SESSİZ GEMİ
19 Ağustos 2024, Pazartesi 13:42Siyasetçiler ne zaman halk desteği arasalar akıllarına hemen “Aynı gemideyiz” söylemi gelir. Özellikle AK Parti bunu artık bir slogan haline getirdi. Her ne kadar gemi içinde yolculuk yapılan sınıflar ve yaşamlar farklı olsa da; doğru, aynı gemideyiz. Bu gemide; küçük bir azınlık, donanımlı yedi yıldızlı otel odası lüksündeki kamaralarda, kuş sütünün eksik olmadığı masalarda tıkınarak yolculuk yaparken büyük çoğunluk ise yarın ne olacağını, başına ne geleceğini bilmeden, kaderine razı, kaçıncı sınıf olduğunu bilemediğim en alttaki kamaralarda bir köşeye sığınarak kuru soğan, ekmekle açlığını bastırmaya çalışan, adeta meçhule giden bir gemi kamarasındaki yolcu gibidir.
***
Tam da bu noktada 15-16 yaşlarımda sanat enstitüsü 1.sınıfı edebiyat dersinde okuduğumuz Türk edebiyatının en usta kalemlerinden biri olan Yahya Kemal Beyatlı‘nın “Sessiz Gemi” adlı şiiri aklıma geldi. Okurların izni ile bu şiirden küçük bir alıntı yapmak istiyorum;
Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
***
Şiirin tamamını okumanızı öneririm. Şair, bu şiirinde kullandığı sessiz gemi ile yolcuların dönüşü olmayan bir sefere çıktıklarını ifade ederek hayatın en acı gerçeği olan ölüm ve tesellisini tasvir etmiştir. Günlük yaşama dönecek olursak: TÜİK hesapladığı enflasyon oranlarıyla milyonlarca emekliyi açlığa mahkum eden bir anlayışta ısrar etmektedir. Milyonlarca emeklinin her biri sessiz gemi adayıdır. TÜİK’in yanlış oran vermesi yüzünden biriken borçları nedeniyle strese girerek hastalanan ve yorgun vücudu artık bu yükü daha fazla taşıyamadığı için aniden sessiz gemi gibi aramızdan ayrılan her bir emeklinin vebali bu yanlış oranları veren yetkililerin boynundadır.
***
Saygı değer okurlar biliyor; Yazılarımda ülkemizin yaşanan ekonomik krizi çok ağır bedeller ödese de önünde sonunda aşacağını, uzun bir zaman alacağını ve benim ömrümün bunu göremeye yetmeyeceğini yazmıştım. Aradan geçen aylara rağmen aynı noktada olduğumu görüyorum. Kriz; sadece enflasyonu indirmeye odaklanmış onun dışındaki gelişmelere kendini kapatmış, yaşananları görmeyen, halkın acısını duymayan bir ekonomi yönetimi ile aşılmaz. Ülkemizde emekli ve asgari ücretle çalışanların yanı sıra esnaf ve çiftçiler de bu ekonomik koşullarda yaşamlarını sürdürme imkanı kalmadığını söyleyerek, ürünleri ya tarlada bırakır ya da sokağa döker haldedir. Maliyetleri kurtaracak taban fiyat verilmediği için çitçi toprağını ekmekten vaz geçmiş durumdadır. Yaşanan çaresizliği protesto etmeye başladılar. Çitçiler ülke genelinde ilk kez AK Parti’ye karşı traktörlerle yol kapatma ve ürünlerini yola dökme gibi protesto eylemleri yapıyorlar. Önlemek için çiftçilerle güvenlik güçlerinin karşı karşıya getirilmesi, cop, gaz kullanılması asla çözüm değildir, olamaz.
***
2023 Seçimleri sonrası göreve gelen ekonomi yönetimi KKM sürdüğü sürece ekonomik iflasa gidileceğini gördüğü için ilk önce Türk Lirasından dönülerek yapılmış olan KKM hesaplarını tasfiye etti. Sonra dövizden gelenlere ek faiz ödenmesini kaldırdı. Bu uygulamayla KKM hesapları 2023 sonunda ulaştığı 2,6 trilyon liradan bugün itibarıyla 1,5 trilyon liranın civarına geriledi. Döviz açığının kapanması için doğrudan yatırım arayışları cevap bulmayınca başka bir yol olarak Türk Lirası mevduatın faizi yüzde 50’ye yükseldiğini gören yabancı yatırımcılar (Londra tefeci baronları) ülkemize sıcak para olarak tanımlanan yöntemle döviz getirdiler. Getirilen döviz Türk Lirasına çevrilerek 3 ay Türk Lirası mevduata yatırılması halinde üç ayda yüzde 10 getirili dolar faizi haline dönüşüyor. Böyle bir faiz dünyada olmadığı için sıcak para tefeciler için çok kârlı bir yatırım haline geldi. Millet bu acı reçeteyi bir defa içti, faydasını görmedi. Tefeci baronların getirdiği sıcak paraya ekonomi bilgisi zayıf olanların kararlarıyla bir kez daha dünyanın en yüksek faizini ödüyoruz!
***
Bu kara tablodan kurtulmak için; Önce istinasız herkesin katılacağı tasarruf tedbirleri şarttır. Örnek olması açısından makam uçakları sayısı makul bir seviyeye indirilmelidir. Sonra üretimi ve ihracatı arttırarak döviz açığını kapatmak gerekirken yine yanlış bir tercih ile tarım ürünleri ve ham madde temininde ithalata ağırlık vererek dışa bağımlılığa devam ediyoruz. Bu anlayışla ekonomik krizden çıkmak için çok uzun bir süre gerekecektir. Oysa aynı gemide olduğunuzu söylediğiniz dar gelirlilerin; asgari ücretlinin, emeklinin, esnafın, çitçinin, küçük ölçekli sanayi esnafının dayanacak gücü kalmadı. Önce emekliler, sonra asgari ücretliler, şimdi çitçiler, ardından çalışan emekçiler seslerini yükseltiyor bu sesleri duyun artık. Enflasyonla mücadele falan diyerek; o gemideki açlığa mahkum ettiğiniz çoğunluğu sessiz gemiler haline getirmenize, yaşam savaşı veren halktan izin yok. Bir kez olsun faturayı lüks kamarada yaşayanlara ödetin, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alın da görelim. Yıl sonunda telafi edileceği söylenen asgari ücret ve emekli maaşlarındaki düzenlemenin tahmin edilen 2025 yılı enflasyon oranı dikkate alınarak yapılacağı söylentileri var. Sakın ha! Yeter artık! YETER! Kara Paraya, Harami Saltanatına Son! Nereden Buldun Yasası HEMEN!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum