YOLSUZLUK; BEKA SORUNUDUR! (3)
12 Eylül 2024, Perşembe 11:11Anlayamadığım konu; İrtikap suçu, suçun vasfı değişerek nasıl olup ta görevi kötüye kullanma olabiliyor? Burada ya savcı iddianamesinde ya da hakimlerin kararında bir yanlışlık var. Yargılamalar ağır ceza mahkemesinde yapılıyor. Görevli hakim ve savcıların okuldan yeni mezun acemi yargı mensubu olduklarını düşünmüyorum. Herhalde meslekte belli bir tecrübeye sahip, sicili iyi olan yargı mensuplarıdır. Bu mahkemelerde suçun vasfı ile ilgili böyle bir yorum farkı olabilir mi? Ceza alt, üst sınır takdirini anlarım da irtikap, görevi kötüye kullanmaya değişebilir mi?
***
Belediyelerde yolsuzluk yaparak zenginleşmede çok yaygın uygulanan bir örnek daha verelim.
Bu defa belediyelerde kurulan "bağış" tezgahını aktarayım. Belediye Başkanı ihale verilen firmalardan alınacak komisyon konusunda görüşme yetkisini güvendiği (genelde özel kalem müdürü veya başkan yardımcısı) paydaş birisine verir. İhaleye giren ve kazanan firma sahibi ile ”o” kişi görüşür. İhaleyi kazanan firma sahiplerinden komisyon tahsilatını da yine “o” kişi yapar. Firma ihaleyi aldıktan sonra firma sahibiyle görüşerek "Hayırlı olsun ihaleyi aldınız, para kazanacaksınız. Bizim hizmete yönelik çalışan vakıflarımız, derneklerimiz, spor kulüplerimiz var. Bunlara bağış yaparsanız memnun oluruz” diyerek yüzde 10'a kadar varan miktarda anlaşılan bağış yine “o” paydaş kişi tarafından firmadan alınarak başkana aktarılır.
***
Toplanan paraların tam olarak nerelere kullanıldığını başkan hariç kimse bilmez. Bu bağışlar spor kulüplerine mi, derneklere mi? Vakıflara mı gitti, ne kadar gitti bilinmez. Bazı belediyelerde Savcılık tarafından yapılan incelemelerde de paraların izine rastlanmamıştır. Bu durumda paraların ya makbuzsuz ve belgesiz toplandığı, ya da resmi dışında bir makbuz kullanıldığı Savcılığın belgeler üzerinde yaptığı incelemede tespit edilmiştir. Ben de bir dosya için başmüfettişin yazdığı raporda “vakıf için toplanan paranın çok az bir kısmının vakfa, büyük çoğunluğunun kişisel amaçlara kullanıldığı” tespitini okumuştum. Sonuç; bağış sisteminde Belediyelerde toplanan paranın az bir kısmı adı geçen yerlere aktarılırken büyük çoğunluğu kişisel servete ekleniyor. Anlattıklarımın belediyelerde hortumlama ile yapılan servet transferini tam olarak açıklayama yetmeyeceğini biliyorum. Haramilerin belediyelerde sistematik hale getirdikleri düzeni tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermek açısından örnek olarak ilginç bulduklarımı paylaşıyorum.
***
Belediyelerdeki yolsuzluklarda sık rastlanan bir örnek daha verelim. Belediyeden ruhsat alan bir inşaat başlamıştır. Müteahhit’ in aldığı ruhsat ve eklerine aykırı imalat yaptığı tespit edildiği zaman belediye görevlileri müdahale ederek tutanak tutar, inşaat mühürlenerek durdurulur. İnşaat sahibi belediyeye başvurur. Mühürlenme sebebini ve bundan sonra ne olacağını sorar. Yetkililer inşaat sahibine daha önce anlattığım şekilde belediyenin “hizmet yapmak” için kurduğu vakıf adres gösterilerek buraya istenen miktarda bağış yapma karşılığında mührün söküleceği, tutanağın yok edileceği, inşaatına devam edebileceği söyler. İnşaat sahibi istenilen miktardaki bağışı verilen adrese yapar. Ertesi gün mühür sökülür ve inşaat devam eder, sonra da inşaat biter. İnşaat sahibi yapı kullanma ruhsatı (iskan) almak için belediyeye başvurur. Bu arada seçim olmuş, belediye yönetimi değişmiştir. Yapı kullanma ruhsatı için binayı kontrole giden belediye görevlileri binada ruhsata aykırı kısımlar tespit eder, tutanakla imza altına alırlar. İmar işleri müdürlüğü yazdığı müzekkere ile gereği için başkana bilgi verir, konu encümene havale edilir. Encümende görüşülür, 3194 sayılı imar kanunu 32 ve 42. maddelerine uygun ceza yaptırımı çıkar. Encümen kararı inşaat sahibine yasal yollardan tebliğ edilir.
***
Bundan sonra anlatacaklarım tam ibretlik bir utanç tablosudur. İnşaat sahibinin belediye başkanlığına verdiği ıslak imzalı dilekçe ile, belediye yetkililerinin binasını inşaat safhasında mühürlediğini, gösterilen vakfa bağış yapması karşılığı mührün söküldüğünü, “artık sorun kalmadı, inşaata devam edebilirsin” dendiği için devam ederek inşaatı tamamladığını açıklamıştır. Saygıdeğer okurların dikkatine sunmak istiyorum: Belediye bağış adı altında rüşvet almak için vatandaşa resmen tuzak kurmuştur. Alınan ruhsat ve eklerine aykırı yapılan inşaat; ne vakfa ne de belediyeye bağış yaparak yasal hale gelmez, gelemez. Hatta daha ötesi o bina yapı kullanma ruhsatı almış olsa bile, tespit edildiği zaman ruhsat ve eklerine uygun hale getirilmeden asla yasallık kazanamaz. Tek olasılık TBMM den bir imar affı kanunu çıkması durumunda, kanunun istediği şartları sağlıyorsa yasal hale gelir aksi taktirde tespit edildiği zaman yasal işlem yapılmak zorundadır. Onun için inşaat yapan vatandaşlar; kim isterse istesin; bağış adı altında yapılan rüşvet tuzağına dikkat etmeli, bağış adı altında toplanan rüşvet tuzağına inanmamalı ve haramilerin kirli tuzağına düşmemelidir. Anlattığım ibretlik örnek yolsuzluk olayında Savcılığın irtikap suçu işlenmiştir diyerek düzenlediği iddianame, mahkeme tarafından kabul edilerek yargılama başlar. Burada okurlara bir sorum olacak: Yargılama sonunda mahkeme nasıl bir karar vermiş olabilir? Evet, doğru tahmin, suçun vasfı değişmiş kararıyla “irtikap” tan açılan dava “görevi kötüye kullanmaktan “ ve bir ceza verilmeden ertelenmiştir. Peki son soru: yolsuzluk, yapanın yanına kar kalırsa; arkadan gelenler ne yapar? Bravo, doğru cevap: Yüzde 95 gibi büyük bir çoğunluğu; Ahlak anlayışında beytülmal ı ganimet gören, helali, haramı tanımayan, utanmaz, arlanmaz, sütü bozuk rantçı haramiler, tam da dediğinizi yapıyorlar:
ÇALDILAR; YİNE, YENİDEN ÇALIYORLAR!...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum