ŞEFFAFLIK
15 Kasım 2024, Cuma 17:57Şeffaflık: Devlet, hükümet, şirketler ve kuruluşların; karar, kıstas, süreç, plan ve eylemleri, hesap verebilirliğine imkan verecek şekilde, ilgili tüm bilgi ve verilerle birlikte zamanında, ulaşılabilir ve anlaşılır bir biçimde paylaşılması ilkesidir. Tüm siyasi partiler bu ilkeyi benimsemiş gibi görünüyor, seçim kampanyalarında ve beyannamelerinde şeffaf olacakları yönünde söz de veriyorlar, yazık ki seçim sonrası o sözler unutuluyor, karanlık oda uygulamalarına geçiliyor. Neden? İşte bu soruya verilecek samimi bir cevap ülkemizde yaşanan yolsuzlukların ana fikrini oluşturacaktır.
Peki; Seçmenler, siyasilerin şeffaflık sözlerini tutmaması karşısında neden bu kadar duyarsız ve sessiz kalıyor. Üstelik sadece seçmenler değil bazı seçilmişlerin de sesi çıkmıyor. Mesela belediye meclis üyeleri; imar rantı yaratacak bir konuda oy birliği ile karar alabilirken belediyenin şeffaflığı konusu hiç gündemlerine gelmiyor, ilgilenmiyor, duyarsız kalıyorlar. Okurların çok iyi bildikleri gibi; TBB Başkanlığı, ÇOSB müdürlüğü üzerinden bir sanayi kuruluşuna sattığı: İtfaiye Daire Başkanlığı Çerkezköy İstasyonu ile Çerkezköy belediyesinin kullandığı müştemilatların olduğu arsanın devir işlemleriyle ilgili soruların cevabını bütün ısrarımıza rağmen vermiyor. Neden?
Sorularda yalan yok, iftira yok, itham yok. Kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla, bilgi edinmeye yönelik sorular var. Hiçbir soruya cevap verilmeyerek geçiştirilmesi üzerine yine köşemde; İlçe ve TB Belediye Başkanlarına meydan okuyarak istediğim belgeler ve bilgisayarlı bir oda tahsis edilirse kişisel bir maddi talebim olmadan gönüllü bilirkişilik yapabileceğimi, imkan sağlanması halinde dört saatlik bir çalışma sonunda sorunlu bir konu varsa ortaya çıkaracağımı, yoksa özür dileyerek teşekkür edeceğimi ve gazete yazılarını bırakacağımı yazdım. Yine cevap yok. Ne denir: Sukut ikrardan geliyor herhalde. Kendi ayaklarına kurşun sıktıklarının bile farkında değiller, çok yazık.
Öte yandan: Yaklaşık bir yıldır gündemde tuttuğum bu konu hakkında ne ilçe belediye meclisinde ne de büyükşehir belediye meclisinde tek bir meclis üyesi çıkıp bu soruların neden cevaplanmadığı konusunda iki cümle laf söyleyemedi. Bakın iktidar ya da muhalefet ayrımı yapmıyorum, tek bir meclis üyesi diyorum söz alıp tek kelime söz söyleyemedi ki nerede kaldı soru önergesi vermek!. Oysa yazılı ya da sözlü soru önergesi verilerek konu bu kadar uzamadan halkın merakı giderilirdi.
Belediye meclis üyelerinin sessizliği karşısında hiç olmazsa sivil toplum örgütleri devreye girebilseydi, yine kamuoyu bu arsa satışı ile ilgili bilgi sahibi olabilirdi. Esnaf ve meslek odaları, sendikalar, dernekler, hatta yöre dernekleri isteseydi yine üyeleri ile birlikte tüm kamuoyu satış işlemiyle ilgili bilgi sahibi olurdu. Olmadı, büyüklerimizin devlet sırrı kapsamında düşüncesiyle satış işleminin detaylarını halkın bilmesinin doğru olmayacağını fikrine katıldılar herhalde.
Kent konseyi mesela; konu neden kent konseyi gündemine gelmedi hala anlamış değilim. Kent konseyleriyle ilgili yasal düzenleme; gündüz vakti havai fişek gösterileriyle kutlanan AB müzakere süreci başlamasından sonra gündeme geldi. Ancak yöremizi geçtim ülke çapında asıl amacına yönelik faaliyet yürüten kent konseyi görmedim, duymadım. Mevcut faaliyetleriyle kent konseyleri belediye başkanlarının propaganda ofisi görevini yapıyor. Halbuki satış işlemindeki karanlık noktaların aydınlatılarak halka anlatması konusuna el atsaydı, tam amacına uygun bir faaliyet olurdu. Neyse bir başka satış işleminde artık, nasılsa belediyelerde rantlar ve satışlar bitmeyecek.
Belediyenin Cumhuriyet bayramında yaptığı konser etkiliklerinin maliyeti ile ilgili ABB Başkanı Mansur YAVAŞ örnek bir davranış sergiledi ve hem konser maliyetini hem de sanatçının aldığı para miktarını açıklayarak cevap verdi. Bu ilk oldu ama son olmamalıdır. Ülke çapında tüm belediye başkanları etkinliklerin maliyetini mutlaka halka açıklamalıdır. Sn. YAVAŞ bu şekilde arı kovanına çomak sokmuş gibi oldu, bu işin sonu siyasetin finansına kadar gider. Başkanlar yapar mı? Zor hem de çok zor. Zaten belediyeler denetleyen kurum emeklilerinden değişik formülle danışman temin ederek önleyici tedbirleri almışlardır. Bir söz var; Minareyi çalan kılıfını hazırlar diye, öyle yani!..
Son sözüm seçmen yurttaşlara olsun. Belediyelerin tüm araç gereç, taşınır, taşınmaz malları sizindir. Bütçede; devletten belediye nüfusuna göre gelen pay oranında her birinizin hissesi vardır. Yani kimse cebinden, babasından, partisinden bir şey getirerek hizmet yapmıyor. Başkanın, zaten sizin olanı yine size harcanması gerekir. Bütçenin imar ve ihale rantı yaratılarak yandaş haramilere transferine izin vermeyin, haksız zenginleşmeye göz yummayın. Unutmayın: Haramiler paylaşılan rantlarla çoluk çocuğunuzun rızkını ve geleceğini çalmaktadır. Kaldırın başınızı, ve var gücünüzle
haykırın: Harami başkan ve meclis üyesi istemiyoruz!. Korkmayın!...
Bugünkü yazıyı aşık Mahsuni ŞERİF in bir şiirinden yaptığım alıntı ile bitiriyorum.
Yuh Yuh Soyanlara
Soyup Kaçıp Doyanlara
İnsanlara Kıyanlara
Yuh Nefsine Uyanlara Yuh
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum