EVREN
11 Ağustos 2022, Perşembe 11:51Sonsuz uzay içinde belirli bir sistem ve düzende olan bütün gök cisimlerine evren denir. Çoğu konuda aslında gerçeği biliyor olsak da biz birçok yanılgılı tahminlerimizi evrene yükler ve ona hesap sorarcasına cümleler kurarız. Kurduğumuz her cümlenin geleceğimize, duygularımıza büyük ölçüde etkisi vardır. Hatta şöyle de abartabilirim; kurduğunuz her cümle size er ya da geç dönüş yapacaktır. Kelimelerin beyin gücünü saniye sel hızla ele geçirdiği doğru ve az konuşmaya dayalı birçok atasözü, deyim vardır. Ağzından hayır çıkmazsa bari şer söyleme, başların belası dillerden gelir, çok dinle az konuş, dil kılıçtan keskindir gibi…
Yalanı değil, hayali
Başkasını değil, kendini
Olanı değil, olacağı
Kötüyü değil güzeli
Durup düşünüp söylemeli…
Cümlelerinizin esiri olduğunuzu kendinize anlatın ve anlayın! O yüzdendir yazdığımız, söylediğimiz her olay ışık hızında oluşma çabasıyla çevremizdeki bütün objeleri ele geçirir. O yüzdendir ki Yaradan kalbini bilmesine rağmen dili ile tasdik ister kullarından. Her açıdan kelimenin, düşüncenin gücü insanı bir noktaya taşır ama hangi noktaya taşıyacağına söylediğimiz cümlelerdeki konular belirler. Ne düşünür; söylersek, onu yaşar, yaşatırız.
Evrenin bizimle bir derdi yok, hep söylerim bunu. Kainattaki yaratılan her şey görevini yerine getiriyor ve bütün kâinat insanların emrinde hareket etmesi için yaratılmıştır. Öyle ki o zaman evrenin ya da yaratılan hiçbir varlığın aslında bizimle derdi olmadığını kabullenmeliyiz. Tek problem bazı hiç kullanmamız gereken cümleleri saat başı kurmamız.
Nefret ediyorum, neden, nasıl, niye, asla, imkânsız gibi kelimeleri günlük hayatımızda her cümlemizin içinde kullanıyoruz ve aslında evrene bu kelimeler aracılığıyla sorular sormuş oluyoruz.
Asla yapmam dediklerimizi tekrarlayarak yapıyoruz. Neden diye sorduğumuz her olayı kendimizde yaşıyoruz. Nefret ettiğimiz insanı çok özlüyoruz. İmkânsız dediğimiz insanla yan yana geliyoruz. Neden kırdın bu masayı dediğimiz o masayı da bir de biz kırıyoruz.
Çünkü imkânsız diye bir şey yok inancımızda, imkânsız dersek ilahın gücü kalkıyor ortadan ve Yaratan imkânsız dediğimizi yaşatarak aslında gücünün imkansızı gerçekleştirebilecek kadar yükseklerde olduğunu gösteriyor. Nefret ediyorum dediğimiz kişiyi özletiyor, nefret duygusuna kapılıp gitmemizi istemiyor çünkü insanı sevgiyle yoğurdu nefret aşılamadı bunu gösteriyor. Öfkeye kapılıp gittiğin ve adına nefret dediğin bu duygu geçici ve gereksiz diyor. Asla yapmam dediğini yaptırıyor, empati kurduruyor. Asla diyebileceğin bir dünya yok diyor, her şey insanlar içindir diyor. Duygularına kapılıp Yaradan gücünü unutma biraz tevekkül diyor. Aslında merak ettiğimiz ya da fark etmeden evrene sorduğumuz soruların cevapları çok basit. Ama bilelim ki cevaplar kesinlikle gelecek, işte tamda bu yüzden güzel sorular sorarsak güzel cevaplar alırız. Güzel güzel yaşar gideriz bu dünya mahallesinden.
Nasıl, neden, niye sorularını; sizi kötü yönde şaşırtan olaylarda değil de pozitif yönlü olaylarda kullanabilirsiniz. Böylece negatife dönen bu soruları küçük bir hamle ile pozitifle sonuçlandırmış olacaksınız.
Siz kelimelerin değil, kelimeler sizin esiriniz olsun. İnsan, beyin ve düşünce gücüyle kâinatın bütününe etki edebilir. Normal zamanlarda dahi beynimizde kullandığımız alan beynimizin çok küçük bir parçası. Gücümüzün farkına varırsak, üzüleceğimiz noktaları azaltabilir ve hayal kurmaktan hiç vazgeçmeyiz. Farkına varmadığınız her özelliğiniz her zaman iyi olana engel teşkil eder. lütfen gücünüzün, kimliğinizin, sahip olduklarınızın ve kudretinizin farkında olarak yaşayın.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum