KALIBININ ADAMI! (3)

Seçim kazanılsaydı başka gizli protokoller ortaya çıkacak mıydı? Bence evet, çıkacaktı. Bu konuda imzalı bir belge ortaya koyamayacağım. Ancak hatırlayacak olursak İYİ PARTİ Genel Başkanı Sn.MERAL AKŞENER seçim çalışmaları sırasında KIRIKKALE mitinginde seçimin kazanılması halinde maliye ve ekonomi bakanlığına Prof. Dr. BİLGE YILMAZ’ın getirileceğini açıkladı. Hemen ertesi gün K.KILIÇDAROĞLU; ALİ BABACAN ile birlikte kahvaltı sofrasından bir kare fotoğrafı sosyal medyadan paylaşarak ekonomi yönetiminin DEVA PARTİSİ’nde olacağı mesajını gönderdi. İşte bu ve benzeri mesajlar K.KILIÇDAROĞLU’nun masada konuşulmasa bile masa bileşenlerinin bilgisi dışında ulufe dağıtır gibi bakanlık dağıttığının bir kanıtı olarak değerlendiriyorum. 

28 Mayısı fiyaskosundan sonra CHP MYK değişikliğini K.KILIÇDAROĞLU şöyle açıkladı:

"Ben en yakın çalışma arkadaşlarım olan MYK üyelerime güvendim. Bölge bölge çalışıp getirdiler. Zaten benim başımda bir sürü iş vardı. Bu adayları benim tanıma fırsatım olmadı. Ben arkadaşlarıma güvendim onlarda hak edenden ziyade kendilerine yakın isimleri milletvekili yaptılar. Bu nedenle de MYK üyelerini görevden aldım”

Milletvekili aday listelerindeki eş, dost, arkadaşlara kayırmacılık yapıldığını ilk defa duyuyormuş gibi davranan K.KILIÇDAROĞLU  17 olan üye sayısını 14 e düşürdü ve kendilerine savunma hakkı bile vermeden MYK üyelerinin 11 tanesinin görevine son vererek yeni listeye koymadı. Ne yani şimdi bu 11 MYK üyesi eş, dost, arkadaş kayırması  yapmış oldu öylemi? Bu itham yenilir yutulur gibi değil, çok ama çok ağır bir suçlama. Doğrusu 30 yıllık siyasi yaşamımda bir genel başkanın en yakın çalışma arkadaşlarını bu kadar ağır bir şekilde suçlayarak dışladığını hatırlamıyorum. Ben bu açıklamadan sonra listeye alınmayan MYK üyeleri yerine olsam K.KILIÇDAROĞLU'na dava açardım.

Öte yandan bu kadar ağır bir suçlama cevapsız kalıyorsa olayın tahminlerimizin üzerinde bir boyutu var demektir. Çünkü siyaset sahnesinde merkez yoklamasıyla aday belirlemede eş,dost, arkadaş kayırmacılığının ötesinde akçeli işler döndüğünü duymayan kalmamıştır diye tahmin ediyorum. CHP de bugüne kadar bütün yerel ve genel seçimlerde merkez yoklaması ile listeler oluşturulmadı mı? O seçimlerde adam kayırma olmadı mı yani? 4,5,6,7 dönemdir milletvekili olanlar nasıl aday gösterildi. O listeleri oluşturan MYK üyeleri adam kayırmadı mı? Listeler oluşturulurken aday ile akçeli işler konuşulmuş olamaz mı? Siyasi partilerin merkez yoklaması ile belediye başkanı ve milletvekili adayı belirleme tercihlerinde akçeli işler döndüğünü sağır sultan bile duydu, şu işe bakın K.KILIÇDAROĞLU duymamış. Bu tercihler sizin onayınızdan geçmiyor mu? Siz nesiniz orada, bostan korkuluğumu? Kaç tane namuslu milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesini adayı bu kumpas düzeninde yok edilmiştir düşünebiliyor musunuz? Bu konuda hiç sorumluluğunuz yok mu?  Bu düzenden kaç tane rantçı yaratarak şehirlerin yaşanmaz hale getirilmesine sebep oldunuz hiç düşündünüz mü? MYK atamasından çıkardığım: Sonuç olarak her numarayı MYK yaptı siz masum ve dürüstsünüz yani! Hiç vicdanınız sızlamıyor mu? Bu konuda son bir soru: Genel başkanlık yaptığınız sürede yapılan ön seçimlerde milletvekil veya belediye başkanı aday adaylarının partiye yaptığı bağış miktarlarını açıklayabilir misiniz? Merkez bankası kimlere döviz sattığını açıklasın dediğinize göre; halkımıza bu bağışların açıklanmasına engel olmazsınız herhalde...

Kirlenen siyasette dürüst insanlara ihtiyaç var diye, ufak tefek yanlışlarınızı görmezden gelerek kefil olduk ve size oy istedik. Bebek torunun  30 Nisan 2008 tarihinde yürürlüğe giren yeni SGK kanunundan bir gün önce sigortalanmış olmasını kendiniz de etik bulmadığınızı  belirtiğiniz ve yapılanın yanlış olduğunu vurguladığınız için görmezden geldik, size destek verdik, savunduk. O kadar büyük yolsuzluklar içinde yaşadık ki onların yanında çok küçük kalır diye bu olayı büyütmeden kapatmaya çalıştık. Ama geldiğimiz noktada görüyoruz ki hata yapmışız. Pişmanım !..

Sayın KEMAL KILIÇDAROĞLU: Yazı dizisinde hızlıca hatırlayabildiğim yanlışlarınızı olduğu gibi aktarmaya çalıştım. Geldiğimiz noktada bakıyorum da şu ana kadar CHP ne ve milletimize çok büyük sıkıntılar yaşattıklarınız. Gençlerimizin umutlarını tükettiniz. Bakın 28 Mayıs 2023 seçimlerinden sonra yurt dışına beyin göçünün artışından haberiniz var mı? Onların geleceklerini yurt dışında aramasında sizin hiç suçunuz yokmuş gibi davranıyorsunuz. "Ben bilirimci" burnundan kıl aldırmayan kibir abidesi dar kadronuzla 13 yıldır AKP iktidarına yeterli muhalefet yaparak iktidardan indiremediğiniz gibi, Aralık 2015'te katıldığınız bir TV programında "Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Fırkası ile bugünkü CHP aynı mıdır?" sorusu karşısında açıkça "Hayır" dediniz, diyebildiniz. "Farkınız ne?" sorusuna da şu cevabı verdiniz: "Dünya kadar fark var. Sosyal demokrasi yoktu şimdi var. Biz sosyal demokrat bir partiyiz. Sosyalist Enternasyonal üyesiyiz. O dönemin Cumhuriyet Halk Fırkası Cumhuriyet'i kuran Kuvay-ı Milliyeci bir partidir". daha o gün amacınız belliydi ama hep dil sürçmesidir, öyle söylemek istememiştir diye sustuk, sabrettik. Hata yaptık...

Sayın KEMAL KILIÇDAROĞLU: Bunca yanlışınızı görmemize rağmen, göz yumarak size için oy istediğim eş, dost, tanıdık ve seçmenlerden özür diliyorum. Bugün itibarıyla çok netim artık: Koltuk sevdanız için hiç düşünmeden koca bir ükenin ve milletin geleceği ile oynadınız. İşi bu noktaya getireceğinizi göremedim. Bunda belkide önceki seçimlerde aday olmamanız beni yanılttı. Demek ki önceki seçimlerin kaybedileceğini bildiğiniz için aday olmadınız. Bu defa kazanacağınızdan emin olduğunuz için gözünüz hiç bir şey görmedi. Yazık...Size son sözüm :  YAZIK Kİ KALIBINIZIN ADAMI DEĞİLMİŞSİNİZ !... Eğer hakkım varsa helal etmiyorum, bilesiniz...

NOT: KALIBININ ADAMI OLMAMAK deyimdir. Hakaret manasında kullanılmamıştır. TDK deyimler sözlüğüne göre (görünüşünden beklendiği gibi olmamak.) anlamında kullanılmıştır