“ DAHA NE OLACAK!”
14 Mart 2025, Cuma 13:08Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çarşamba günü TBMM de yapılan grup toplantısından ayrılırken basın mensuplarının "Emeklilerin bayram ikramiyelerine düzenleme yapılır mı?" sorusuna "Tamam açıklandı, sen beni dolduruşa mı getirmek istiyorsun. 3000 TL' den 4000 bin TL'ye çıktı. Daha ne olacak?" yanıtını verdi. Okurların bildiği gibi kendim de emekli olduğum için, bugün o konudaki görüş ve düşüncelerimi aktarmadan geçemeyeceğim..
Aslında bayram ikramiyesine yapılacak artışın AKP grup başkanı Abdullah GÜLER tarafından açıklanması, emeklinin beklediği bir artış olmayacağının da işaretiydi. Çünkü ikramiyede emekli beklentisini karşılayacak, bir nebze olsun mağduriyeti giderecek artış olsaydı, müjde olarak mutlaka Cumhurbaşkanı açıklardı. Bunu bilen emekli grup başkanının açıklamasından umutlanamadı bile.
2018 yılında 1000 TL olarak emeklilere verilmeye başlanan bayram ikramiyesi ile o yıl Diyanet İşleri Başkanının Başkanlığını yaptığı Diyanet Vakfının belirlediği fiyattan bir kurban kesiliyor, 150 TL gibi bir parada artıyordu. Oysa bu yıl açıklanan bayram ikramiyesi ile (4000 TL) yine diyanet vakfının açıkladığı (11750 TL )kurban kesim parasının yaklaşık üçte biri gibi bir kısmı karşılanıyor. Demek ki alacağı bayram ikramiyesi ile kurban kesmek isteyen vatandaşlarımız, aldığı ikramiye üzerine iki katı daha para koyamazsa bu yıl kurban kesemeyecek. Cumhurbaşkanının “daha ne olacak” sorusuna cevap olarak ta; mecliste yapılacak görüşmelerde vekilleriniz önerge vererek ikramiye miktarını hiç olmazsa bir kurban alacak şekilde iyileştiremez mi demek gerekirdi?
Artık herkes çok iyi biliyor; Çalışırken, emeklilerden yasalara göre belirlenen oranlarda prim kesintisi yapılmaktadır. Primler sosyal güvenlik kurumu tarafından nemalandırılır ve sigortalı emekli olduğunda buradan maaş olarak kendisine geri ödeme yapılır. Sosyal güvenlik kurumlarının sağlıklı çalıştığı ülkelerde sistem bu sayede emeklisine çok rahat geçinecek bir ücret vermektedir. Bizde ise sosyal güvenlik kurumu kesilen primleri doğru nemalandırılmadığı için emekliye geçimini sağlayacak bir ücret verilememektedir. Burada emeklinin iradesi dışında yaşanan kurumsal olumsuzluklar nedeniyle emekli suçlanarak, ona tekrar bir bedel ödetilmiş olmuyor mu?
Emeklinin kimseden bir bağış, sadaka, veya ulufe talebi yoktur. Tek beklentisi ödediği primlerin karşılığı kanunlarla belirlenen şartlarda alması gereken maaşın kendisine ödenmesidir. Bu olmaz, kanunun görev verdiği TÜİK enflasyon oranı hesaplamasında gerçeği açıklamazsa; emekli hak ettiği maaşı alamaz. İşte bugün emeklinin kuru soğana muhtaç olmasının sebebi budur. Özellikle 2022 den itibaren TÜİK in hesapladığı enflasyon oranlarının halkın yaşadığı gerçek enflasyon oranını yansıtmadığı için başlayan tartışma hala devam ediyor. Sonuç alınmayan tartışmanın emeklilere hiç bir faydası olmadı, olmayacak. Her yıl Ocak ve Temmuz ayında kanun gereği aldıkları maaş artışları TÜİK in hesapladığı enflasyon oranı üzerinden yapıldığı için emekli açlık sınırı altında yaşamak zorunda kalmaya devam ediyor. Bu konuda hemen her akşam ekranlarda yayınlanan sokak röportajında emeklilerin kendi ağzından yaşadığı çaresizliklere, dramlara şahit olup, üzülmeyen, kahrolmayan kimse olabileceğini düşünemiyorum.
Daha önce de yazdım, ancak okuyamamış olanları düşünerek emekli maaşlarında yapılan artışlar konusunda kanuni düzenlemeyi kısaca aktarmak istiyorum. Emekli maaşlarını düzenleyen 5510 sayılı SGK kanunu 55. maddesinden yaptığım alıntıyı aynen aktarıyorum:
“ MADDE 55- Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklar, her yılın Ocak ve Temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere, bir önceki altı aylık döneme göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranı kadar artırılarak belirlenir.” Görüldüğü gibi TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı kanun gereği doğrudan emeklinin alacağı maaşı belirlemektedir. TÜİK’in 2011-2016 yılları arasında başkanlığını yapan Birol AYDEMİR oranlarla ilgili olarak açılan davanın görüldüğü İdare mahkemesine yazılı verdiği uzman görüşü ile TÜİK in 2022 sonrası enflasyon oranlarını çarpıtması sonucu emeklilerin %31 oranında eksik maaş aldıklarını beyan etmiştir. Oran çok yüksektir işte TÜİK in verdiği bu oran nedeniyle emekliler kuru soğana ve açlığa mahkumdur. Mahkemeden nasıl bir karar çıkar, uygulanır mı bilemem ama çok açık bir gerçek var ki: TÜİK bundan sonra ne
yapsa emekliler başta olmak üzere vatandaşlar ikna olmayacak, açıklamalarına güvenmeyecektir.
Bana göre emekli maaşları konusunda TBMM de acilen bir yasal düzenleme yapmak gerekiyor. Önerim; TÜİK enflasyon oranlarını hesaplarken maaş artışını belirleyecek yeni bir sepet hazırlamalı ve sadece maaş artışları bu sepetten çıkacak oranlara göre yapılmalıdır. Sepet hazırlamak için önce mecliste komisyon kurulmalı, komisyonda üniversitelerin ilgili bölümlerinin, meslek örgütlerinin ve sendikaların görüş ve düşüncelerinden faydalanılmalıdır. Bu komisyonun hazırlayacağı enflasyon sepeti TBMM de görüşülerek yasa haline getirilmelidir. Aksi halde mevcut sepetle enflasyon hesaplaması ne emeklileri ne asgari ücretlileri dolayısıyla dar gelirlileri ikna edemeyecek maaş artışlarında haksızlık devam etmesi halinde toplumsal huzursuzluk yaratacaktır. Sabır, hep sabır da nereye kadar? Halk deyimiyle bıçak kemiğe dayandıktan sonra epey bir zaman geçti artık. Her sabrın da bir sonu olduğu unutulmamalıdır.
Ne yapılır nasıl yapılır bilemem ama TBMM mutlaka devreye girmeli, vekiller kendi maaş ve özlük haklarını iyileştirirken gösterdikleri çabayı milyonları ilgilendiren bu kadar önemli konuda da göstermeli, daha fazla geç kalmadan çözüm üretmelidir. Ayrı bir enflasyon sepeti oluşturulmasında teknik bir sorun varsa, o zaman emekli maaşları devletin baz alacağı başka bir maaşa göre; mesela vekil maaşlarına göre de belirlenebilir. Bu haksızlık artık devam edemez, daha fazla görmezden duymazdan gelinmemelidir. Geç kalmadan mutlaka adaletli ve kalıcı bir çözüm üretilme zorunluğu vardır. En önemlisi de emekli hakkının kul hakkı olduğu akıldan çıkarılmadan ve geç kalmadan. ÇÖZÜM; HEMEN!...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum