SON KARAR
25 Mayıs 2023, Perşembe 16:14Herhangi bir konuda insanların tercih yapmakta zorlandığı durumlar olabilir. Çok basit örnek vereyim; mesela ayakkabı alacaksınız, eşinizle mağazaya girdiniz, iki model beğendiniz, tercih yapmakta zorlanıyor, bir türlü karar veremiyorsunuz. Epey inceledikten sonra birini tercih ederek satın almaya karar veriyorsunuz, beklemekten sıkılan eşiniz hemen sorar; son kararın mı?
Bireylerin olduğu gibi toplumlarında son kararını vermesini gerektiren tercihler olabilir. İşte milletimiz 28.Mayıs 2023 tarihinde böyle bir karar vererek tercih yapmak durumundadır. Bu tercih belki de 100.yılını kutlamaya hazırlandığımız cumhuriyet tarihinde, milletimizin yaptığı en önemli tercihlerden biri olacaktır. Bu tercih o kadar önemlidir ki; sadece yapanların değil gelecek nesillerin de hayatını etkileyecek, değiştirecektir. Onun için bu tercihi yaparken alacağımız sorumluluğun bilincinde olmamız gerekir. Kullandığımız oylarla önümüzdeki beş yıl ülkemizi yönetecek cumhurbaşkanını seçeceğiz. Oyumuzu kullandıktan, oylar sayılıp cumhurbaşkanı belli olduktan sonra pişman olup elim kırılsaydı demenin faydası olmadığını son beş yıldır yaşadığımız sorunlar altında ezilerek, ağır bedeller ödeyerek gördük.
Ülkemizde yürütme erki son beş yıldır cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi diye dünyada sadece ülkemizde uygulanan aslında tek adam rejimi olan bir sistemle yürütüldü. Bu sistem için anayasa değişikliği yapılırken ileri sürülen gerekçelerdeki gibi bürokrasiyi ve karar alma mekanizmalarını hızlandırma yönünü hiç göremedik. Tam tersi büyük orman yangınları yürekleri dağlarken THK’nın yangın söndürme uçakları kullanılmadığı için, 118.415 ha ormanlık alanımız kül olduğunu gördük. Deprem felaketinde ise devlet mekanizmasının hem çok ağır hem de yetersiz kaldığı için çaresizlik içinde kıvrandık, elli bin üzerinde canımızı toprağa verdik. En son ve ağır sonuçları olduğu için bu felaketleri örnek gösterdim. Oysa gerçek olan şu ki; sistemin, ekonomiden- pandemi yönetimine, eğitimden- sağlığa, ulaşımdan-barınmaya-depreme hazırlığa, sürdürülebilir bir çevreden-sağlıklı gıdaya erişime, kadar son beş yıldır yaşadığımız hiçbir sorunun çözümü için yapılan uygulamaları onaylayıp destekleme imkânı yoktur. İşin tuhaf yanı milletimize çok ağır bedeller ödeten uygulamaların sorumluları hakkında hiçbir işlem yapılamamıştır. O kadar ki; bütün dünyada afetlerden sonra halkın barınma ve beslenme başta olmak üzere temel gereksinimlerini karşılamak üzere oluşturulan hayır kuruluşları ücretsiz olarak bu hizmetleri yaparken bizde aynı amaca yönelik faaliyet yürüten, daha önce bu görevini başarı ile yapan Kızılay afetzedeler için stoğunda bulunması gereken çadır ve konserveleri bölgeye yardım etmek isteyen sivil toplum kuruluşlarına satmış, gelir elde etmiş, afetzedeleri çaresiz bırakmıştır. Kurumun başında buluna kişi deprem felaketinin üzerinden üç ay geçtikten sonra lütfedip istifa etmiştir. Bir başka örnek; pandemi döneminde bir sayın bakan kanunen yasak olmasına rağmen aile şirketinden kendi bakanlığına dezenfektan satmış, hizmetleri için kendisine teşekkür edilmiş, görevinden ayrılmış, hakkında hiçbir yasal işlem başlatılmamıştır. Şaka gibi diyeceğim de valla değil, bunların hepsini son beş yıl içinde uygulanan tek adam sisteminde yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz.
Bu sistem yürütmeyi denetleme ve bütçe yapma gibi temel görevleri olması gereken TBMM’ni devre dışı bırakmaktadır. Sistem; gazi mecliste bulunan 600 milletvekilini işlevsiz kılıyor, çünkü yürütmeyi denetleme yolu olan gensoru ne güvenoyu mekanizmaları yok edilmiştir. Tek adam hükümet sistemiyle yapılanın yapanın yanında kâr kaldığı bir düzen oluşmuştur. Tek adam sistemi ile hiçbir sorunumuzun çözülmeyeceğine en canlı örnek eski bakan Mehmet Şimşek’in görev teklifini kabul etmemiş olmasıdır. Bu sistem ile milletimizin yaşadığı sorunların çözülemeyeceğine cumhurbaşkanı bile inanmaya başlamış ve sistemin bazı yönlerinin yenilenebileceğini seçim toplantılarında dile getirmeye başlamıştır.
Ben bu konuda Millet ittifakının yaklaşık iki yıl çalışarak hazırladığı güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş programını beğeniyor ve destekliyorum. Ülkemizin başta ekonomi olmak üzere tüm sorunlarından hızla çıkabilmesi için bir an önce güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesi gerektiğine inanıyorum.14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan seçim sonucunda TBMM çoğunluğunu Cumhur ittifakı sağlamıştır. 28.Mayıs 2023 tarihinde yapılacak seçimler sonucu yürütmenin yani cumhurbaşkanlığının Millet ittifakına verilmesi halinde denge denetim mekanizmasının daha verimli çalışacağına ve sistem değişikliğinin çok çabuk yapılarak yürürlüğe girmesinin mümkün olabileceğini düşünüyorum.
Yazımın son bölümünde Okuyucularıma bir açıklamada bulunmak isterim. Bilmeyenler olabilir, 1999/2004 yılları arasında Çerkezköy de belediye başkanlığı yaptım. Siyaseti bıraktım, siyasi parti yöneticiliğini bir tarafa bırakın, hiçbir siyasi partiye üye bile değilim. Yani kişisel olarak bir oy beklentisi ve talebim yoktur.
Seçimleri demokrasinin olmazsa olmaz bir nimeti olarak görürüm. Vatandaşlar için hem bir hak ve aynı zamanda bir görevdir. Tüm okuyucularımıza seslenmek istiyorum: 28 Mayıs 2023 seçimlerine katılarak mutlaka oyunuzu kullanın. Sandığa gitmemek için partisine, milletvekillerine kızgın, yöneticilere küskün, protesto etmek isteyen tanıdıklarınızı da ikna edin, onların da oy kullanmasını sağlayın. Haklı da olabilirler ama bugün o hesabın görüleceği gün değildir. O günlerde gelecektir elbet. Ama şimdi yanlış kararın vebali olacağını bilerek doğru tercih yapmak zorundayız.
Başlarken verdiğim örneğe dönersek; Son karar olarak yaptığınız tercihle aldığınız ayakkabı seçiminde yanılırsanız en çok ayağınızı vurur, birkaç gün acı çeker sonunda değiştirebilir veya ihtiyacı olan bir başkasına verir, en çok kaldırır atarsınız. Zararı sizinle sınırlı kalır. Ancak pazar günü kullanacağınız oy ile tercih edeceğiniz cumhurbaşkanının aldığı kararlar ve uygulamalarını değiştirme imkânı olmadığını, seçiminizin ülkemiz için adeta bir beka tercihi olacağını hatırlatmak istiyorum. Bu seçim tek adam sistemi için bir referandum olacaktır. Yapılacak yanlış tercihin bedelini sadece siz değil; çocuklarınız, torunlarınız, ülkenin gelecek nesillerinin ödeyeceğini unutmayın. Ayrıca şehit kanlarıyla sulanarak bizlere gelecek nesillere bırakmak için emanet edilen vatanımıza karşı Kurucu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün birinci vazife olarak verdiği Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmenin büyük bir vebali olduğunu, vazifeyi yapmaktan vazgeçersek, kaçarsak, başaramazsak vebal altında kalacağımızı hatırlatmak isterim.
Sorumluluğunuzun bilinci ile SON KARAR olarak yapacağınız tercihin vatanımız, milletimiz ve geleceğimiz için hayırlı olmasını diliyorum.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum