MARABA
06 Mart 2023, Pazartesi 12:24MARABA; Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre kelime anlamına göre; 1. Çiftçi. 2. Çiftçilikte, toprağı işleyerek ürüne ortak olan kimse, ortakçı. 3. Hizmetçi. anlamında kullanılmaktadır.
***
Öncelikle alın teri karşılığı ekmek parası kazanan tüm mesleklere çok büyük bir saygı duyduğumu, yazımın başlığını marabaları aşağılamak için kullanmadığımı belirterek başlamak isterim. Hayatımı emeği ile sağlamış, emeğin en kutsal değer olduğuna inanmış, 45 yıl emeği ile çalışma sonucu emeklilik hakkına kavuşmuş, fabrikalarda yönetici de olsa maraba olarak görülmüş bir emekçi olarak yazıyorum.
***
Büyük toprak sahiplerinin marabayı köle kelimesine eşdeğer olarak kullandıkları hepimizin malumudur. Büyük toprak sahiplerinin marabalarını her türlü isteğini yerine getirecek kişiler olarak gördüğü de bir başka gerçektir. Yazımın bu sosyolojik yapıyı incelemek, ya da eleştirmek amacıyla olmadığını belirtmek isterim. Hani derler ya son söyleyeceğimi önce söyleyeyim diye, işte öyle bir durum.
***
Yazım, gündemde olan “6’lı masada” yaşanan rezilliğe yönelik olacaktır. Bir yılı aşan süredir devam eden 6’lı masa toplantılarının fiyasko ile sonuçlanmasının toplumda yarattığı haya kırıklığı ve umutsuzluğa ilişkin görüşlerimi açıklamak istiyorum. Masa kurulduğu için kendine pay çıkaran Kılıçdaroğlu dağılmasında kendini hiç sorumlu görmüyor. Olabilir mi? Devletin en üst makamına talip olacaksın, hiç sorun olmayacağına tüm toplumu inandırdığınız aday belirlenmesi için masanın devrilmesini seyredeceksin. Sonrada CHP’li belediyelerden beslenen TV kanalları ve medyadaki kalemşörlerinizle aklanmaya çalışacaksın. Yemezler sayın Kılıçdaroğlu yemezler. Masanın kurulmasını sahiplendiğin kadar devrilmesini de ki sorumluluğu da üstleneceksin. Aslında masanın devrilmesi sürecindeki sorumluluk 6 liderin tümüne aittir. Böyle basit bir sorunu çözemeyen kişiler devlet yönetiminde karşılaşacağı sorunlar nasıl çözecek? Bilemiyorum. Bir daha aday olmak için susan, sanki başka bir ülkede yaşıyor muş gibi davranan milletvekillerine de yazıklar olsun başka bir şey demiyorum.
***
Masanın; Meral Akşener’in cumhurbaşkanı adayının belirleneceği toplantının ertesi günü partisinin genel idare kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklama ile masanın devrilmesi kamuoyu gündemini belirledi. İlk tespitlerime göre kamuoyunda Meral Akşener’e ve İYİ Parti’ye büyük bir tepki oluşmuş durumdadır. Ben de bir yılı aşan bir süredir devam eden toplantılar sonucunda bu noktaya gelinmesini fiyasko ve rezillik olarak değerlendirmeme rağmen yanlı medya ve sosyal medyada %90 varan oranda Meral Akşener ve İYİ Parti’nin sonuçtan sorumlu tutularak eleştirilmesini doğru bulmuyorum. Aynı şekilde üniversiteden devrim tarihi hocam Meral Akşener’e ve İYİ Parti’ye oy vermemiş olmama ve bundan sonra da vermeyecek olmama rağmen 6’lı masada yaşanan olaylar hakkında detaylı bir bilgiye sahip olmadan masayı devirdiği yönündeki haksız tespitlere de katılmam mümkün değildir.
***
Medya zaten ikiye ayrılmış durumda; birinci grup iktidar yanlısı havuz medyası, ikinci grup ise CHP’ye angaje olmuş oradan maddi olarak beslenen medya. İki grup ta objektifliğini kaybetmiş durumda, iki kesimde maddi olarak beslendikleri kaynağı bilmezden, görmezden gelerek bilinçli bir şekilde karşı grubu itibarsızlığa çalışarak yanlı yayınları ile kamuoyuna algı operasyonu yapıyorlar.
***
Medya ve Sosyal medya yorumları Meral Akşener’in henüz toplantıya yönelik bilgileri açıklamadan yapılması ne kadar gerçekleri anlatıyor. Bu yorumlar kime ya da neye hizmet ediyor. Onu ben bilmiyorum ama şunu biliyorum; Yolsuzluklardan ve yoksulluktan bıkmış, namuslu, vergisini veren, devlete karşı tüm yükümlülüklerini yerine getiren, devletten sadece hak ettiği hizmeti bekleyen vatandaşlarımıza hizmet etmiyor.
***
Şu satırlar 5 Mart 23 saat 18:30’te yazıldı, an itibarıyla ben hala 6’lı masada bir uzlaşı olacağına inanıyorum. Olasılık oranı her dakika düşse de siyasetin bu kadar halktan kopuk olacağına, seviyenin bu kadar düşeceğine inanmıyorum. Böyle düşünmemin bir sebebi de Meral Akşener’in toplantılara yönelik çok küçük bir bölümü anlatarak, kalan kısımları da masaya dönerse bakacak yüzleri olması için şimdilik açıklamamayı amaçladığını düşünüyorum. (Allah insanı kınadıklarıyla sınamasın 5 çete bakın neye dönüştü 5’li masa, gerçi sayın liderler böyle algılanacağını bildikleri için olsa gerek masanın millet ittifakı olarak isimlendirilmesini istiyorlar.) Gelinen noktada ben; masa paydaşlarının samimi olmadıklarını görüyorum. Masa tekrar kurulmazsa ortaya dökülecekleri midemiz kaldırır mı emin değilim. Bu kadarcık kulis bilgilerine rağmen, sızan bilgilere inanamıyor, olmaz, olamaz diyoruz. Onun için sistem bu bilgilerin ortaya dökülmesine izin vermeyecek, şu ya da bu şekilde anlaşacaklardır. Aksi takdirde ortaya döküleceklerde için yanınızdan mide koruyucularını ihmal etmeyin derim.
***
Bence asıl mesele siyasi partilerin samimi ve şeffaf olmamalarıdır. Bakın siyasette ortalık toz duman bir tane milletvekilinin açıklama, yorum yaptığını görüyor muyuz? Yani sayın milletvekillerimizin bu konularda hiç mi fikri, görüşü yok ki biz seçmenlerle paylaşmıyor. Daha doğrusu paylaşmıyor mu, paylaşamıyor mu? İnsan; iradesine ipotek koyulmasına bu kadar rıza gösterir mi? Üstelik milletvekili, üstelik millet adına yasama yapacak hadi canım sende! Bakın şimdi bir arkadaş vasıtasıyla bilgi almak için Tekirdağ milletvekillerinden birine ulaşmaya çalışıyoruz, kendisinin de, sekreterinin de telefonu açılmıyor. Neden?
***
Nedeni yazımın başlığındadır. Milletvekilleri seçmenleri maraba olarak görüyor da ondan. Gerçi genel başkanları da onları maraba olarak görüyor, kendilerine sormadan istediği pazarlığa giriyor, secim sonuçlarına yönelik milletvekili, bakanlık dağıtabiliyor. Ne için adaylık için masadaki partilerin oylarını almak için, olur mu hiç? Bu partilerin kimliği nedir, örneğin İstanbul sözleşmesine karşı olan, tekrar yürürlüğe girmesini istemeyen bir partinin adayının CHP Tekirdağ milletvekili sıralamasında yer almasını isteyen CHP seçmeni var mıdır? Kılıçdaroğlu’nun meydanlarda bağırıp çağırdığı o Süleyman Şah’ın türbesini vatan toprakları olarak Lozan da kabul edilen alandan alarak sınırlarımıza kaçıran başbakan kimdi? O başbakanın partisinden bir milletvekili adayının seçilecek sırada Tekirdağ milletvekili sıralamasında yer almasına evet diyecekler CHP seçmeni varsa beri gelsin.
***1
Bunlar sızıntı kulis bilgileri, herkes TV’lerden izliyor. Ama öte yandan izleyeceğimiz filmin fragmanı da sayılır. Milletvekilleri, delegeler sessiz kalır tepki vermezse daha nasıl senaryolarla karşılaşırız, bilemem. Halk ı figüran, maraba olarak gören siyasiler değişim talebini dikkate almak zorundadır.
***
Siyasi partiler ve seçim kanunu artık bir an önce değiştirilmelidir. Bu hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun halkımızın talebidir. Bu talebi görüp beklenen dönüşümü yapan parti kazanacak, ötesi tarihin tozlu raflarında arşivlenecektir. Halkımız kendi hakkında kapalı kapılar arkasında, kapkara perdeler arasında, görüşme yapılıp tavizler verilmesini istemiyor, samimiyet ve şeffaflık istiyor. Kendini ilgilendiren karar mekanizmalarına katılmak istiyor. Samimiyet ve Şeffaflık, tüm çağdaş ülkelerde olduğu gibi. Halk artık uyanıyor, ya yeni bir sayfa, yeni bir yol bulacak veya yeni bir sayfa, yeni bir yol açacak. Ben söylemiş olayım…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum