MÜDÜR BEY VE KAMU MALI

                                          Devletin malını ve parasını meşru olmayan yollarla zimmete geçirmek haram olduğu gibi, devlete ait mal ve eşyaya zarar vermek de dinimizce yasaklanmıştır. Çünkü kamu malı milletin malıdır. Şahsın malına zarar vermek haram olduğu gibi halkın ortak malı olan kamu malına zarar vermek de kul hakkına tecavüzdür ve haramdır. . Çünkü devletin parası, milletin parasıdır. Bunda, başında henüz tüyü bitmemiş yetimler de dâhil olmak üzere milyonlarca insanın hakkı vardır. Her Müslümanın, kamu malını kendi malı gibi koruması, zarar vermekten ve zarara yol açacak fiil ve davranışlardan kesinlikle sakınması gerekir.

Devlet malı ile ilgili Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: “Kim emanete (kamu malına) hıyanet ederse, kıyamet günü hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir. Sonra da hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir ve onlara haksızlık edilmez.” (Ali İmran 161).Bu ayet, devlet malına el uzatanların yaptıklarının karşılığı olarak layık oldukları cezaya çarptırılacağını göstermektedir.  “Mü’min, devlet malına hıyanet etmez.”  kaidesi devlet malının bir emanet hükmünde olduğunu ortaya koymaktadır.

Yukarıdaki düsturları düşündüğümüzde aklımıza bazı sorular geliyor değerli dostlar… Çerkezköy ilçemizde farklı yerlere taşınan veya farklı okullara dönüştürülen binalarımızda, devletimizin o okullar için yaptığı büyük yatırımlarına sahip çıkılıyor mu? Devlet kurumları için harcanan bedeller yerini buluyor mu?  Dönüştürülen okullarımızda bin bir emekle ve büyük bedellerle kurulmuş laboratuvarların, kütüphanelerin ve özel sınıfların korunmasına ne derece özen gösteriliyor acaba!

Ambardere’ye taşınan, şimdiki ismi Çerkezköy Anadolu Lisesi, eski ismiyle Hacı Fahri Zümbül Anadolu Lisesi’nin eski binasında iddialara göre büyük emek ve çok büyük meblağlar ile kurulan Fizik, Kimya, Biyoloji Laboratuvarlarının, Coğrafya, Tarih, Müzik, Resim, İngilizce ve Matematik sınıflarının resmen tarumar edilip ve normal sınıflara dönüştürülmesi, kamu malına sahip çıkılmadığının en büyük göstergesi değil midir? Yukarıda sayılan özellikleriyle ve başarılı öğrencileriyle Hacı Fahri Zümbül Anadolu Lisesi, çeyrek asırlık tarihiyle Trakya’nın en gözde liselerinden birisiydi. İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Gümüş Bey bu emanetlere sahip çıkabildi mi? İddialara göre bu yatırımlar için devletimizin ve hayırseverlerin harcadığı büyük meblağların heba oluşunun hesabını kimler verecek acaba! 

 Kamuya ait bu değerlerin heba edilmesi iddiası sadece bu okulda görülen bir durum değil Kıymetli Çerkezköylüler…

Daha önceki yazılarımızda değindiğimiz üzere devletimiz, okullarımızı depreme dayanıklı hale getirebilmek için takdir-e şayan bir hazırlık içerisinde… Bundan dolayı ya kimi okullarımız yıkılıp yerine yenisi yapılıyor, ya da güçlendirme çalışmasıyla binlerce okulumuz ve diğer devlet kurumları tekrar gözden geçiriliyor. Bugünlerde deprem gerçeğiyle yüz yüze olduğumuz düşünülürse devletimizin ve devlet büyüklerimizin bu çabaları ayakta alkışlanması gereken bir durum! Lakin kamuoyuna yansıyan iddialara göre Halit Narin Teknik ve Mesleki Eğitim Lisesi’nde yaşananlar, bu kadarına da pes dedirtecek cinsinden sevgili dostlar! Şöyle ki bu okulumuzda yapılan güçlendirme çalışmaları sebebiyle, okulumuzun önce bazı bölümleri farklı beldedeki liselere taşındı, kimi binaları yıkıldı, atölyeler kullanılamaz hale geldi. Örneğin yıkılan atölyeler arasında Makine Ressamlığı, Elektrik –Elektronik ve Kimya Bölümü’nün olduğu söyleniyor. 

Peki, neydi bu işin aslı astarı! Yukarda isimleri zikredilen bölümler başta olmak üzere kimi atölyelerde ısınma sistemlerinin olmaması ve kış mevsiminin gelmesiyle öğrencilerin büyük mağduriyet yaşadığı, işin uzmanlarının uyarılarına aldırılmadan, ısınma işini çözebilmek için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından büyük elektrikli ısıtıcıların devreye sokulduğu, bu kadar yükü kaldıramayacak olan okulun elektrik kablolarının yandığı ve yüzbinlerce liralık zararın ortaya çıktığı kamuoyuna yansıyan iddialar arasında! İddialar bununla sınırlı değil değerli dostlar… Elektrikli ısıtıcılar ile beklenen sonuç alınamayınca, devletimizin verdiği büyük ödenekler ile doğal gaz sisteminin kurulduğu ve kısa bir süre sonrada binaların dayanıklı olmadığı gerekçesiyle yıkım kararının alındığı, bununla birlikte harcanan trilyonların çöpe gittiği iddia edilmekte!

Peki kurulan yaptırılan doğal gaz sisteminin önünde poz kesen İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Gümüş Bey bu iddialar karşısında ne gibi cevaplar verecektir kamuoyuna! Gerçekten kamu malı ziyan olmuş mudur? Niçin öğrencilerimizin menfaatine olacak tedbirler daha önce alınmamıştır? Ne kadar bir meblağ heder edilmiştir? Milletin emanetine sahip çıkılmış mıdır?

Aynı iddiaların Fevzi Paşa İlkokulu için de geçerli olduğu söylenmekte kıymetli dostlar… İddialara göre Fevzi Paşa İlkokulu’nun eski binası, yakın zamanda doğal gaz sistemine dönüştürülmüş, bu yıl ise eski binanın, güvenli olmadığı gerekçesiyle kullanılmama kararı alınmış ve dönüşüm için harcanan büyük meblağlar heba olmuştur. Okulumuz şu an ikili sisteme geçmiştir. Allah aşkına bu nasıl planlamadır, nasıl öngörüdür, nasıl iş bilmezliktir? Kurumlarımızda gerekli tetkikler yapılmadan,   milletimizin emaneti olan meblağları yatırım malzemesi olarak kullanmak ne derece doğrudur? Biz devletimizin emeğini takdirle karşılıyoruz lakin iş bilmez sorumluların eliyle milletin hakkına hukukuna girilmesini asla doğru bulmuyoruz!     

Alanı İlahiyat olan İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Gümüş’ün, kamu malının israf edilmesinin hem bu dünyada hem de mahşerde karşılığının ne olduğunu bilmemesi asla düşünülemez! Sorumlu makamlarda bulunanlar başta olmak üzere herkes kamu malına sahip çıkmakla yükümlü değil midir? Heba olan büyük meblağlarda hem bizlerin hem de gelecek nesillerimizin hakkı yok mudur? İlçe MEB Müdürü Hüseyin Gümüş Bey, bu durumlara ve planlamalara nasıl hassasiyetle yaklaşmaz?

Kul hakkı hususunda hassas olmamız gerektiğini bizlere dinimiz öğütlüyor. Bununla beraber devlet işlerinde de olabildiğince hassas olmalıyız. Millet olarak, devletimizin malını israfa uğratmadan kullanmak mecburiyetindeyiz. Zira israf haramdır. Devlet malını israf etmek ise hem haram hem de kul hakkıdır. Devletin bir kaleminde, bir kâğıdında bile milyonların hakkı vardır.

Devlet sevgisi sadece makamlara kurulup, ben devleti seviyorum demekle olmaz!  Devlet sevgisi ve vatanseverlik, görevini en iyi yaparak devleti zarara uğratmama, devletin çıkarını her anlamda korumayla gösterilir. Özellikle küresel ekonomik saldırılarla mücadele ettiğimiz şu günlerde daha duyarlı ve hassas olmak durumundayız. Devletin malını korumak her vatandaşın, Müslümanın asli görevidir. Hâsılı, hakikati söylemekten de asla geri durmayacağız, çünkü biz vatanımızı ve devletimizi çok seviyoruz. Siz de sevginizi, işinizi en iyi şekilde yaparak gösterin lütfen! Vesselam…