yok.

Tam bağımsız.

Kendisine güvenerek çıkmış meydana ve de belli ki halkına da güvenmiş ki böyle bir cesaret ortaya koymuş.

Öyle ya, ağan yok, beyin yok, dayın yok, ağabeyin yok, teşkilatın yok, örgütün yok.

Kim kaldı geriye? Elbette ki kendine güven ve karşısına çıkacağın halkına güven.

En önemlisi de sağlam bir inanç.

Hz. Musa'nın inancı gibi.

Belli ki bizim Musa da Hz. Musa gibi bir inanca sığınmış, böyle bir inanç ve cesaret var.

Sadece elinde asası yok.

Hz. Musa asasını vurarak Kızıldeniz'i yatmıştı.

Çerkezköy'de yıllardır gördüğü her yanlışa müdahale eden, tek başına mücadele veren, Çerkezköy Bağımsız Belediye Başkan Adayı Musa Kavlak, yani bizim Asasız Musa, bakalım önündeki denizi yarıp onu yok etmek için ardından koşan Firavun ve ordusuna suların altında diz çöktürebilecek mi?