Reklamı Geç
çetintaş ticaret
Tekirdağ
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    33.09
  • EURO
    36.10
  • ALTIN
    2596.3
  • BIST
    11131.02
  • BTC
    63525.102$

SEN NEYMİŞSİN BE MASKE

12 Mayıs 2020, Salı 17:34

Maske Muamması

Nedir sahi bu maske hikayesi? Sayın muktedirler bu konu ile neden bu kadar ilgili? İlgili derken maskenin takılmasından ziyade pazarlanması konusunu kast ediyoruz tahmin edersiniz. Maske ile ilgili atılan adımlar tüm halkı paradoksal bir durumun içerisine atıverdi. Gerçi asgari ücretlinin eline geçen kısa çalışma ödeneği olan 1526 TL ile faturaları ödeyip, çarşı pazar halletmesindeki başarısı karşısında bu maske meselesinin üzerinden geleceği konusundaki inancımızı arttırmıştı, muktedirler de bu başarıya güvendiler sanırım. Evet maske takılması zorunlu, keza salgının en karlı şirketleri olan Bim ve A101 ve türevlerine maskesiz giremezsiniz ama aynı zamanda maske satışı da yasak. Peki ne yapacağız 4 saat ömrü olan tıbbi maskelerle, nasıl yetiştireceğiz? Bu süreçte en ulaşılabilir maske Pazar yerinde belediyenin dağıttığı maskelerdi. Pazar yerine gidip bir maske aldık, görevliyi ikna edebilirsek bir de fazla aldık mı ooo değmeyin keyfimize. Satış yasak ya, tükendi belediyenin maskesi de. Çözüm biter mi? Ne yaptı çoğusu bu maskeleri yıkadı, kuruttu, ayakkabılığına astı, kullandıkça kullandı aynı maskeyi. Halk kendi çözümünü buldu amma çevremizde hasta sayısı arttıkça arttı.

Gelinen aşamada ne oldu satış yine serbest. KDV dahil 1 TL tavan fiyatı ile üretip satan bulabilirsek. Diyelim ki satın aldık bu sefer günde ortalama en az 2 tane, ihtiyaç duyacağımız bu maskelerden bir de hane halkının da ihtiyacı düşünülürse günde en az 4 TL maskeye gidecek. Çözümü yine bez maskelerde arayacağız yıka yıka kullan yapalım, ancak onları da 1 TL satacak bulmak mümkün olmayacak. Velhasıl maske meselesi çok su götürür gibi.

Çarşı pazar alev alev

Son zamanların diğer önemli bir gündemi ise pahalılık. Biz bize yeteriz diyerek başladığımız süreçte işinden olan veya kısa süreli çalıştığından geliri azalan vatandaşın alım gücü ise azaldıkça azaldı. Öyle ki her market alışverişi sonrasında hepimiz kasiyerin söylediği rakamı memnuniyetsizlikle karşılayıp elimizdeki ücretli poşetlere bakıp “ne aldım ben bu kadar” diyoruz. Hatta poşetler bizi ikna etmeyince hesap makinesini alıp fişi toplayıp çıkartıp bir hata bulur muyuz diye umsak da maalesef hesap her seferinde doğru.

Bu süreçte ve ramazan vesilesi ile yardımlaşmayı zinde tutmalı, özellikle zekat fitre dağıtımını çok ötelememeli, fitre tutarlarını diyanetin belirlediği cüzi sınırların mümkün olduğunca üzerinde tutmalıyız.

İyi ve doğru olanı taklitte bir beis yoktur. Yapılan yardımların doğru yerlere ulaştığı endişesini hassasiyetle karşılayarak İBB’nin başlattığı askıda fatura benzeri örnek çalışmaları başlatmamız gerekiyor. Yardım marketleri, yardım manavları kurularak yerelde halkın sırtındaki yükün azaltılması için gayret gösterilmelidir. Benim de çorbada tuzum olsun diye yanı tutuşan yardımseverlerin varlığına inanıyorum, yeter ki şeffaf ve organize çalışmalar yapılabilsin. Sağlıkla…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum