ÖNLEM ALINMAYAN KAZALAR KADER OLAMAZ!.(3)
25 Şubat 2024, Pazar 12:53Kelime oyunlarıyla algı yaratarak gerçekleri gizlemeye çalışması eski bakanın savunacak bir yanının olmadığını gösterir. 2023 yılında verilen ÇED Gerekli Değildir Kararı: projenin önemli çevresel etkilerinin olmadığı ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hazırlanması gereksizdir diyen Bakanlık kararıdır. İşletmenin kapasite arttırma kararı Çevre Şehircilik ve İklim değişikliği bakanlığın bu kararı üzerine verilmiştir. Eski bakan böyle büyük bir felaketten sonra siyasi etik gereği; sorumluluğunu kabullenerek halktan özür dilemeli ve adaylıktan çekilmelidir.
***
İşletmede; 2022 yılında siyanürlü solüsyon taşıyan borulardaki yırtılma sonunda siyanürlü solüsyon sızdırmazlık alanı dışına taşarak çevresel tahribata neden olmuştu. Çevre kanunu gereği şirkete 16,4 milyon lira idari para cezası kesildi. Ancak SSR’nin bu yıl Türkiye’de silinen vergi borcunun 7,2 milyon dolar olduğu ortaya çıktı. Bu rakam, bugünkü kur değeriyle yaklaşık 221 milyon lira ediyor. Yani şirket ödediği cezadan 204,6 milyon lira fazla geri almış. Bu durumda devletimiz maden şirketinden adeta özür dileyerek ödül vermiş olmuyor mu?
***
Ekranlara konuşan çalışan yakınlarının anlatımlarından maden işletmesinde adeta bir sömürge madenciliği yapıldığını öğreniyoruz. Bunun sonucu yalnızca doğamız ve kaynaklarımız değil, tüm canlı yaşamı da geri gelmeyecek şekilde katlediliyor. Faaliyete girdiği yıldan bugüne yasaların arkasından dolanarak parça parça hazırlanan projelerle devasa nitelik kazanan Çöpler Kompleks Maden İşletmesi bölgede çok ağır tahribat yapmıştır. Dokuz canımıza ve boyutlarını tam olarak bilmediğimiz, asla da öğrenemeyeceğimiz büyük bir çevre felaketine neden olmuştur. Uzman bilim insanları ve bilirkişi raporu yığın liçinin nasıl kaymış olabileceğini şöyle açıklıyor:
***
Yığın liçi geçirimsiz bir zemin üzerinde hazırlanan cevher yığını üzerine uygun bir çözücü gönderilerek kazanılacak metalin çözeltiye alınması işlemidir. Bu malzeme kaya ortamlara göre oldukça zayıf, gevşek, gözenekli zemin türü gibi davranan yığınlardır. İliç’te gelişen bu büyük boyutlu kaymanın olası nedenlerinden en önemlisi, video görüntülerinden görüldüğü gibi, yığın yüksekliğin belirli bir limiti geçmiş olmasıdır. Yığının içerdiği çözeltinin gözeneklerde yarattığı basıncın artmış olması da yığın liçinin kaymasına neden olabilir. Çalışanlar kayma öncesi liç yığınında çatlaklar tespit ederek yetkililere bildirmiş ancak gerekli önlem alınmamıştır. Sonuç olarak faciaya adeta davetiye çıkarılmış, adeta adı konmamış bir cinayet işlenmiştir.
***
Ayrıca geçtiğimiz hafta içinde bölgeye düştüğü belirtilen yağışın, malzeme içine süzülmesi sonucu malzemenin doygunluk derecesinin artmış olması da kuvvetle muhtemeldir. Bir diğer konu ise yığına fazla solüsyon verilerek doygun nem oranı üzerine çıkma sonucu duraysızlığa sebep olunabileceğidir. Yine madende dinamit patlatılmasının da yığın liçinin kaymasını tetiklemiş olabileceği düşünülüyor. Madenin Türkiye Diri Fay Haritasında aktif olduğu ifade edilen ve Munzur segmenti olarak tanımlanan bir fay hattının üzerinde bulunduğunun işletme projeleri hazırlanırken dikkate alınmamış olması ise akıllara durgunluk veren büyük bir hatadır. Yetmezmiş gibi fay hattının MTA haritalarından silindiği yönünde iddialara ilgililer doğru dürüst cevap bile veremiyor. Sayın Bakan ilk defa duyduğunu, araştıracağını söyledi!. Biz de hala nasıl olur diyoruz...
***
Maden işletmesinin fay hattı üzerinde kurulduğu da göz önüne alındığında çalışma izni ve lisansının iptal edilmesi çok geç ama yerinde bir karar olmuştur. Umuyor ve diliyorum iptal kararı geçici değil, sürekli olur. Çünkü 2022 yılındaki siyanür solüsyonu sızıntıdan sonra da işletme bir süre kapatılmış, ancak sonra yeniden faaliyete geçmişti. İşte bu anlayış ve tutumların inşaatı devam eden Akkuyu Nükleer santrali konusunda da halkımızı endişeye sevk etmesini normal karşılıyorum.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum