TABURCU
21 Mart 2019, Perşembe 14:11Yıl 1915. Çanakkale’ye gelen gözcüler siperlerimizden kendilerine doğru çevrilmiş 200 top namlusu sayarlar. Oysa bunların yarısından fazlası top görünümü verdiğimiz soba borusudur.
Siperlerimize koyduğumuz yalancı topların yanında yüreği vatan sevdası ile dolu düşmanı geçirmemeye yeminli yiğitler nöbetteydi.
Hastane çadırlarında da her şey hazırlanmış cepheden gelecek ilk yaralı kafilesi için endişeli bekleyiş başlamıştı.
Öyle ya savaş sadece cephede olmayacaktı. Hastane çadırlarındaki doktorlarda büyük savaş verecekti yaralıları yaşatabilmek için.
Ve 18 Mart sabahı…
Birbiri ardına gelen top sesleri ile gözler cepheye çevrildi ve endişeli bekleyiş başladı. Çok geçmeden de yaralı askerleri taşıyan ilk kafile göründü.
Düşman adeta ölüm kusuyordu.
Yarıl askerler yağmur gibi yağmaktaydı hastane çadırına.
Kısa sürede tükendi eldeki ilaç stoku. Elde kalan malzeme tüm yaralı askerlere yetebilecek durumda değildi.
En çok kullanılan malzeme; ağrı kesici yani morfindi…
Doktorlar çaresizlikle acı içinde kıvranan askerlere baktılar ve karar vermek zorundaydılar vatan için…
Morfini tüm askerlere kullanmayacaklar; sadece ameliyat olabilecek durumda ve kurtarılabilecek askerlere morfin yani ağrı kesici verilecekti.
Hastane çadırı önüne bir masa kuruldu. Cepheden getirilen yaralı askerler ilk önce bu masaya yatırılıyor, doktor yaralıyı inceliyor, iyileşebilecek durumda olup olmadığına karar veriyor.
Kaldırın… Kaldırın… Kaldırın… Bana morfini verin… Kaldırın…
Acı içinde kıvranan yaralı ile göz göze gelmemeye çalışıyordu doktor; duygusal karar vermemek için.
Kim bilir o doktor ‘bunu kaldırın’ sözünü kaç kez söylemişti çaresizlik içinde.
Yaralı bir asker yatırıldı yine masaya; doktor askerin yaralarına baktı çaresizlikle.
O an inilti halinde bir ses geldi, acılar içinde kıvranan askerden;
“Baba…”
Herkesin gözü bir anda doktora çevrildi.
Asker, doktorun öz oğludur.
Doktor sedyecilere döner ve ‘bu asker benim oğlum, lütfen gölge bir yere kaldırın’ der.
Doktor oğlu için ayrıcalıklı olarak sadece gölge bir yer istemekte.
Bu topraklar, hakkı olmadığı için bir tek ağrı kesiciyi bile oğluna vermeyen o güzel, o cesur ve kararlı insanlar tarafından vatan yapılmıştır.
Çanakkale şehitlerimizin ve gazilerimizin anısına sonsuz saygıyla; Rabbim hepsinden razı olsun…
Yine hastanelerde kullanılan TABURCU sözünün Çanakkale Zaferi sırasında tedavi edilen yaralı askerlerin tekrar cephedeki taburlarına katılmaları için ‘TABURCU’ olarak işaretlendiğini biliyor musunuz?
Bugün ‘taburcu’ olunca evlerimize gidiyoruz ya; 1915’te askerler evlerine değil, cepheye gidiyorlardı…
Çanakkale geçilmez!
Saygı, minnet ve rahmetle…
★★★
Bu hafta 18 Mart Şehitliğimizde başlayan ve gün boyunca devam eden çeşitli anma etkinlikleri yapıldı ilçemizde.
Ayrıca İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Çanakkale Zaferi anısına ilçemizdeki şehit ailelerinin katılımı ile hazırlanan video büyük beğeni aldı.
★★★
Sayın Kaymakamımız ve İlçe Milli Eğitim Müdürümüz; Çerkezköy’ün, Trakya’mızın şansı ve gururudur.
İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen ‘Projem Türkiye’ yarışmasında 8 bakanlık yetkilisinden oluşan İçişleri Bakanlığı Proje Değerlendirme Kurulu tarafından bin 102 proje arasında kültürel kategoride ‘Bir Sınıf Donat Adını Yaşat’ projesi ilk üçe girdi.
Gurur duy Çerkezköy.
Ödülü Kaymakamımız Atilla Selami Abban, İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’dan aldı. Tören sonrası düzenlenen sergide projemiz büyük ilgi gördü. Rabbim ayağınıza taş değdirmesin, tebrik ederiz bizler de…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum