DEĞİŞİM
14 Haziran 2023, Çarşamba 11:1228 Mayıs 23 Seçim sonucunu yorumlayan; siyasetçi, akademisyen, gazetecilerin çoğunun CHP’de değişim yapılması gerektiği yönündeki taleplerine katılıyorum. Ancak; değişim isterken nasıl bir değişim konusu net olarak ortaya konulamıyor, tartışılmıyor. Değişimin sadece CHP genel başkanının istifasıyla sınırlı kalmasının çözüm olmayacağına inanıyorum. Esasen CHP genel başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU da değişim yapılması gerektiğine inandığını, bunun için önce MYK üyelerinde değişiklik yaparak kurultay kararı aldıklarını ve takvimi belirlediklerini açıkladı. Kendisinin aday olmayacağını, delegelerin aday göstermesi durumunda kararının ne olacağını cevaplamadı. Ayrıca öneri olması durumunda kurultayda tüzük değişikliği yapılabileceğini de söyledi.
MYK ‘da yapılan değişiklik bana göre yeterli olmamıştır. MYK üyelerinin tümünün değişmesi gerekirdi. MYK’nın tüm üyeleri neden değiştirilmedi? Parti meclisinde bu görevi yapacak kapasitede yeterli sayıda üye yoksa vay ki vay halimize. Varsa aynı isimlerde ısrar edilmesi halinde dar kadrocu bir yapı oluşmaz mı? İşte millet ve milletvekilleri yazılarımda dile getirdiğim; siyasi partilerin vekillerde liyakat yerine sadakati tercih etmesinin sonucu bu ortam yaratılıyor. Son seçim olarak lanse edilen seçim sonuçlarından sonra hiçbir şey olmamış gibi aynı MYK ile devam edilmesi seçim yenilgisini unutmaya çalışan örgütün yarasını derinleştirir. Tüm üyeleri değiştirilerek yeni yüzlerle oluşturulacak MYK ile örgüte az da olsa seçim yenilgisini unutturarak moral vermesi mümkün olabilir.
Gerçekçi olmak gerekir; CHP’nin aceleye getirilmiş bir kurultay sonucu yapılacak seçim ve tüzük değişikliği ile örgütün ve halkın beklediği değişimi sağlama imkânı yoktur. Böyle bir kurultay o gitsin bu gelsin sonucunu getirir ve umut olması beklenen değişimi sağlamaz. Halkın sorunlarına çözüm olacak, gerçek bir değişim için daha uzun bir süreye yayılmış, geniş katılım sonucu hazırlanan ciddi bir program ve tüzük değişikliğinin yapılacağı kurultay beklenen sonuçları sağlayacaktır. Bence örgütün ve halkın beklentisi genel başkan değişiminden çok, CHP’nin programı ve tüzüğü ile beraber yapacağı kadro değişimidir.
Kemal KILIÇDAROĞLU’nun tartışmalar başlamadan istifa etmesi bekleniyordu. Karından konuşarak yapılan açıklamalar veya basın üzerinden göndermelerle sorunu büyüterek kavgaya dönüştürmek olayı çözümsüzlüğe itecektir. Muharrem İNCE olayı hafızalardayken yeni bölünme ve kavga alanları yaratılmasının kazananı olmayacağı, kaybeden CHP olacağı tecrübelerden görülmüş olmalıdır. Kimse kendi egolarını tatmin etmek için kurultay talebinde bulunmamalıdır. Hele değişik stratejilerle CHP içinde rakip yaratarak yok etmeye çalışmak, CHP’de bir koltuk kavgası görüntüsü vermek, yaklaşan yerel seçimler öncesi gündem değiştirmek isteyen iktidarın değirmenine su taşımaktan başka bir işe yaramaz. CHP’ deki değişim tartışmaları özellikle kavga, çekişme görüntüsü vermeden hoşgörü, diyalog ve uzlaşı ile çözülmelidir.
K. KILIÇDAROĞLU nun yazık ki etrafındaki yöneticiler ve araştırma kuruluşları tarafından sahadan doğru bilgi aktarılmadığı için yanlış yönlendirildiğini bir TV kanalına verdiği mülakattan öğrenmiş olduk. Bu durum” herkes seçimleri kazandığımızı söylüyordu” diye açıklanmıştır. Bence seçim; özellikle 1-2-3 sandık kurulan bölgelerde seçmenin mezhepsel duygularını kaşıyan kara propagandaların ön plana çıkarılması ve bu sandıklarda seçim güvenliğinin sağlanamaması sonucu kaybedilmiştir. Sahada gezen partililer seçmenle diyalog kuramadıkları için ‘bitti bu iş kazandık’ havasında durumu tespit edememiş ve genel merkeze rapor edememişlerdir. Bunun sonucunda cumhurbaşkanlığı 2.tur seçimine hazırlıksız ve programsız gidilmiş, mezhepsel tercih içeren kara propagandalara cevap verilememiş ve sandık güvenliği sağlanamamıştır. Sorunun temelinde hep liyakatsiz vekil ve yönetici tercihi yatmaktadır.
KILIÇDAROĞLU için çok şey söylenebilir ancak kimse kul hakkı yemiştir, çalıp çırpmıştır, kamu malından zenginleşmiştir diyemez. Bu çok önemlidir böyle bir lider bir daha cumhurbaşkanlığına aday olmayacağım diyorsa kazanılmalı, kolayca harcanmamalıdır, çünkü siyasette böyle liderler kolay yetişmiyor. Değişim için tecrübesinden mutlaka faydalanılmalıdır. Parti içi değişim için böyle güvenilir bir lidere her zaman ihtiyaç vardır. Ancak daha önemlisi CHP’nin önce nerede durduğuna, kiminle ortak hareket edeceğine tartışarak artık karar vermesi gerekir. Çünkü bu günkü haliyle CHP sol bir parti olmanı çok uzağına savrulmuş durumdadır. Sol değil merkez sol parti bile olduğu tartışılır hale gelmiştir. CHP öncülük ederek oluşturduğu millet ittifakı ve savunduğu neoliberal ekonomi politikaları ile tam bir merkez partisi durumundadır. CHP’nin süreç içinde en büyük başarısı güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş için hazırlanan anayasa taslağı çalışmasıdır. O da seçimleri millet ittifakı kazanamadığı için şimdilik rafa kaldırılmış durumdadır. Uzun bir zaman harcanarak altı partinin oy birliği ile kabul ettiği bu çalışmayı demokrasimiz için çok değerli buluyor ve destekliyorum. En kısa sürede tekrar gündeme gelerek hayata geçme imkânının olmasını umuyor ve diliyorum.
2024 Mart ayında yerel seçimler yapılacaktır. Bu seçime kurultay sonrası oluşacak yeni kadrolarla gidilmesi sonuçları açısından ciddi riskler taşıyacaktır. Bu konunun iyi analiz edilerek karar verilmesi gerekir. Bana göre kurultay süreci aceleye getirilmemeli, yerel seçimler sonrasına bırakılmalıdır. Örgütün ve halkın talepleri göz önüne alınarak CHP’ni ikinci yüzyılda halkla kucaklaştıracak umutları kuvvetlendirecek, güven verecek program, tüzük ve kadro değişikliğini sağlayacak bir kurultay yapılmalıdır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum