KAÇIRDIKLARIMIZ

Türkiye’nin yoğun siyasi gündeminden sürekli atladığımız,  kaçırdığımız teknolojik ve bilimsel gelişmeler oluyor.

***

Teknolojiyi yakından takip eden biri olarak, bu durum beni çok üzüyor. Çünkü çok önemli şeyleri kaçırıyoruz.

***

Dünya gerçekten de değişiyor.

***

Biz yani Türkiye bu değişimi kabul ediyor. Kurumlar bu değişime dahil olmak için bir takım çalışmalar yürütüyor. Ama girişimci olması gereken biz vatandaşlar ise kendimizi siyasi gündemin içinde buluyoruz ve çıkmayı da bilmiyoruz.

***

Daha önce teknolojiye ayak uydurmamız gerektiğini, sadece tüketici değil üretici de olmamız gerektiğini yazmıştık.

Evet sadece tüketiyoruz. Tükettiğimiz teknolojinin çoğu da yabancı menşeili ürünler. Bu da ister istemez bizi etkiliyor.

***

Türk lirasının, Euro ve Dolar karşındaki durumu; teknolojiyi tüketenleri zor bir durumda bıraktığı muhakkak.

Yapmamız gereken, tükettiğimizi üretmek. Ürettiğimizi dışarıya satmak yani ihraç etmek.

İhraç dediğimiz şey sadece domates, biber ihraç etmek değildir; şuan biz nasıl teknolojiyi ithal ediyorsak; üretmemiz halinde teknolojiyi de ihraç edebiliriz.

Zaten bununla ilgili çok iyi kuruluşlar var. Özellikle şahsi kuruluşlar çok önemli işler başarmaya başladılar.

Geçtiğimiz günlerde Türk mühendislerinin tasarladığı ve deneme uçuşlarını yaptığı uçan arabayı görünce çok gururlandım. Demek ki biz de yapabiliyoruz dedim.

***

En büyük yanlışımız nedir biliyor musunuz?

Var olan ürünlere bakarak, “adamlar zaten yapmış, bu saatten sonra biz bir şey yapamayız” fikrinin içimize işlenmesi en büyük yanlışımız.

Bu düşünce; Amerika’da süt üretimi var diye burada süt üretmemek gibi çok basitçe bir düşünce.

Evet onlar önde olabilir, onlar üretmiş olabilir; ama bu bizim de üretemeyeceğimiz, başka bir fikirden yola çıkarak başka bir şey ortaya çıkarmayacağımız anlamına gelmiyor.

***

Biraz değil çok gayret etmemiz gerekiyor.

Cesaret etmemiz gerekiyor.

At gözlüklerimizi çıkarıp atmamız gerekiyor.

Karamsar olmamamız gerekiyor.

Yerel değil; evrensel düşünmemiz gerekiyor.

Kendimizi bir başarı öyküsüne adamamız gerekiyor.

***

Kalabalık bir yerde insanların akıllı telefonlarına gömülü halde bulurken, gerçekten geç kaldığımızı hissediyorum.

Telefon veya bilgisayarların başında donan hayat, telefon ve bilgisayarların içinde devam ediyor.

İçeride sürekli bir şeyler tüketiliyor.

Tezgahlara ürünler konulmuş, biz alıp tüketiyoruz.

Bizim ürünlerimiz neden tezgahta olmasın ki?

Belki daha kaliteli, daha eğlenceli, daha yararlı, daha güzel ürünler.

Evet, coğrafya kader olabilir ama o coğrafyaya özü düşünmek de bir nimet olabilir. İnsanı insandan ayıran en önemli şey farklı düşünmektir çünkü…