BÜYÜK EMEKLİ MİTİNGİ
27 Mayıs 2024, Pazartesi 17:38CHP‘nin 26 Mayıs Pazar günü Ankara Tandoğan Meydanı’nda düzenlediği ‘Büyük Emekli Mitingi’ amacına ulaşmış gibi gözüküyor. Oldukça yüksek sayıda emekli mitinge katılım sağladı. Bu; aynı zamanda hak kaybına uğrayan, ezilen halkın, sessizliğini bozarak hakkını aramak için, üzerine serilmiş olan ölü toprağından kurtulduğunun da bir göstergesidir. Halk sorunlarının çözümü için tek yolun meydanlara çıkmak olduğunu anladı. Bu tavır korku duvarlarının yıkılmasının da artık çok yakın olduğunun işareti olarak değerlendirilebilir.
***
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in halkın sorunlarının çözümü için yerel, bölgesel mitinglerle, bazen daha büyük genel mitinglerle farkındalık yaratarak Cumhurbaşkanına meydan okuması; halka özlediği, beklediği muhalefetin yapılacağı yönünde umut verdiğini görüyorum. Beklenti; mitingler üzerinden Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sorunların çözümü için yetersiz kaldığı noktada fazla gecikmeden uyararak, yaşanan sorunlarla ilgilenilmesini ve çözülmesini sağlanmaktır.
***
Emekli Mitingi bu açıdan bakıldığında yerinde bir tercih olmuştur. Çünkü kendim de emekli olduğum ve emekli maaşı dışında başka bir gelirim olmadığı için emeklilerin yaşadığı ekonomik sıkıntıyı aynen yaşıyor, çekilen sıkıntıları çok daha iyi anlıyorum. Cumhuriyet tarihinde hiçbir hükümet emeklileri bu şekilde mağdur etmemiştir. Bu mağduriyet öyle; bu yılı emekli yılı ilan ediyoruz diyerek yaz aylarında tatil yörelerindeki öğrenci yurtlarını bir-iki aylığına emeklilere tahsis ederek giderilemez. Hadi yaptınız diyelim, on bin lira maaşla emeklinin o yurtlara nasıl ulaşım sağlayacağı hiç mi aklınıza gelmedi? Halktan, halkın yaşadıklarından bu kadar uzak mısınız?
***
Daha önce de yazdım emeklilerin 22 yıllık AKP iktidarında uğradığı mağduriyet ister altını, ister dövizi, ister asgari ücreti, neyi baz alırsanız alın, olması gerekenden en az üç kat daha fazladır. Yani en düşük emekli aylığı en az otuz bin lira olması gerekirken, hazine desteği ile ancak on bin lira olmuştur. Kabul edilebilecek, vicdan sızlamadan verilebilecek ücret asla değildir. En acısı da; bu mağduriyeti gidermek için hükümetin henüz bir çalışması olmadığı gibi, yüksek enflasyon karşısında eriyen maaşlarıyla emekliler her gün bir önceki günü arar hale gelmiş olmasıdır.
***
Emekli her ay TÜİK’in hesapladığı makyajlı enflasyon oranlarını takip ederek maaşına gelecek artış ile borçlarını nasıl kapatacağını düşünüyor. Emeklimiz kendisine yapılan bu zulmü hak etmedi, etmiyor. Devletine güvenerek mecburi olan sigorta sistemine girmiş, kanunun belirlediği sürede içinde primlerini ödemiş ve yasanın belirlediği süre sonunda yaşlılık aylığı bağlanmasını hak ederek emekli olmuştur. Ödediği primler, beceriksiz liyakatsiz bürokrat ve siyasiler tarafından har vurup harman savrulduysa bedelini yine emekli mi ödeyecek? Emekliyi TÜİK’in hesapladığı düzmece enflasyon oranlarıyla açlığa mahkum eden devlet, sosyal bir hukuk devleti olabilir mi?
***
Yandaşlar, emekli maaşların bu kadar düşük kalmasının sebebi olarak: 2023 seçimleri öncesi çıkartılan EYT yasası ile emeklilik sistemine yeni katılanları gösterme yarışına girdiler. Bu; yalan, ucuz bir propagandadır. Tüm gelişmeler hepimiz in gözü önünde yaşandı. Seçim kaybederim yine de bu düzenleme yapılamaz diyen anlayış seçimde oy uğruna ani bir kararla EYT kanunu çıkardı. Yüksek matematik bilgisine gerek yok, dört işlemi yapabilen biri bu sonucun yaşanacağını görürdü.
***
Zaten sağ ideolojideki tüm iktidarlar oy uğruna uyguladıkları popülist politikalarla ülkeyi bu hale getirmediler mi? Sosyal güvenlik sisteminin bozulması bunu en çarpıcı örneğidir. Sosyal güvenlik sistemini bu hale gelmesinde tabuta son çiviyi çakan siyasi hareket; Cumhur ittifakı olmuştur. Emeklilik sistemini çökmesine sebep oldular, emekliyi bu gün boğuştuğu açlığa mahkum ettiler. Bilerek, oy uğruna yaptılar. İçlerinden biri de çıkıp hatalarını kabul etmedi ya, pes doğrusu.
***
Okurlar biliyor ben bu sonuç için en az iktidarda olanlar kadar muhalefeti ve seçmen yurttaşlarımızı sorumlu tutuyor ve suçluyorum. Bu düşüncemi büyük halk şairinden alıntıladığım: “Kabahat senin demeye de dilim varmıyor ama çoğu senin be canım kardeşim” dizeleriyle sıklıkla aktarmaya çalışıyorum. Arkadaş; böyle nereye götüreceği ön görülmeyen yanlış düzenlemeler ile sistemi çökerten bir iktidara, kendi deyişleriyle durmak yok yola devam diye 22 yıl devlet yönetme yetkisi verilir mi hiç? Maalesef verildi; ama başta emekliler olmak üzere şimdi hep birlikte çok ağır sonucunu yaşıyor, bedelini de ödüyoruz işte: Ben ekonomistim, faiz sebep enflasyon sonuçtur diyenlerin, yirmi iki yılın sonunda ülkeyi getirdikleri nokta: Ozanının deyişiyle “Yiğit kuru soğana muhtaç” olmadı mı? Daha ne olsun ki!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum