‘OKU’

Çevrimiçi dijital ortamlara gazetelerin girmesi ile birlikte

Habercilik yeni bir boyut kazandı.

Artık sadece haber yazmak yetmiyor.

Okutacak haber yazmak gerekiyor.

Çünkü insanlarda okuma alışkanlığı gün geçtikçe düşüyor.

Eskiden kuyrukların yaşandığı kitapçılarda, günlük ziyaretçi sayısı 50’yi geçmiyor.

Hal böyle iken habercilikte de farklı bir boyut geliştirildi.

İnsanlara haberi okutmak için ‘Tık’ yarışı başladı.

Haberi en çarpıcı fotoğrafla ve başlıkla vermek gerekiyor.

Yoksa hiç kimse bakıp okumuyor.

Günlük haber okuyan kişi sayısı 160 bin nüfuslu Çerkezköy’de 20 bini bulmuyor.

***

Hatırlıyorum. Bundan çok değil bir 5-6 sene öncesinde bayilerde gazete bulamazdım.

Çoğu bitmiş olurdu.

Bayi bayi gazete aradığım zamanlarda oldu.

Şimdilerde ise hangi bayinin önünden geçsem, gazete dolu.

Alan yok, satan yok, kapanan çok…

Kahvehanelere dağıtılan 3-5 tane gazetenin dışında gazete satışı gerçekleşmiyor.

Çünkü okumuyoruz.

Artık teknolojiyle birlikte alışkanlıklar da değişti.

İnsanlar internetin ve teknolojinin esiri oldu.

Haberleri internetten takip eder olduk.

Yavaş yavaş batıyoruz bu bataklığa.

Farkında olmadan…

***

Hal böyle iken internette de müthiş bir ‘Tık’ yarışı başladı.

Artık haberin ilk yazılışından internete girişi arasında dağlar kadar fark oldu.

Sırf haberi okutmak için bilgisayar başında gün boyu mesai harcanıyor.

Ne başlık bulsam da bu haberi daha fazla okutsam diye.

***

Ama buna gerek olmadığını düşünüyorum.

Çünkü bizim insanımız elbet özüne yeniden dönecektir.

Yaradan’ın gönderdiği ilk ayeti asla unutmaz.

‘Oku’r, okutturur…

Çünkü Allah bize ilk olarak ‘oku’ dedi.

Çünkü okudukça öğrenir, okudukça birbirimizi daha iyi anlayabiliriz.