YANGIN KONUSU
30 Ocak 2025, Perşembe 13:1521 Ocak Salı günü Bolu ilimizde yaşanan otel yangınında 36 sı çocuk, 78 vatandaşımızı kaybettik. Acımız çok büyük. Kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah tan rahmet, geride kalan kederli ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Allah, tekrarından korusun.
Yaşanan yangın olayı; yetkililerin sorumluluktan kurtulmak amacıyla vatandaşlara doğru bilgi vermek yerine, gerçeklerden uzak polemiklere girmesi sonucu hala aydınlatılamadı. Böyle olunca vatandaşı bilgilendirmek adına medya tartışmaya katılmak zorunda kaldı. Ancak medyadaki kamplaşma nedeniyle vatandaşların beklentileri karşılanamadı. Çünkü medya yazık ki tarafsızlığını kaybetmiş haldedir. Çeşitli nedenlerle bir siyasi görüşe angaje olmuş medya, objektif bir yayın yaparak sadece gerçek haberleri vatandaşlara aktarma özelliğini çoktan kaybetmiştir. Özellikle TV programlarında tartışmalara katılan uzman konuşmacılara saygı duyuyorum, onları tenzih ederim. Ancak bazı provokatörlerin uzmandan çok bir parti militanı olduğu daha konuşmaya başlarken belli oluyor. Bunlar desteklediği siyasi partiyi korumak, yaranmak amacıyla öne sürdüğü ilgisiz görüşleriyle bilgi kirliliği yaratmaktan başka bir işe yaramıyor. Yaşanan bu ortamda, yazık ki halk gerçekleri öğrenme imkanı bulamıyor, kafası karışıyor. Ama provokatörler amacına ulaşıyor.
Yangının adli boyutunu soruşturan Bolu Cumhuriyet başsavcılığı mahallinde araştırma yapmak ve rapor hazırlamak üzere sekiz uzmandan oluşan bilirkişi heyeti görevlendirdi. Heyet jandarma eşliğinde sahada yaptığı tespitlerini rapor haline getirdikten sonra Cumhuriyet Başsavcılığına teslim etmek için adliyeye gitmiş. Burada raporun değiştirilmesi yönünde müdahale yapıldığını CHP genel başkanının açıklamasından tüm kamuoyu öğrenmiş oldu. CHP genel başkanı konu hakkında bilgi almak için Adalet bakanını aramasına rağmen, bakanın telefona çıkmadığını da yine kendi açıkladı. Ertesi gün Adalet bakanı raporu neden okudu diye genel başkana kızdığı için telefonunu bilerek açmadığını açıkladı ve raporu korsan metin olarak nitelendirdi. Halk acı olayın karanlıkta kalan noktalarının aydınlatılmasını beklerken, yaşanan gelişmeler yangın gerçeğinin ortaya çıkmasını geciktirmekten başka bir işe yaramadı.
Yangın olayında gözüme çarpan ilk hata; Devlet organizasyonundaki görev paylaşımı eksikliği, yanlışlarıdır. Sorun; Bakanlık, Belediye, Özel İdarenin ötesinde Devlet sorunu görüntüsü vermiştir. Yetki kargaşası içinde bugün itibariyle otel yangınında sorumlu kurum konusunda henüz görüş birliği sağlanamamıştır. Yangın konusunda açıklama yapan her yetkili; sorumluluğu kendinden, kurumundan, partisinden uzaklaştırmak için yetkinin kimde olduğu konusunda yanıltıcı ve yoruma dayalı bilgi vermektedir. Oysa bir organizasyonda temel kural yetki ve sorumlulukların kesin olarak belirlenmesidir. Ülkemizde merkez ile yerel arasında yetki paylaşımı hep sıkıntılı olmuş ve yazık ki bu güne kadar ideal bir çözüme ulaştırılamamıştır. 2002 seçimlerinden sonra iktidara gelen AKP yönetimi reform diye yerel yönetimler yasalarında değişiklikler yaptı, ama görünen o ki yeterli olmamıştır. Yerel yönetimler konusunda gerçek bir reforma ihtiyaç olduğunu biliyorum ancak konuyu dağıtmak istemediğim için şimdilik, ileride tekrar indirmek üzere rafa kaldırıyorum.
Yangın konusundaki görüşlerime gelince: Yanan otel Turizm Bakanlığından alınmış turizm işletme belgesine sahip olup Bolu İl Özel İdaresi sınırları içinde kalmaktadır. 5393 sayılı belediye kanuna göre Bolu Belediyesinin kendi merkez ilçe ve mücavir alanı dışında herhangi bir yetkisi ve görevi yoktur. Kanuna göre il ve ilçe belediyelerinde itfaiye teşkilatı kurulması zorunludur. İl özel idareleri için itfaiye teşkilatı kurulma zorunluğu yoktur. Bu alanlarda yangın yeterlilik belgesinin hangi itfaiye teşkilatı tarafından verileceği konusunda mevzuatta bir hüküm yoktur, bu eksikliktir. Gözüken o ki Valiliğin de bu konuda istisnai bir görevlendirmesi olmamıştır. Turizm işletme belgesi verilen otel ve diğer konaklama tesisleri için imar ve ruhsat yetkileri, bulundukları belediye veya il özel idaresi yönetiminde olmayıp, Turizm Bakanlığındadır. Onun için yangın mevzuatının uygulanması ve denetlenmesinde görev ve sorumluluk yine bakanlığa aittir.
Önce den alınmış turizm işletme belgesi varsa bu belge aynı zamanda iş yeri açma ruhsatı yerine geçiyor. Ancak bu durumda olan işletmelerin 30.04.2024 tarihine kadar ilgili kurumdan yangına uygunluk belgesi alması gerekiyordu. Bu tarihe kadar bu belge alınmadıysa Turizm Bakanlığınca turizm işletme belgesinin iptali gerekirdi. Bunların denetimini yapmak da Turizm Bakanlığının göreviydi. Bakanlığın kendi Yönetmeliğinin Geçici 1. Maddesi uyarınca öngörülen görevi yerine getirmemesi nedeniyle ağır hizmet kusuru vardır. Bunu görmezden gelerek Bolu Belediye itfaiyesinde görevli personeli; otelin başvurusu üzerine tespit edilen eksiklikleri, otel yönetiminin dilekçeyi geri çekmesi üzerine, yasalarda tanımlanmamış olmasına rağmen neden şikayet etmediniz diye suçlamak, zorlama bir yorum olmaz mı? Çünkü yangına ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan Grand Kartal Otel' in sahibi Halit Ergül ün mahkemedeki beyanına bakın:
“Bolu 2. Sulh Ceza Hakimliğindeki ifadesinde jandarma ve savcılıkta verdiği ifadelerini kabul ve tekrar ettiğini bildiren Ergül, olay günü Gazelle Otel' de bulunduğunu, yangın haberi gelince bölgeye gittiğini ve itfaiyenin kendisinden 15 dakika sonra geldiğini anlatmış. Otelde yangına karşı her türlü önlem alındı ifadesini kullanan ve gerekli denetimlerin yapıldığını savunan Ergül, En son denetim Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 15 Aralık tarihinde yapılmıştır. Bu denetimde engelli odalarının kapılarıyla ilgili eksiklikler bulundu. Yangınla ilgili herhangi bir eksiklik tespit edilmedi demiştir. “
15 Aralık tarihinde Kültür ve Turizm bakanlığı tarafından yapıldığı söylenen denetimin raporu nerededir? Denetim yapan Turizm Bakanlığı yetkilileri itfaiyenin tespit ettiği eksiklikleri görmemiş olabilir mi? Denetim yetkilileri yetersiz olabilir, bakanlıktan veya valilikten geçici görevlendirme ile neden teknik destek istenmemiştir. Bu soruşturmada ihmaller zinciri ortaya çıkarılmalı kimseye ayrıcalık tanınmamalı, artık gerçek sorumlu bulunarak hak ettiği cezayı mutlaka almalıdır. Çünkü: Geçmişte sorumlusunu bulamadığımız cinayet gibi sözde kazalardan bugünlere geldik. 2014 te Soma’da, 301 madenci can verdi. Aladağ’ da kız öğrenci yurdunda çıkan yangında 12 çocuk öldü. 2014’te, Ermenek’ te 18 madenci madenin içinde boğularak öldü. 2003’te Pamukova’daki tren kazasında 41 kişi, 2018’de Çorlu tren kazasında 25 kişi öldü. Sorumlu yoktu, hala bulamadık. Bulabilseydik belki böyle sözde kazalar olmaz, belki bazı canlarımız hayatta, aramızda olurlardı.
Otel sahibi ve işletmecilerinin sorumluluğu dışında, bu olaydaki sorumluluk Kültür ve Turizm Bakanlığındadır. Bütün demokratik ülkelerde istifa diye bir müessese vardır. Ülkemizde maalesef hatırlanmaz hale gelmiştir. Yazı yayımlandığı tarihte Bakan hala görevine devam eder mi bilemem. Bana göre yangının üzerinden yirmi dört saat bile geçmeden istifa etmesi gerekirdi. Bunun için Cumhurbaşkanından talimat beklenmemeliydi...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum